Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
dokunsan yüregime(uyaksız sevda)..
Konuyu Değerlendir
  • 17 Oy - 2.71 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Dokunsan Yüreğime (Uyaksız Sevda)

Sen gittin ya dilim yarım, uyaklarım kayıp
Gidişinle tükendi kelimeler

Kanayan düşlerimin içinden
Çekip çıkarıldı kimsesiz esir hisler

Candı, kandı.. ama hükmü yoktu
Çaresizlik tavında demini almıştı yarınlar

Adı olmayan bir sevda, çıkmaz sokak misali
Takılıp kaldı dikenlerine imkansızlığın

Yokluğun bıçak gibi keserken geceyi
Karanlık gülümsedi bir an
Ve ardında yeşerdi cansız seviler..
Sözler uyumsuzluğunu kusarken gecenin koynuna
Sahipsiz uyaksız sevdaya dair tüm kelimeler

Kimliksiz bir duygunun esaretinde bedeni olmayan ruhlar,
Ruhsuz bedenlere inat,
Canhıraş bir çabayla tutunmakta bugüne.
Dünden bugüne..
Dünün gölgesinde yaşarken bugünü
Ama sevdasız ama yarınsız
Keşke’lerin kaygısı çöreklenmiş yorgun bedenlere

Özgürlüğü takıp bir kuşun kanatlarına
Yarınlardan uzanmak vardı sevgili sana
Hiçbir şeyi umursamadan
Dikenli tellere rağmen.
Kanayan ellerimize, yüreğimize
Birbirine hasret bedenlerimize
İmkansızlığa rağmen..
Bana rağmen..
Sana rağmen..

Sınırlar yok etmeden bizi..
Tek bir kez.
Son kez.
Dokunsan yüreğime..
Ve ben o an ölsem
Gece gözlerinin derinliğinde...
Tek bir kez ve son kez...


“İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz biz, dokunsak kanar ellerimiz”
Sema Şener
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Aşkımızın canı yandı....
Hazımsız duygular
Körelmiş inançlar
Asrın cinayeti pusuda

Darağacında aşk ve sair sevdalar
Yağlı ilmek sırası bekleyen özneler
Ölmek kaçmaktır sözüne meyledenler
Ölmek mi kaçış yoksa kaçış mı ölüm bilmezler..

Bitmeyen çelişkiler içinde
Bu koca karanlık izbe metropolün gölgesinde
Kendi cinayetimi planlıyorum belki de
Yüklemi olmayan cümleler eşliğinde
Sinsice ilerliyor ölüm

Ölüm sensiz kalmaktı ya hani
Karanlığa sensiz gitmekti
Oysa es geçmişim bir gerçeği
Hatta tek gerçeği
Asıl sensizlik ölümmüş ya gülüm

Kapadım gözlerimi haykıran gerçeklere
Yüreğimi yakıyor kanayan duvarlar
İçimin acısı parmak uçlarımdan çıkıyor
Canım damlıyor camlaşan gözlerimden
Ve ben adım adım yaklaşıyorum sensizliğe
Göz çukurlarımda kalan ihanetler
Zamansız kesiyor yollarımı

Sevdam üşürken yüreğimde
Avuçlarımda geçmişin külleri
Ben sevdim mi tam severim derken
Sevdam, hep yarım kalmaya mahkum sanki

Kendimi hapsettim yaşanmamışlıklar içine
Kestim cezamı attım sonsuzluklara sevdamı
İşte bu yüzdendir ki
Ne söküp atabiliyorum yüreğimden
Ne de adam gibi sevebiliyorum seni yar

Kangren olmuş akşamların sessizliğinde
Tanıklık ediyorum yine duygularımın hüzünbaz sevişmelerine
Kelimelerim can çekişirken kalemimin ucunda
Yazamadığım kelimelerin çığlıkları kulağımda


Eskilerde kalmış, bir olan iki gönülün samanlık macerası... Şimdilerde şatolar bile yetmiyor hazımsız yüreklere...Şehvetin esiri olmuş aşka dair tüm duygular...Tensel temas olmadan yaşanmaz olmuş aşklar..Aynı yaşandığı sanılan sevdalar gibi masallar bile yalan olmuş..


İşte bu nedenledir ki yüreğim.. Son zamanların en hazin öyküsüyüz aslında sen ve ben..Geçmişin gölgesi düşerken yüreklerimize Kerem ile Aslı’nın can bulmuş ruhlarıyız bu asırda..Ve ruhlarımız yanarken sevdanın ateşinde, bedenlerimiz ayrılığın ayazında üşümekte..



