Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Anket: AB ye girmek sizce doğru mu
Bu ankette oy kullanma yetkiniz yok.
DOĞRU
50.00%
1 50.00%
YANLIŞ
50.00%
1 50.00%
Toplam 2 oylar 100%
* Bu ankete oy verdiniz. [Sonuçları Göster]

EFE NİN BAŞINA GELENLER (TÜRKİYE VE AB)
Konuyu Değerlendir
  • 18 Oy - 3.06 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 216
Mesaj: 372
Cinsiyet:
Kıdem: Jul 2006

BU KONU BİR FORMDA ÇOK TARTIŞMA YARATTI AMA ARKADAŞLAR TARTIŞMAYI ABARTIP EPEY İLERİ GİTTİLER BAKALIM BİZDE NE OLACAK

EFE'NİN HİKÂYESİ
Hikaye bu ya; Vaktiyle Ege`nin bir yöresinde tüm çevreyi titreten, astığı astık, kestiği kestik bir efe varmış. Boylu, poslu ve çok da yakışıklıymış ama hiçbir kıza gönül vermediği gibi kızlara bağlanırım diye mümkün mertebe soygunlar dışında köylerden de uzak durmaya çalışıyormuş. Gel zaman git zaman, bizim efe şeytana uymuş ve gece şehre yalnız inmiş. Şehrin ileri gelen zenginlerinden bir Rum, efe` yi korkudan evinde ağırlamış.. Zengin Rum`un güzel ve işveli kızını gören bizim efe de kıza deli gibi tutulmuş. Sabah dağa dönen efenin günleri, artık hep kızı hayal etmekle geçiyormuş. Adamları ile eskisi kadar ilgilenmediği gibi artık soygunlara da pek iştahlı katılmaz olmuş. Dağda otoritesinin azalacağından korkan efe, kızı babasından istemeye karar vermiş. Öyle ya; Kızın babası zengin.. Evlenip şehre yerleşirse hayatı da kurtulacak ve dağda ihtiyarlamak zorunda kalmayacak. Kızı babasından ister ama kız, ailenin tek kızıdır ve babasının şartları vardır. Kızın babası "İlk şartım; Madem benim damadım olacaksın. O zaman bizim gibi kültürlü, medeni olmalısın. Önce bıyıklarını keseceksin ve dağda bir ay öyle Efelik yapacaksın. Sonra diğer iki şartımı da yerine getirirsen kız senin!" diye şart koşar. Bizim efe celallenir "Bıyıksız efe mi olur lan?!" diye bağırır, kızar ama adam Nuh der peygamber demez. Kaçıracak ama kız da babasının sözünden çıkmamaktadır. Efe ne yapsın? Tek çare babayı memnun etmekten geçiyor. Güç de olsa bıyıkları keser. Ama bu kez dağda otoritesi sarsılmaya başlar.. Adamları " Efem bu ne iştir?" derler. Efe de bir kıza tutulduğunu ama babasının bu şartı öne sürdüğünü söylese de adamları inanmazlar. Bir ay sonra kızın babasına gider ve ilk şartı yerine getirdiğini söyler. Kızın babası, bu kez; " Senin niyetinin ciddi olduğunu anladım. Benim kızım için çeyiz dizmek gerek. Dağdaki tüm altınlarını bana getireceksin. Nasıl olsa kızımı aldığında benim mallarımın tamamı senin olacak." Efe çaresiz dağa çıkar, adamlarının hisselerine düşen altınları da borç olarak alır. Sözünde duracağının nişanesi olarak da tüfeğini arkadaşlarına verir, tabancası ile şehre gelir. Kızın babasına paranın tamamını verir. Kızın babası da " Nikah yapılmadan evimde oturamazsın. Söz yüzüğü takma törenine kadar benim bahçıvanım Yorgo ile kulübesinde kalırsınız." diyerek efe`yi Yorgo`nun kulübesine gönderir. Yorgo da çam yarması gibi bir heriftir ama efe`den çekinir. Yorgo ile efe bir müddet aynı kulübede yaşarlar. Aradan bir süre geçtikten sonra efe kızın babasının karşısına dikilerek; Söz takma töreninin hala niye yapılmadığını sorar. Kızın babası da "Yarın bir ziyafet veriyorum. Şehrin tüm ileri gelenleri katılacaklar. Sen de o toplantıya katılacaksın ve herkesin önünde benden kızımı istersin. Ben de herkesin şahitliğinde kızı sana veririm. Kimse bana kızını korkudan verdi demez." der ve efe de kabullenir ama arkadan üçüncü şart gelir; "Sen dağda yaşamaktan insan içine pek çıkmamışsın. Böyle kaba konuşma ve yürüme ile olmaz. Benim kız sana yürümeyi ve kibar konuşmayı öğretsin de; bizi törende mahcup etme!" der. Efe için son şart çok ağır gelmiştir