[S_MecnuN]

Sözde Aydınlar

Bize yabancının gözüyle bakan
Dîne, geleneğe, tarihe takan
Milletin içine ikilik sokan
Sözde aydınlardan biz neler çektik

Bilgisi yarımdır, kendini bilmez
Halkının akan göz yaşını silmez
Alnı secde görmez, hakka eğilmez
Sözde aydınlardan biz neler çektik

Çağı kırk elli yıl geriden izler
Onca gericiyiz, cahiliz bizler
Cahilin cesuru bu bilgisizler
Sözde aydınlardan biz neler çektik

Halkı adam etmek zatına düşer
Kendini beğenir, şiştikçe şişer
Yıkanmayı bilmez, ayakta .....
Sözde aydınlardan biz neler çektik

Ne garplı oldular ne yerli aydın
Selâm, teşekkür yok; mersi, günaydın
Okumadan maksat adam olsaydın
Sözde aydınlardan biz neler çektik

Babasının bile namazın kılmaz
Gaflet sarhoşudur biran ayılmaz
Bâtılı savunur; usanmaz, yılmaz
Sözde aydınlardan biz neler çektik

Para muslukları tekellerinde
Siyasî iktidar emellerinde
Zevkleri boğazda ve bellerinde
Sözde aydınlardan biz neler çektik

Menfaat görünce beş takla atar
Partiyi, kutsalı, vicdanı satar
Şaşı kalmak için hep körle yatar
Sözde aydınlardan biz neler çektik

Bir eğitim yolu bulmak gerekir
Hem çağdaş hem kendin olmak gerekir
Yoksa saçı başı yolmak gerekir
Sözde aydınlardan biz neler çektik

[S_MecnuN]

Gerici ile Aydın

Gerici ile aydın buluştular bir yerde
Belki çare bulurlar dedik onulmaz derde

Gerici dedikleri kişi söze başladı
Devamlı taş yemişti biraz da o taşladı

Sordu "Gerici kimdir, irtica ne demektir?"
Kavramlar bilinmezse tartışma boş emektir

Aydın dedi " Gerici, mürtecidir, çağdışı
Erkeği sakallıdır, kadının örtük başı

Örtüsü simgesidir siyasî emelinin
Değişmesini ister devletin temelinin

İbadeti gösteriş, birden fazla hanımı
Soruyorsan işte bu, gericinin tanımı"

Aldı sözü gerici ne dedi bir bakalım
Kulak verelim; çünkü mesele ölüm kalım

"Benim eşim bir tane, örtüsü imandandır
İbadetim, tâatım ve yolum Kur'an'dandır

Herkes yolunda gitsin, ben yolumda gideyim
Kimileri yok derken ben 'Allahım!' diyeyim

Ne bana baskı olsun ne de bir başkasına
Hürriyet istiyorum din, vicdan ve basına

Şimdi söyle ben neyim, gerici mi, çağdaş mı ?
Düşman mıyım sizlere yoksa dost, arkadaş mı?"

Aydın dedi "Arkadaş kafamı karıştırdın
Tutunduğum tanımın kalıplarını kırdın

Ama yine de sende bu nitelikler varsa
Gidişin Peygamber'in sünnetine uyarsa

Ben kendimi seninle güvende hissedemem
Artıp güçlenmenize göz yumup yol veremem

Lâiklik filân diye sizi kontrol gerek
Bunun için aydınlar almalıdır rol, gerek"

Karşıdaki durmadı, sözüne söz ekledi
"Faydası olur" dedi, "Belki" dedi, bekledi:
"İnsan hakları nerde, demokrasi de vardı
Çağdaşlık bu alanda alınan yol kadardı..."

Sözünü kesti aydın, dedi "Uzatma dostum,
Tehlikeye giriyor servetim, zevkim, postum

Kaptırmayız kimseye, bedelini ödedik..."
"Ne bedeli?", "Her neyse, işte böyle söyledik"

Bir köşede dinleyen umutla konuşmayı
Bir üçüncüsü vardı kendince aldı payı

Dedi kendi kendine " Ödenmeden bedeli
Elindekini veren başkası değil, deli

Hürriyetin bedeli ona lâyık olmaktır
Kimlik ve kişiliği yeni baştan bulmaktır

Hak verilmez alınır dünyanın düzeninde
Hakkı lâyık olana verirler ancak dinde

Demokratik düzende almak için hakkını
Kişilikli fert olup iyi kullan aklını

Haklılarla birleşip sivil toplum oluştur
İste, bekle, hesap sor; yol varsa ancak budur.