Hazımsız duygular
Körelmiş inançlar
Asrın cinayeti orta yerde

Tek tek öldürüldü adı sevgiden geçen herkes
Şahit olmadı maskeler ardındaki yüzler
Ve bu hazin öykü için saklanılan
Tek bir damla düşmek üzere gözlerden

Biz aşka ihanet ettik sevgili.. kendimizle birlikte ihanet ettik aşka. Yarım bıraktık, eksik yaşadık.. bir yanı yetim bir yanı öksüz...

Ve ben...
En büyük yalanı söyledim kendime
Gerçekler dilime yapıştı
Sahip çıkamadık aşkımıza yüreğim..
Aşkımızın canı yandı..

Sema ŞENER
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Sevgi hayatın kalbidir...

Sevgi hayatın kalbidir.
ALLAH, ın üflediği ruhtur sevgi..Bu yüzden sevgisiz insan can verilmemiş
gibidir

Bir nevi ölüdür sevmeyen insan
Evet,sevgi hayatın kalbi olduğu gibi insanın da,kainatın da,
Cennetin de kalbidir..

O sevgidir ki her şeye can verir..O sevgiyledir ki ölüler dirilir..
O sevgiyle toprak yeşerir,sevgi gülleri verir..

Gülün kokusu ,sevginin de kokusudur bu yüzden
Sevginin her mevsimi bir bahardır.
Sevginin kışı yoktur..
Soğuğu yoktur.sevgi hep sıcaktır.belki bazen ılıktır ama hiç soğuk
değildir..

Sevgi,incitmeyen bakıştır.Kırmayan kalptır sevgi..ve sevgi iyiliktir.
Sevgi sevapların en güzeli,en yücesi ve en bereketlidir..

Sevgi varolduğu her şeyi güzelleştirir..
Kirlerinin arındırır ve tertemiz kılar..

Sevgi kötülüğe sevinmez,kötülük etmeyi hiç bilmez,ve gördüğü
Her kötülüğü iyilikle örter..
Sevgi gecenin içinden sıyrılıp çıkan gündüzün aydınlığıdır..

Her sevgi güzeldir..kötü sevgi hiç yoktur..
Sevgi adına yapılan kötülüklerin temelinde sevgi değil,sevgi sözlüğüyle
örtülen basit duygular ,nefsaniyetler vardır.
Ama asla sevgi yoktur

Sevgi rahmettir.öyle rahmettir ki sevgi yağmurun gözyaşıdır.
Gözyaşının sıcaklığıdır..

Sevgi ALLAH ın yeryüzündeki en açık izidir..
Sevgi O nun velilerine has kıldığı gönül cennetidir..
Sevgi, ALLAH,ın nefes alalım diye gönderdiği cennet esintisidir..
Sevginin kalbidir ALLAH.(c.c.)

Bu yüzden sevgi Onun adıyla başlar,ve O nunla yaşar..
O nsuz sevgiler bir kuru hayal ve aldanmadan ibarettir..

Sevgimizde ALLAH sevgisi varsa onu sizinle O da sevecektir ve sevginizi
koruyacaktır.
Sevginizle sizi O konuşturacak ,O buluşturacak..

O size yıldızlardan taç yapacak,nurlu bir yoldan sizi cennete ulaştıracak..

Sevgimizi her türlü tehlikeden O koruyacak..Aşkımızın sırdaşı,hicretimizin
yoldaşı olacaktır

MONA ROSA

MONA ROSA
Mona Rosa siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa siyah güller, ak güller



Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Rosa bugün ben de bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar



Açma pencereni perdeleri çek
Mona Rosa seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Rosa ben bir öteliyim
Açma pencereni perdeleri çek



Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Ben de çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatır her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi




Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mum ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar




Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların



Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir, söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona



Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçemin incirlerine
Kiminin rengi ak, kiminin sarı
Ah beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları



Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O sakin bakışlar bir su kenarında
Ki ben Mona Rosa bulurum seni



Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle bir saza
En güzel türküyü bir kuşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa



Artık anla beni muhacir kızı
Anla ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı etrafımı
Artık anla beni muhacir kızı



Yağmurdan sonra büyürmüş başak
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurdan sonra büyürmüş başak



Altın bilezikler, o korkulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir gülümsemene
Bir tüy ki kapalı geceye güne
Altın bilezikler, o korkulu ten




Mona Rosa siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa siyah güller, ak güller
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
(En son düzenleme: 01-09-2008, 13:14 GüLYapraK.) .
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

[Resim: acisess_mektup.jpg]


SESSİZLİĞİNE....

SESSİZLİĞİNE....

“Odamın hayaletisin
Sessizliğine aşığım senin”
…….

