/
05-05-2006, 12:35
RE: MUHTASAR İLMİHAL
Teyemmüm
Teyemmüm, Abdest almak veya gusletmek için suyun bulunmaması veya kullanılamaması hâlinde, hangi maksatla teyemmüm edeceğine niyet edip ellerini toprak cinsinden bir şeye iki defa vurarak, birincide yüzünü, ikincide dirseklerine kadar ellerini meshetmektir.
Teyemmümün Farzları
Teyemmümün farzi ikidir:
1. Niyet,
2. Iki darp (vurmak) ve mesh.
Teyemmüm Nasıl Yapılır
Bir müslüman gusletmek, yahut abdest almak için su bulamazsa veya bulduğu suyu kullanmasına hastalığının şiddetlenmesi, düşman tehlikesi vesâire gibi ciddî bir mâni mevcutsa, niyet ederek toprak cinsinden bir şeyle teyemmüm eder.
Şöyle ki; Niyet edip Eûzü -Besmele çekerek bir defa ellerini toprak veya toprak cinsinden bir şeye vurup ileri-geri sürter. Onunla yüzünü mesheder. İkinci defa ellerini aynı şekilde vurup, ileri - geri sürter. Evvelâ sağ, sonra sol kolunu mesheder.
Teyemmüm alırken parmaktaki yüzüğün çıkartılması yüzüğün yerinin de meshedilmesi ve parmak aralarının hilâllenmesi zarûrîdir.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:36
RE: MUHTASAR İLMİHAL
Mestler Üzerine Mesh
Erkek ve kadin müslümanlar için, mestler üzerine meshetmek câizdir.
Bunun için su sartlar gereklidir:
1. Mestler, abdestli iken giyilmis olmalidir.
2. Mestler topuklarla birlikte ayaklari örtmeli ve en az 12 bin adim yürünebilecek vasifta olmalidir.
3. Mestlerin hiç birinde, (ayak parmaginin en küçügü ile) üç parmak miktari delik ve yirtik bulunmamalidir.
4. Içine kolayca su almayacak sekilde ve baglamak-sizin ayakta duracak kadar kalin olmalidir.
5. Mest giyilecek ayagin ön kismindan, en az üç el parmagi genisliginde bir yer bulunmalidir. (Bir ayagi kesilmis ve sadece topugu kalmis bir kimse, diger ayagina da meshedemez).
Meshin Miktarı
Meshin farzı, mestin ön kısmından üç serçe parmağı kadar bir yeri ıslatmaktır. Sünnet üzere yapılan mesh ise, ıslatılan el parmaklarını açarak, ayağın ucundan itibaren mestin koncuna doğru çekmektir.
Meshi Bozan Şeyler
1. Mestin ayaktan çikmasi,
2. Mestler ayakta iken, ayaklardan birinin ekserisinin islanmasi,
3. Mesh müddetinin dolmasi. (Mest giyen kimse seferî degilse, mestini giydigi andaki abdestinin bozulmasindan itibaren 24 saat, seferî ise 72 saat mesheder.)
Ayrica, abdesti bozan her sey meshi de bozar. Bu sebeple, mestin müddeti henüz bitmemisse yeniden alinacak abdestte mestlere yeniden mesh yapilir.
Sargı ve Yara Üzerine Mesh
Bir uzvun çıkması, kırılması veya yaralanması halinde üzerine sargı yahut alçı sarılsa, o uzvu yıkamak mahzurlu ise sargının çoğu üzerine meshedilir. Eğer mesh de zarar verecek olursa, mesh de yapılmaz.
Sargının mest gibi bir zamanı yoktur. Özür devam ettikçe meshedilmeye devam edilir. Abdestli olarak sarılması şart değildir. Meshedildikten sonra sargı açılsa veya düşse, yahut mevcut sargı üzerine ikinci bir sargı bağlansa, meshi yenilemek icap etmez.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:37
RE: MUHTASAR İLMİHAL
Kadınlara Mahsus Haller
Kadinlara mahsus üç hal vardir:
1. Hayiz,
2. Nifas,
3. Istihâza.
• Hayiz: Kadinlik çagina ulasmis birinin rahminden, muayyen müddetler içinde gelen kandir. En erken 9 yasinda baslar, en geç 55 yasinda biter. Bu sûrette gelen kana “hayiz kani”, bu hâle “hayiz hâli” veya “aybasi hâli”denir.
• Nifâs: Dogumdan hemen sonra kadinin rahminden akan kandir. Lohusalik kani da denir.
