KEŞKE...
Teypte eski bir Cohen şarkısı:
"Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim
Karşılaştık bir süre sonra
‘Gözlerinin feri sönmüş’ dedi bana:
‘Aşkım, ne oldu sana?’
Böyle gerçeği söyleyince
Ben de doğru söylemeye çalıştım ona
‘Senin güzelliğine ne olduysa’ dedim,
‘Benim gözlerime de o oldu’.
8 - 10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi... Buruk; kırılmış
oyuncaklar kadar...
Ve yenik; "keşke"li cümleler gibi...
Bu sözcüğü kaç konuşmanızın başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır
hayatı...
Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, "keşke", onun güzüne denk gelir.
Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç...
Mağlubiyetin takısıdır "keşke"...
Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların,
boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların
ağıtıdır.
Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz
yumulmuş bir aksızlıkta,
vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir
sözdedir.
Feri sönmüş bir çift gözde ya da yitip gitmiş bir güzelliğin ardından
iç
çekişte...
"Yolunu gözlemeseydim", "öyle demeseydim", "terk edip gitmeseydim",
"en güzel yıllarımı vermeseydim" diye diye sızlanır gider.
"Keşke"nin panzehiri "iyi ki"dir. İlki ne kadar pısırıksa, ikinci o
denli
yiğittir.
"Keşke", çoğunlukla bir "ahhla kopup gelir ciğerden... Esefler,
hayıflanmalar,
yerinmeler sürükler peşinden...
"İyi ki" ise, muzaffer bir "ohhla büyür; cüretiyle övünür.
"Keşke"li cümlelerde nasıl yaşanmamışlığın, yarım kalmışlığın o ezik
tuzu
kuruluğu varsa,
"iyi ki"lilerde de göze alabilmişliğin, riske girebilmişliğin,
tadına varabilmişliğin mağrur yaraları kanar.
Okulu hiç kırmamışsınızdır, sinemada öpüşmemişsinizdir;
dokundurtmamışsınızdır kendinize,
bir kez olsun gemileri yakmamışsınızdır. Konuşmanız gerektiğinde
susmuş,
koşacağınız zaman durmuş, sarılacağınız yerde kopmuşsunuzdur.
Bir insana, bir işe, bir davaya ömrünüzü adamışsınızdır. O insanın, o
işin, o davanın,
bunu hak etmediğini sezmenin hayal kırıklığındadır "keşke"...
"Şimdiki aklım olsaydı" dövünmesindedir.
Geriye dönüp baktığınızda, ayıplara, yasaklara, korkulara, tabulara
feda
edilmiş,
"Ne derler"e kurban verilmiş, son kullanma tarihi geçmiş bir yığın haz,
bilinçaltından el sallar.
"Keşke"cilerin hayatı, kasvetli bir pişmanlıklar mezarlığıdır. "İyi ki"
öyle mi ya!...
Onda, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın
iç
huzuru
ve haklı gururu haykırır.
"İyi ki"lerinizi toplayın bugün ve "keşke"lerinizden çıkartın. Fazlaysa
kardasınız demektir.
Aldırmayın yüreğinizdeki kramplara, mahzun hatıralara... Rüzgarlarla
koştunuz ya...
"Keşke"leriniz, "iyi ki"lerden çoksa... Telafi için elinizi çabuk
tutun.
Tutun ki, yolunuzu gözlerken terk ettiğinizle bir gün yeniden
karşılaştığınızda siz susarken,
feri sönen gözleriniz "keşke" diye nemlenmesin...
[STRIKE]
Ne aradıysam bilki sende bulmuşum.
Senden öncesi yoktu
Seninle var olmuşum.
Sende bütün özlemler.
Sende bütün gelecek.
Beni bende arama.
Ben artik sen olmuşum.[/STRIKE]
.