Duruyorsun işte orada öyle sanki bir adım atsam dokunacak kadar yakın
Dokunsam ağlayacak kadar kırgın bakışlarınla karşımdasın
Susuyorum susuyorsun ağlıyorum ağlıyor yine de
Tek bir söz etmiyorsun
Odamın hayaleti gibisin
Sessizliğine aşığım senin

Bak diyorum sana ufku görünmez uzaklara
Bak diyorum orada bir hayat var bizi bekleyen
Kuş kanadında ölümü taşırcasına sanki kanadından vurulmuşçasına
Dönüp ufkumuza bile bakmıyorsun
“Odamın hayaleti gibisin
Sessizliğine aşığım senin”

Kimi gün bir sigara yakıyorsun benimle dumanı ciğerine çekerken
Acıyı yüreğime ilmek ilmek işlerken içtiğim sigaranın dumanı sen olursun
Her nefesimde incinir gözlerime dalarda yinede konuşmazsın
“Odamın hayaleti gibisin
Sessizliğine aşığım senin”

Göremesem de bilirim varlığını hep yanımdasın
Duyamasam da dinlerim seni duyarım en güzel öyküyü anlatırsın
Dokunamasam da hissederim bendeki tenden daha sıcaksın
“Odamın hayaleti gibisin
Sessizliğine aşığım senin..”

[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

[Resim: jul1yy3.jpg]

Yarabandı

Yarabandı

Düşünce gözlerin gözlerime,
Melekler gülümser di
Yıldızlar aydınlatırdı etrafımızı
İn/ler, cin/ler aşka gelir di.
Bulutlar çıldırır
Bereket olurdu.
Çiçekler doluşurdu saçlarıma...

Nezaman ki, gözlerin gözlerime küsdü,
Yüreğim kurudu
Yağmur gözlerime düşdü.
Düş/ler düş oldu.


Şimdi hangi yarabandı, tutup birleştirir bu yarayı...

Aşkın Hali

Özüm yasta,
Gözüm yaşta…
Bir muma müptelâ, bir damla belâdır bakışım
Kışım geçer, yazım biter
Anlatamam pervânenin hâlini...
Kalem kırıktır.
Atamam...
Aşktan yadigâr
Elem, hıçkırıktır.

Ben aykırıyım ey yâr!
Haykırırım.
Çığlık çığlık isyanımı ılık bir nisyan susturur
Hatırlamaksa düşen payıma
Ne kin ne nefret ve ne de gurur
Leyl ü nehar karşımda
Ay gibi, güneş gibi
Gözlerin durur

Kapatma yüzünü, atma şu düğümü
Bu sedâ sana ulaşmaz.
Bilmezsin kan gölünde yüzdüğümü
Yüzdürüldüğümü hallacın gergin ve keskin yayında
Bilmezsin
Mecnûn’un günden güne niçin süzüldüğünü…
Korkma ey yâr!
Sen hiç gördün mü gülün bülbüle döndüğünü?
Cânân kalmaktır sana yakışan
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde
Akar da insan
Bu sevdâ sana bulaşmaz.

Sorma ey yâr!
Yorma beni…
Gerisayım hayatım, hücrelerim kanserli
Hükümlüyüm hücrende, ümidim de kederli
Bir şişede girdâb
Cevâb içre şarâb
Rüzgârda mı kabahat, yaprak mı sarhoş kalmıştır?
Şâirlik! Ne delilik!
İzan dipte, insan ipte…
Söz...
Loş kalmıştır.
Yalan dolan içim
Boş kalmıştır.

Yazılan varsa asırların kalbine
Ancak bir noktadır.
Câhiller çoğaltmamıştır henüz
Ve süveydâ hâlâ tek noktadır.
Kazılan varsa sırların dibine
Mezar bir yoktadır.
‘Var’ ki yoktadır.
Gözler bende, kirpik sende
Aşk bir oktadır.
Âh oktadır!
Oktadır!

Senem Gezeroğlu

Uslanmaz Ruhum Yaşadıkça......

Hep ertelenen bir an,
hiç yaşanmamaya mahkumdur.
Düşlerin bekleyişini,
yalnızca bir hüsran karşılayacaktır.
Mevsimleri sayarsak
ömür baharsız tükenir gider.
Sevdiğimizi bulmak
yada bulduğumuzu sevmek tercihi,
en zor olan iki seçenektir
bu sınavda.

Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde.
Sebepsiz mi
coşkun bir denizde maviye hasretliğimiz?
Ufukta görünen o ki
mutluluk tek kişiliktir aslında.
Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun.