• Istihâza: Hayiz görmekte olan bir kadindan üç günden eksik, yahut on günden fazla gelen kana istihaza kani denir. Lohusa kadindan ise, 40 günden fazla gelen kan istihâza kanidir. Bu kan, kadinin namazina, orucuna ve diger ibâdetlerine mâni olmadigi gibi, cinsî yakinliga da engel teskil etmez. Istihâza kani gelen kadin, her vakit basinda abdest alir, namazini kilar. Bu, kesilmeyen burun kani gibidir.
• Hayiz; en az üç gün üç gece, en çok on gün on gece devam eder.
• Iki adet arasindaki temizlik haline “tuhur”, denir. Bunun en az müddeti 15 gün olup, en çok müddeti için ise hudut yoktur.
• Nifâsin en az müddeti için konulmus bir hudut yoktur. Hattâ bazi yerlerin kadinlarinda çocuk dogduktan sonra kan gelmez, veya gelse bile hemen kesilir. Onlarin derhal yikanarak namaz ve diger ibâdetlerini yerine getirmeleri lâzimdir. Nifâsin en çok müddeti dogumdan baslayarak kirk gündür. Ikiz doguran bir kadinin nifâs günleri evvelki çocugun dogdugu vakitten hesaplanir.
• Kadinin mûtad (kendisince alisilmis) hayiz müddeti gerek az, gerek çok olsun, onun hayiz müddetinin arasina giren tuhûr yâni kan gelmeyen zaman, hayizdan sayilir. Meselâ: en az hayiz müddeti olan üç günün birinci ve üçüncü günlerinde kan gelip, arada geçen ikinci gününde kan gelmemis olsa, bu ikinci gün de hayizli sayilir.
• Hayizin bittiginin anlasilmasi için akintinin renginin tamamen beyaza dönmesi lâzimdir. Kan kirmizi renkte olmakla beraber, toprak rengi, bulanik, yesil, sari ve siyah olarak da gelebilir.
• Bazi kadinlarda âdet günleri sâbit degildir. Meselâ bir ay alti, diger bir ay bes gün âdet görebilir. Bu durumda kesildigi gün olan besinci gün yikanir, namazini kilar, orucunu tutar fakat ihtiyâten kocasi ile beraber olamaz. Mûtadi olan günü sayar.
• Bazi kadinlarin âdet günleri muayyendir. Meselâ, her ay alti veya yedi veya dokuz gün âdet görürler. Bir âdet bir defa ile kararlasmis sayilir. Söyle ki; ilk defa âdet görmeye baslayan bir kiz 7 gün kan, bundan sonra temizlik görse, âdeti 7 gün olarak kararlasmis olur.
• Kadinlarin muayyen âdet günleri bazi kere degisir. Bir âdetin degismis olmasi için ona zit iki âdet hali görülmelidir. Her ay alti gün âdet gören bir kadin, üst üste iki ay Meselâ sekiz gün âdet görecek olsa artik âdeti alti gün degil, sekiz gün olur.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:38
Hayız ve Nifas Hallerinde Yapılması Haram Olan Şeyler
Hayız ve Nifas Hallerinde Yapılması Haram Olan Şeyler
1. Namaz kilmak. Hayiz ve nifas hâlinde olan hanimlar namaz kilamaz. Bu halde kilinmayan namazlar sonradan kazâ da edilmez. Tilâvet ve sükür secdesi de yapilmaz. Ancak, arzu edilirse namaz vakitleri girdiginde abdest alip, seccadeye oturulup; "Estagfirullah, Sübhânallâh, Elhamdülillah" gibi tesbihlerle mesgul olunur.
2. Oruç tutmak. Hayiz ve nifas halinde oruç tutulamaz. Ancak; ramazan orucu sonradan kaza edilir.
3. Kur'an-i Kerim okumak. Sadece zikir, senâ yahut duâ makaminda olan âyetler bu maksatlarla okunabilir. Fakat, hüküm ve haber bildiren âyetler duâ, senâ ve zikir maksadiyle de olsa okunamaz.
4. Kur'ana el sürmek (Bir âyet bile olsa...). Kâgit, bez ve duvar üzerinde bile olsa, âyete dokunamaz. Ancak, yapisik ve dikisli olmayan bir kilif ile dokunabilir. Elbisenin yeni ile tutmak da tahrîmen mekruhtur.
5. Mescide girmek. (Tekke ve medreseye girebilir.)
6. Kâbe'yi tavaf etmek.
7. Kocasi ile zevciyyet muâmelesinde bulunmak.
8. Kocasi, göbegi ile diz kapaklari arasindan çiplak olarak faydalanmak. Kocasi ile ayni yatakta yatmalarinda bir mahzur yoktur. Pisirdigi yemekler ve içtigi sularin artiklari da mekruh degildir.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:39
Necâsetten Tahâret
Necâsetten Tahâret
Namazin sartlarindan ikincisi necâsetten tahârettir. Yani namaz kilacagi yerde, bedeninde veya elbisesinde namazin kilinmasina mâni olacak pislik varsa temizlemektir.