Aşkında sevdiğin kadar büyüktür.
Sevdiğin sürece meydan okur dünyaya.
Hasretle beklenen
gelmez hiçbir zaman,
bu hasreti yalnız tüketirsin.
Karşılık bulmuyorsa sevda,
umut değil,
kendini hükümdar sanan köleler üretir dönemezsin.
Ama boşa geçmemiştir dolan vakit.
Heba olan şiirlerin de değildir.
Türkülerin diliyle yas tuttuğun geceler,
sırdaşlığını hiç terk etmez.
Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri ,
yeniden açar,
o gül solarken.
Ayrılanlar,
yıllar geçse de üstünden
hep aynı acıyı çeker.
Ama yollar hiç bitmez.
Sonuna geldiğini zannettiğin yerler,
birer duraktır aslında.
Ve sen yolculuğunu,
gönüllü bitirmişsindir o durakta.
Güneş hep geç kalırmış gibi gelir,
sen bir baharda mevsimler başka havada.
Gerçeklerle düşler yerini kaybeder.
Bir tek o kalır yüreğinden hiç gitmeyen.
Aynı bakışlı resmine saatlerce dalışın kalır,
sevdanın tutsaklığında acılarını dindirmeyen…

Şöyle dimdik durup rüzgara karşı
”EY HAYAT!
SEN ŞAVKLI SULARDA BİR DOLUNAYSIN,
ASLINDA YOKUM BEN BU OYUNDA,
ÖMRÜM BENİ YOK SAYSIN.”
diyerek çekip gitmek gelir aklına.

Bedeninizin parçalanması,
hiç umurunda değildir .
ama sevdiği uğruna ölenlerden olmak istemezsin.
Çünkü yalnız yaşarken bir ihtimal daha vardır.
Belki ölüme değil ama,
onun hayatına geç kalmışsındır.
Uzaktır,
öyle kalacaktır belki.
Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi,
yüreğini teselli etmek de sana düşer.
Her şeye rağmen korkutmasın seni bu sevdanın ateşi.
Her yangın önce başladığı yeri yakar.
Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde,
yıllar geçse de
SENİN ADIN YAZAR.
Ve bil ki sevdiğim
,uslanmaz ruhum yaşadıkça
SENİ SEVER, SENİ SEVDİKÇE YAŞAR !

!……Yürek Sızım.....!
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
(En son düzenleme: 01-09-2008, 13:19 GüLYapraK.) .
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

nerdesin

Gel,
Yine gel diye mi feryat edeceğim.

Dön,
Yine dön diye mi seni çağıracağım.

Dur,
Yine dur diye mi yalvaracağım.

Kal,
Yine kal diye mi ağlanacağım.

Hiçbiri bana göre değil bilirsin.

Gideceğim buralardan,
Sanırım sol yanımı burada bırakacağım.
Sol yanım ardımda kalacak.

Ben ayrılığın yüküyle iki büklüm.
Hasretin çekilmez, hasretin ağır,
Hasretin kambur misali sırtımda duracak.

Hayalin, hayallerimi süsleyecek,
Biliyorum.
Gece karabasanlar gibi üzerime çökecek,
Biliyorum.
Kalabalıklarda hep seni arayacağım,
Biliyorum.

Senden uzakta olmak beni yoracak,
Görünmeni bekleyeceğim, bilmem kaç kere, sokak başından.
Ama sen olmayacaksın,
Kokun da duyulmayacak.
Sesin de gelmeyecek,
O ahengiyle huzur bulduğum sesin.
Zil çalacak, kapı açılacak sen sanacağım,
Sesi dinleyeceğim kulak kabartıp,
Sen misin?

Boynum bükük geri döneceğim odama,
Sonra dönüp haykıracağım,
Bağıracağım,
Nerdesin?

Nerdesin hoş bakışlım,
Nerdesin dünüm, bugünüm, ömrüm.
Nerdesin gönül limanım.
Nerdesin?


İçimde Volkanları Tetikleme

Sesini ilk kez böyle titrek duyuyorum.
Ağlıyorsun.
Ağlayan sesini ilk defa duyuyorum.
Ağlama.
İncilerini gözünden dökme.
Hıçkırıklarına yabancı kulaklarım, ağlama.
Titrek sesine,
Gözyaşlarına yabancıyım, ağlama.

Ağlama dost, sen yine de ağlama.
Bu işin sonundaki hayrı bekliyorum de yine.
Ama ağlama.
İncilerini gözünden dökme.
Hıçkırıklarına yabancı kulaklarım, ağlama.
Titrek sesine,
Gözyaşlarına yabancıyım, ağlama.

Hayat işte biraz da böyle.
Emekler boşa gider bazen,
Bazen yıkılır umutlar, de
Ne bileyim, kendini avut bi şekilde
Ama ağlama.
İncilerini gözünden dökme.
Hıçkırıklarına yabancı kulaklarım, ağlama.
Titrek sesine,
Gözyaşlarına yabancıyım, ağlama.

Hüznün benim de hüznüm,
Titrek sesin volkanları tetikler içimde.
Hadi biraz gül,
Unuttum, geçti gitti, de
Ama ağlama.
İncilerini gözünden dökme.
Hıçkırıklarına yabancı kulaklarım, ağlama.
Titrek sesine,
Gözyaşlarına yabancıyım, ağlama.

Her şeyi bir gören var,
Her şeyin üzerinde bir güç,
Halini bir bilen var.
Aç ellerini, O na arzet halini
Dua dua yalvar.
Ya Rabb Sana havale ediyorum, de
Ama ağlama.
İncilerini gözünden dökme.
Hıçkırıklarına yabancı kulaklarım, ağlama.
Titrek sesine,
Gözyaşlarına yabancıyım, ağlama.
İçimde volkanları tetikleme.
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
(En son düzenleme: 01-09-2008, 13:21 GüLYapraK.) .
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

[Resim: siir10177-1.jpg]

Gülü/ver

Gülü/ver

Gün ışımadan
Gün kamaşmadan
Gün kavuşmadan
Fırlıyorum
Lacivert ölüsü bir yataktan
Yetişmem gerek biliyorum
İstasyondaki son trene
Yetiştirmem gerek
En sebepsiz haberi
Gözlerimin son sahibine

Gülü/ver

Yetişirsem,
Eskimeden sesim.
ben gördüm diyeceğim
Çisil çisil bir yağmur deliriyordu saçlarında
Senin haberin yoktu
Martılar şahidim onlar da gördü
Gözlerinin içindeki
Kristal gülü
Ağlama gözünü seveyim

Gülü/ver

Ama sen ağlarsan
su olup gözlerinden düşecek
Dünyaya meydan okuyan şair
Bir ömür
Bir damla peşinde gezecek

Gülü/ver

Yıkılırsa sahnem
Bilinir gölge ve gerçek
Yokuşumda yorulan mavi
Gözlerinde eskiyen zaman
Her şey bir damla su inan
Ölmem için yetecek

Gülü/ ver

Yırttım bak bütün adreslerimi
Şehrin damarlarına isyan basıyorum
Kuşlar biriktiriyorum
Alnımın ortasına
Beni gören çocuklar
Hemen büyüsün diye
Yeter ki sen

Gülü / ver

Şahan Çoker

[Resim: ALLAH.jpg]

HİÇ

Gönül Sen’i bulmuş ise,
Başkasını anar mı hiç!
Ateşine yanmış ise,
Başka nâra yanar mı hiç!
Sen’i bulanlar bulmuştur,
Akıp akıp durulmuştur,
Ârif Sen’inle doymuştur,
Başkasına kanar mı hiç!
Var eden Sen’sin cihânı,
Varlığın canların cânı;
Bulanlar Sen’de ummânı,
Başka göle dalar mı hiç!
Adı her yerde okunan,
Sînede dertlere dermân,
Gönülden O'na inanan,
Başkasın Rab sanar mı hiç!
İrfan deryâsına dalan,
O'na rûhun fedâ kılan,
Cemâline hayran kalan,
Başka bala banar mı hiç!
O'nu görüp O'na yanan
Yolunun delisi olan,
Arayıp özünde bulan,
Başkasını sorar mı hiç!

[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
(En son düzenleme: 01-09-2008, 13:24 GüLYapraK.) .
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Aç Kapını

İltifât et aç kapını bendeni sevindir.!
Nağmeler sun ruhuma ötelerin dilinden;
Sun ve gönlümü saran hafakanlarımı dindir.!
Sunduğun gibi nâçârlara kendi elinden.
Sensin o tek merhametli bana da bir ihsan,
Lutfeyleyip yolumu otağına çevir.!
Yol boyu her dönemeçte nezdinden bir bürhan;
Sal ufkuma ahdini emânıma yetiştir!
İç içe gurbetteyim, yok gurbetlerin dibi,
Ağarsın ak günler, ersin zulmetin eceli.!
Sensin bu gamnâk gönlümün Biricik Sahibi,
Herkes gibi ne olur bana da bir tecellî.!
Ve her ân yepyeni bir vuslat heyecanıyla,
Gönlüme o derin sevginin zevkleri insin.!
Hep kanatlansın ruhum aşkının tufanıyla.
Hicranla köpüren ızdıraplar bir bir dinsin!
Duyayım kalbimde tecellî ettiğin ânı.
Ve bakışlarım sonsuzun rengine boyansın!
Göreyim şevkin vuslata döndüğü zamanı...
İsterse artık her yanım ateşlere yansın...
Bir sırlı âlem ki güneş tıpkı bir bengisu,
Madde çözülüp mânânın bağrında erimiş;
Ruh tecellî avında ve gönül kurmuş pusu,
Herkes bir büyülü temâşâ ufkuna ermiş...
O yerde O’ndan başka hiçbir şey işitilmez,
Kulaklara çarpan ses duyguların bestesi;
Saatler 'tik tak' ve günler doğup-batmak bilmez,
Zaman, mekan bilinmezin sırlı hendesesi...