Necaset iki kisimdir:
1. Agir (galiz) necâset: Insanin ön ve arkadan çikan pisligi, eti yenmeyen hayvanlarin sidigi, diskisi ve salyasi, tavuk, kaz ve ördegin diskisi, kan, irin, meni, mezi, vedi, agiz dolusu gelen kusuntu, sarap ve diger haram içkiler. Bu necâsetlerden kati olanlarin 3,2 gramdan fazlasi, sivi olanlarin ise el ayasi kadar veya daha fazlasi namaza manidir.
2. Hafif necâset: Atin sidigi, eti yenen ehil ve yabani hayvanlarin pisligi, eti yenmeyen kuslarin diskisidir. Bu necâsetler, isabet ettigi uzvun veya elbisenin dörtte birinden fazla ise namaza manidir.
İstinca, İstinka, İstibra
İstinca, bir kimsenin def-i hâcetten sonra pisliğin çıktığı yeri temizlemesidir.
İstinka, istincada mubâlağa yapmaktır ki, bu da önce münasip kuru bir şeyle silmek, sonra su ile yıkamak sonra da kurulamakla olur.
İstibra, erkeklerin idrar yaptıktan sonra erkeklik uzvundaki akıntıyı tamamen kesip gidermeleridir. Bunun da en güzel şekli sıvazlamadan sonra, öksürmek, bir miktar yürümek, bir yana eğilmek sûretiyle olur.
Setr-i Avret
Namazın şartlarından üçüncüsü setr-i avret, yâni avret mahallini örtmektir. Avret mahalli, insan vücûdunda başkaları tarafından görülmesi ve gösterilmesi haram olan yerlerdir. Erkeklerin avret mahalli, göbeğinden diz kapağının alt kısmına kadardır. Kadınların ise, bileklerine kadar elleri, topuklarına kadar ayakları ve yüzleri hariç bütün vücutları avret mahallidir.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:40
İstikbâl-i Kıble,Vakit
İstikbâl-i Kıble
Namazın şartlarından dördüncüsü istikbâl-i kıbledir. İstikbâl-i kıble, Mekke'de Kâbe'yi görenler için tam Kâbe'ye doğru dönmektir. Uzakta olmaları sebebiyle Kâbeyi göremeyelerin ise Kâbe tarafına dönmeleri kâfîdir.
Vakit
Namazın şartlarından beşincisi vakit, yâni her namazı vakti girince kılmaktır. Vakti girmeden kılınan namaz edâ edilmiş olmaz.
Namaz vakitleri her beldeye göre hazırlanan takvimlerle tesbit edilmiştir.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:41
Kerâhet Vakitleri
Kerâhet Vakitleri
Üç vakit vardir ki bu vakitlerde namaz kilinmaz..
1. Günes dogduktan sonraki 32 dakika içinde,
2. Günes tam zevâl vaktinde iken, yani ögle nama-zindan evvelki 15-20 dakika içinde,
3. Günes batarken, yani aksam namazindan evvelki 45 dakika içinde. Bu vakitte ancak o günün ikindi namazinin farzi kilinabilir.
Bu üç vakitte; kazaya kalmis farz namazlar, vâcip namazlar, kerâhet vaktinden önce hazirlanmis cenazenin namazi kilinmaz. Yine önceden okunmus bir secde âyetinden dolayi tilâvet secdesi de yapilmaz. Aksi takdirde iâdeleri lâzimdir. Bu üç vakitte nâfile namaz da kilinmaz, fakat kilindigi takdirde iâdesi gerekmez. Kerâhet vakitlerinde Kur'ân okuyup, zikir yapmak ise câizdir.
Sabah namazi vakti girdikten sonra, (sabah namazinin sünneti hariç) günes dogana kadar, ikindi namazi kilindiktan sonra günes batana kadar nâfile namaz kilmak mekruhtur.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:41
Niyet
Niyet
Namazın şartlarından altıncısı niyet, yâni Allâh rızâsı için namaz kılmayı dilemek ve hangi namazı kılacağını bilmektir.
Niyet kalb ile yapılır. Dil ile söylendiği halde kalbden niyet edilmezse namaza niyet edilmiş olmaz. İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin, Mektubât-ı Şerîf, birinci cild, 186'ncı mektupta buyurduklarına göre: Dil ile niyyet câiz olunca, çok kimse yalnız dil ile niyet ederek, kalb ile niyeti terk ediyor. Böylece namazın farzlarından biri olan kalb ile niyet yok oluyor. Namaz kabul olmuyor. O halde, niyeti dil ile değil, kalb ile yapmalıdır. Farz namazlarda, bayram ve vitir namazlarında niyeti belirtmek lâzımdır. Meselâ; "Bugünkü sabah namazına veya cuma namazına veya vitir namazına veya bayram namazına" diye niyet edilir.