Sevdamın Hüznü.... umut kapılarıma kilit vurmaya an kala sevdim seni...

tertemiz bir aşkın hevesiyle...

faniye sırt çevirmiş baki duygular vardı bende...

uzaklarda olsan da aslında en yakınlarımdaydın...

sana tüm zamanlarımı verdim, sana herşeyimi verdim...

onur konuğu olmuştun gönlümün en güzel mekanında...

en güzel duygularla ağırladım seni, hiç uğurlamamak üzere...

sonra...

o zamansız gidişin, sırra kadem basışın...

çok taht kavgaları yaşandı sen gideli...

ama,

kimse oturamadı, kimse unutturmadı...

sen gönlümün yavuz sultan selim'i gibi...

sen kalbimin en parlak dönemi...

gidişinle karanlık çağlara zindan oldum ama;

hala en güzel cümlelerimin öznesi,

benim çağımın gözdesi sensin...

gözlerinin karası, yüreğimin yarası...

sen...

kaderimin yasaklısı...

sen...

aşkın en tuzaklısı...

dönmeyişin...

işte gelmiş geçmiş en canımın yanışı...

bir bilseydin ardında bıraktığın derin izi!

belki de gitmezdin sultanım?...

meçhulleri dizdim hep ardı sıra;

nerdesin?

kimdesin?

hangi kalpte hüküm sürmektesin...

hangi dönemdesin, hangi yüreği zindanlarda çürütmektesin?

bana gelişin mi cezaydı, yoksa gidişin mi?

sultanım,

seni yaşamak mı haramdı bana, sensiz günlerim mi?

ben senli hayallerimin enkazındayım...

gelişinin derman olacağı kırık dökük umutlarım var...

bir sen duyardın...

bir sen anlardın...

tutmadın elimden sultanım!...

aldırmadın aldırmalarıma, sağır oldun yakarmalarıma...

biliyor musun?...

benim gönül bahçemdeki çiçekler hala solmadı...

sevgim de hala tükenmedi...

sana dair ne varsa bende; mekanında, en içimde, saklımda...

bir adım geri at ve ardına bak:

gördüğün o boşluğu doldurcak kişi sensin!

beklenen sensin!...

artık dön sultanım...

Vazgeçtim Sevme Beniiiii......

Vazgeçtim sevme beni yeter ki sen sevme…

Sakın Bir yerlerde üzülme,
Ben dağlara çekilirim,ve belki zamanla yok olurum sensizlikte..
Eğer bir çiçek olacaksam
Söz sana çağır beni yüreğine,
Ben sadece senin için açayım
Ve sadece senin için solayım…

Ve eğer bir ağaç olacaksam ,
Yaz ve kış gibi
Mutluluğunda ve acılarında çağır beni,
ben hep yeşillerimle geleyim sana ……

ve sen beni acılarımla değil mutluluklarımla,yeşillerimle,
sana olan sevdamla sev beni
eğer yağmurlarla acı getirirsem sana dağlarımın ardından,
vazgeçtim sevme beni,
yeter ki sen sevme…..

yüreğimdeki imgelerde yaşattım sevdamı,
uzandım yeşil bir yaprağa
doğdun güneş gibi hayatıma,
ve işte canımın içi ne vakit gelsen,
değsen imgelere,
bir yanım dağ..
ve gitsen ,bıraksan beni sensizliğe,sana aç ,sana hasret yüreğime
işte o zaman uçurumlar solurum….

Varmısın yokmusun söyle bana
Ben karmaşalığın içinde hayalet gibiyim sadece,
Kimse varlığımı bilmez senden başka.
Dedim ya gözümün nuru ben sadece senin için açarım şimdi seni bekliyorum kurak topraklarda…
Batmasın diye dikenlerim hepsini kendi içime batırdım.
Ondandır belki bu kadar gözyaşının bu kadar sensizliğin sebebi…
Seviyorum açış sebebim,sevda sebebim , aşk sebebim……….

Artık her şey siyah,
Varmısın yokmusun belli değil…
Her yer gece,ay yok ,yıldızlar yok,
Sokak lambaları yok…
Zaten dışarıyı görebilecek pencerem bile yok sensiz.
Duvarlar siyah,sen vardın gözlerimde artık onlarda siyaha çaldı ….
Senin için gözlerimin hüznü ve artık o gözler de yok…
Renk renk ellerimi de siyaha boyuyorum,
Artık düşlerimde yok , bir tek her şeye rağmen içimdeki seni siyaha boyayamıyorum..
Güneşimsin,tüm acılarımı yok edecek tek yürek tek sevdasın bende….

Sevmesem seni taş gibi ve siyah bir yürekle ,
bir deniz kenarında beklerim yine seni ,
her dalga getirir seni bana bilirim deniz yıldızım…..
yüreğim de bana sevdayı yaşatan tek ışık………



bu kadar söz yeter,
volkan ucundaki sevdaya ……
biraz daha boşalırsa kelimeler
ve karışırsa kırmızılara,
ben ölürüm. Ve içimde sen,
ve hayallerim…


artık gelsende bir gelmesende ,
gelsen biraz daha senin rengine çalarım ,
yok eğer gelmezsen bu deli volkan yüreğe
daha fazla inatla sevicem seni..
zaten her şey aynı ve sen hiç olmadın ki..
olsun ben hep bir umutla beklerim seni, bir damla bile eksiltmem sevgimden
ama bin adım daha atarım, seni ömrüme mühürlerim..

ve artık en sevsen de bir sevmesen de,
sevsen bütün sevgimi anlatırım sana,
yaşatırım sana benle sevdayı
bir sevsen, gökkuşağı mı görsen onca siyahın arasında..
ve siyahlar kalkar renklerimle gelirim sana…

ve artık o kağıttaki siyah noktayı silsen de bir silmesen de
sil seni yok olmuşluğumla seveyim..silme as duvarına ben senin var olduğunu bileyim..
ister boya renklere,
ister sil gitsin..

ve bilki sevdiğim beyazım ,mavim ,yeşilim ,kırmızım,
sen ben im hasretle baka kaldığım gök kuşağım…
bu sana son satırlarım
şimdi beni yüreğinin derinliklerinde dinle.
Ben büyüsü bozulmuş bir zaman da sevda ya tutulmuşum.
Ki benim sevdam böyle de devam eder..
Seni ömrümce sevicem…
Dönüp arkanı gitsen de hiç gelmeyişinle,
Yine seni sevicem..
Her gün biraz daha yaklaşıcam sana,tüm gayretimle ….
Ve biraz daha büyütücem seni içimde…
Ben siyah ,
Ben kırmızı,
Ve bir volkan patlaması,

Ben senin süveydanda yeşermeyi bekleyen
Sonbahar da kuruyup dökülmüş bir yaprak….
Ve eyyy sevgili !
vazgeçtim sevme beni
Ben nerden bileyim büyüsü bozulmuş bir zamanda
sevda ya düştüğümü ....(yürek sızımaaaaa..)

[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
(En son düzenleme: 01-09-2008, 13:27 GüLYapraK.) .
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Şimdi En Tenha Yerdeyim.....

Konuşmaların gırtlağını kestiler,
susmalarım kan ağlıyor...

Ayna'da kaç gündür BEN yok!

Evet..
işte En tenha yerdeyim..
Kendimdeyim..
Kalbimdeyim..

Sükût içinde Uzaktan atıyor bir HİÇ'in Sesi..
Bağırıyor:

''Yok mu bir İbrahim YOK MU,
İsmaili boynundan vuracak..?''

İbrahim varda bir İsmail Yok mu?
Sessizce Kaya'ya yatacak..?


Susuyorum,

kendimdeyim..


Şehirde Sadece bir Eylül'ün gözü kadar ışık var..

Birde avazım çıktığı kadar suskunluğum!..

Ne bir İbrahim var yiğitçe çıkacak..

Ne de bir İSmail var, kaya'ya yatacak...

Yürek Beldeleri...

Yürek Beldeleri...


Dahası var,
Sadece bir yürek değil..
Yüreğe dair ne varsa..
Tomurcuk tomurcuk..
Böğürtlenin endamında yer alan her yaprak,
Silkinip düşmeye yükümlü..

Bu ötelerden en ötelere geçen bir hikaye yolundayım
Yarım kalan direnişlerin destanlarını yazdı bu yürek..

Bu yürek ne ki deyip geçmemek gerek..

Bu yürek yangınlarında:
Ne yangınlardan sağ çıkan
ne de vurgun yiyenin sayısı belli.
Kırık tuğlalarla ev yapanların
Yıkık hayalleri gibiyim.

Umudun en ağır dalında ipekten kumaşlar asılı
Batıl deyip geçenlerdenim..
Aslı yok kumaşların..
Ya dileklerin..?

Niceleri dilek tutmuş..
Kumaşların uçlarında, kayan yıldızlarda..
Daha ötelerinde..
Niceleri...
Dilekler..

Dahası var..
Anlatılamayacak yürek yangınları,
Kırgınlıklar, kızgınlıklar..
Her dokunana bir ahh! işittirecek sesler yükseliyor bu yürekten..
Dokunmayın öyleyse..
Dokunmayın kalsın bazı şeyler..
En derinde ..
Hiç bir kimsenin eli değmesin en ücralarda gömülsün..
Kızgınlık..
Gömülsün..