Nâfile namazlarda sadece "Namaz kılmaya" niyet etmek kâfi gelir.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:42
Ezan ve Kaamet
Ezan ve Kaamet
Namaz için ezan okumak vâcip kuvvetinde bir sünnet-i müekkededir. Bir namaz vaktinin girdiği ezanla ilân edilir. Bir günde 5 vakit namaz vardır ve 5 defa ezan okunur.
Ezan şudur:
„Allâhü ekber Allâhü ekber
Allâhü ekber Allâhü ekber
Eşhedü en lâ ilâhe illallâh.
Eşhedü en lâ ilâhe illallâh.
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh.
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh.
Hayye ale's-salâh Hayye ale's-salâh.
Hayye ale'l-felâh Hayye ale'l-felâh.
Allâhü ekber Allâhü ekber.
Lâ ilâhe illallâh“
Ezanın metni bundan ibârettir. Ancak sabah ezanlarında „Hayye alel'-felâh“ dan sonra iki defa „Essalâtü hayrün minen nevm“ denilir.
Kaamet de ezan gibidir. Ancak kaamette „Hayye ale'l-felâh“ dan sonra iki defa „Kad kaameti's-salâh“ denilir.
Evde veya kırda kılınacak namazlar için hem ezan hem de kaamet okumak efdaldir. Vakit girmeden ezan okunmaz. Ezan, vakitlerin sünneti değil namazların sünnetidir. Onun için kaza namazlarına da ezan ve kaamet okumak sünnettir. Câhillerin ve fâsıkların ezan okuması mekruhtur. İyiyi kötüyü, yanlışı doğruyu ayırabilen (mümeyyiz) sabinin ezan okuması caizdir.
Kadınlar ezan ve kaamet okumazlar. Ezan ve kaamette cümlelerin son kelimeleri cezm ile okunur.
Ezân okunurken tekbirler şehadetler tekrar edilerek ve hürmetle dinlenir, sonunda şu duâ okunur:
„Allâhümme Rabbe hâzihi'd-da'veti't tâmmeti ves-salâtil-kaaimeti âti Muhammedeni'l-vesîlete vel-fazîlete veb'ashü mekaamen mahmûdenillezî veadtehû, inneke lâ tuhlifü'l-mîâd.“
Manası:
„Allâh'ım! Ey bu dâvetin ve kılınmak üzere bulunan namazın Rabbi. Peygamberimiz Hazreti Muhammed'e (s.a.v.) vesîleyi ve fazileti ver. Onu kendisine va'd buyurmuş olduğun “Makâm-ı Mahmûd”a eriştir. Şüphe yok ki Sen va'dinden dönmezsin.“
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
/
05-05-2006, 12:44
Namazın Rükünleri
Namazın Rükünleri
Namazin rükünleri altidir:
1. Iftitah Tekbiri,
2. Kiyam,
3. Kirâat,
4. Rükû,
5. Secde,
6. Ka’de-i ahîre.
İftitah Tekbiri
Namazın rükünlerinden birincisi iftitah tekbiri yâni namaza "Allâhü Ekber" diyerek başlamaktır. Tekbir alırken ilk heceyi (Aaallâhü) şeklinde uzatmak câiz değildir. Bunu yapan, namaza girmemiş olur. Namaz içinde yaparsa namazı bozulur.
Kıyam
Namazın rükünlerinden ikincisi kıyam yâni ayakta durmaktır. Kıyam, farz ve vâcip namazlarda şarttır. Ayakta durmaya imkânı olanın oturarak kılması câiz değildir. Sabah namazının sünneti dışında, sünnet ve müstehap namazlar, bir özür bulunmasa da oturarak kılınabilir. Fakat, efdâl olan ayakta kılmaktır.
Kırâat
Namazın rükünlerinden üçüncüsü kırâattır. Bu da namaz kılanın kendisi işitecek derecede Kur'ân-ı Kerîm âyetlerinden bir mikdar okumasıdır.
Kırâat, vitir ile nâfilelerin ve iki rek'atli farzların her rek'atinde, dört rek'atli farzların ise ilk iki rek'âtinde farzdır. Son iki rek'âtinde okumak ise sünnettir.
Farz olan kırâat miktarı, üç kısa âyet veya bu miktarda uzun bir âyettir.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.
|