Bilirim kızgınlık üzerine biten güllerin rengi kan kırmızı olur
Yürek yangınlarının yetiştirdiği en güzel güllerdir..
Solmaya mahkum edildiğinde
boyunlarını büküp dalarlar karanlığa..

Ben karanlıklarda gül yetiştirmiyorum..
Yüreğimin en güneşli beldesinde..

SENİ BÜYÜTÜYORUM....
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
(En son düzenleme: 01-09-2008, 13:28 GüLYapraK.) .
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

[Resim: hasret.jpg]

TARİFİ YOK HASRETLERDEYİM...

mahpus böyle altı okka koymadı bana
alt tarafı dört duvar bir demir kapı
biraz keder yaşanmamış günlere dair
biraz öfke ama mutlaka umut
hepsi bu kadar
şimdi birtanem
diyarbekir'deyim sevdalısı olduğum
ezbere bildiğim sokaklarını
doyulmaz gecelerini duyumladığım
memleketimdeyim
bil ki
başım fena halde belada
kilitlenmiş kapıları surların tek tek
yedi kardeş burcu yedi amansız ejder
gelmiş üstüme
de ki
mahşer gününde
yapayalnızım koca şehirde
boğulmak üzereyim elim kolum tutmuyor
.........
adını kazıdığım taş
bilirsin
ben u sen'de mardin kapı'da
başında türküler okuduğum seni anlattığım
binlerce yıllık dost
o bile eskidi
çatladı çatlayacak hasretimden
...........
sende erkeklik var tamam
kabul töreler izin vermiyor
ama
kara yazmalım yüzü gülmezim
dün gece sabaha dek ağladım
gözyaşlarım sel oldu aktı dicle'ye
kapımda canım yasemen
saksıda hercai menekşe
bir de diyarbekir kalesi şahidimdir
tarifi yok hasretlerdeyim


mehmet fikret/tarifi yok hasretlerdeyim

Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı

oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
Kudüs’te örneğin
Taş atmak vardı ağlama duvarına
Ağlatmak vardı bir anneyi
Kurşun yiyipte tam kalbinin ortasına.
Tanklarla körebe oynayıp
Hep ebelenmek vardı tüfenklere orada
Kudüste bir çocuk olmak vardı
Bir melek olmak vardı Mescid-i Aksa’da.

Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
Kandahar’da örneğin,
Bir mayınla değiş tokuş ettiği
Takma bacağına anlatmak vardı
Neden uçurtma uçuramayacağını
Bir coca colaya pis pastalları boyamak vardı
Kandahar’da çocuk olmak vardı
Bir melek olmak vardı Afgan dağlarında.

Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
Grozni’de örneğin,
Bomba sesleriyle uyanmak vardı her sabah
Doğarken yetim yazılmak vardı
Kafa kağıdına
Sıraya girer gibi her sabah okul bahçesinde
Çukurlarda mezartaşsız uyumak vardı
Grozni’de çocuk olmak vardı
Bir melek olmak vardı Şeyh Şamil’in mezarı yanında.

Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
Doğu Timor’da örneğin,
Çekik gözlerde gözyaşı taşımak vardı
Nükleer denemelere kobay olmak
Bir kardeşten bile yoksun olmak vardı
Doğu Timor’da bir çocuk olmak vardı
Bir melek olmak vardı çin seddinde danseden.
Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
İstanbul’da örneğin,
Taş kaynatan bir annenin kucağında
Solup gitmek vardı, bir kaşık çorba
Bir sıcak urba hasretiyle
İstanbul’da çocuk olmak vardı
Bir melek olmak vardı nene hatunun örtüsüz bıraktığı

Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
Ahıska’da örneğin...
Kırım’da... Türkistan’da... Mora’da... Keşmir’de... Taşkent’te...
Halepçe’de... Hama’da... Üsküp’te... Kabil’de... Saraybosna’da...

Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
İbrahim olup ateşe
Yunus olup denize
Zekeriya olup testereye
Yakup olup hasrete
Yunus olup kuyuya atılmak vardı
Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
İsa olup çarmığa gerilmek
Muhammed olup Taif’te taşlanmak vardı.
Ali olup yatmak vardı sevgilinin yatağında
Hüseyin olup biçilmek vardı kerbelada

Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
Metin olup, Selami olup, Bilal olup, Filiz olup
yani aşk olup
yani bir şarkı olup
yani bir gül olup
yani melek olup
Gitmek vardı cennete herkesten önce.

Şimdi oralarda bir yerde çocuk olmak vardı;
Şimdi burada ölüyor gibi yazmak olmak vardı.

Adem Özbay
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
(En son düzenleme: 01-09-2008, 13:31 GüLYapraK.) .


Benzer Konular...
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
40 Sevda Masalı paraderevolt 0 842 28-11-2006, 13:07
Son Mesaj: paraderevolt

Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 2 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.