ama kızı almak için tek yol bu kalmıştır. Kızdan vazgeçse dahi, artık dağa da çıkamayacaktır. Dağdakiler, alacaklarını isteyeceklerdir. Çaresiz, son şartı da kabul eder ve ne kadar ağır gelse de kızdan yürüme, kibar konuşma derslerini alır.. Akşam konakta büyük bir ziyafet vardır.. Şehrin tüm ileri gelenleri ile efenin dağdan gelen arkadaşları toplanmışlardır. Bizim efe de şehirliler gibi giyinir ama görünüşü, duruşu, konuşması itibariyle artık eski efe değildir. Yemekte herkes gözlerine inanamamaktadır. Efe yemek esnasında "Kuşum Aydın " gibi yürüyerek kızın babasının önüne gelir ve "Ben efe olarak, herkesin şahitliğinde kızınıza talibim." der. Kızın babası ise " BENİM İ...NE` YE VERİLECEK KIZIM YOK ! " diye kestirip atar.Galiba AB yolunda Efe(!) gibi olacağız. " Terörle mücadele yasasını değiştirin. " dediler. Yasayı değiştirdik, terörle mücadele edemez hale geldik. Artık teröristler, İstanbul`da, Mersinde, İzmir`de kısacası her yerde yürüyüş yapar hale geldiler. ( Şu anda, ABD de veya AB de El kaide yandaşları Usame Bin Ladin resimleri ile gösteri yürüyüşü yapabilir mi? ) Oysa biz, hala da şehitler veriyoruz. " 48 saatlik gözaltı süreniz uzun kısaltın." dediler. 24 saate düşürdük. Kendileri ise Londra Metro saldırılarından sonra 28 güne çıkardılar. " İfade özgürlüğünü genişletin ." dediler. Atalarımıza sövenleri yargılayamazken ( O. PAMUK `un davasının hangi kanuna dayanarak düştüğünü açıklayabilecek hukukçu var mı? ) Kendileri Ermeni soykırımı olmamıştır diyenleri yargılayabiliyorlar. " Dil özgürlüğünü genişletin." dediler. Genişlettik, Kürtçe, Zazaca kursları açtık. Kendileri (Hollanda) sokakta başka dillerin konuşulmasını yasaklamaya çalışıyorlar. " Her türlü şartı yerine getirseniz dahi, sizin ülkeniz ve nüfusunuz çok büyük olduğundan son kararda AB nin hazmetme kapasitesine ( İngilizcesi tam bu anlamı vermiyor ama gazetelerde bu şekilde tercüme ediliyor.) göre sizi alıp almayacağımıza karar vereceğiz." diyorlar. Kahin değilim ama yaptıkları çalışmalara göre, Türkiye AB` nin tahmini müzakere süreci sonunda küçülmüş iki Devlet veya Federasyon olacaktır. İnanmayan Sayın Osman DİYADİN` in Ben şehit miyim, Hain mi?.. adlı kitabını ve bu haftanın (3 Şubat 2006) TEMPO dergisini okusun. Adamlar Diyarbakır Kürtlerin başkentidir diyebiliyorlar. Artık hangisini hazmedebilirlerse onu alırlar. (Peki bu kadar verdiğimiz sivil - asker şehitlerimiz mi? diye sormayın nasıl olsa onlar Türk` tü (!) ) "Güney Kıbrıs Rum Kesimi için; Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıyın, yoksa giremezsiniz! " diyorlar. Bizimkiler yakında tanıyacaktırlar. Daha doğrusu tanımak zorundadırlar. Tanıdığımızda ise; KKTC`den vazgeçtiğimiz gibi, bağımsız bir ülkenin toprağını da silah zoru ile 33 sene işgal altında tutmuş olacağımızdan(!) 33 yıllık işgal tazminatı ödeyeceğiz. ( Louzidiu davası benzeri) Yetmedi; 1973 Barış harekatında ölen Rum askerleri için dahi tazminat ödeyeceğiz. Tüm bu tazminatları ödeyebilmek için herhalde Trakya`yı versek yine ödeyemeyiz. (Ya bizim şehitlerimiz? diye sormayın nasıl olsa onlar Türk` tü (!) ) " Ermeni soykırımını biz tanıdık. Siz de tanıyın, yoksa giremezsiniz!" diyorlar. Haklı olmamız veya bizim insanlarımızın soykırıma uğramış olması önemli değil. Önemli olan onların tanımış olmaları. Yoksa, "Sizi aramıza almayız." diyorlar. Diyelim ki tanıdık; bu kez haksız yere katil millet olarak damgalanacak ve korkunç tazminatlar ödeyeceğiz. Tazminatların peşinden toprak talebi de gelecek. (Ermenilerce şehit edilen atalarımız mı? nasıl olsa onlar Türk` tü (!) ) " Azınlıklar ve Din özgürlüğünde adım atmalısınız! " dediler. Henüz biz adım atmadan Misyoner radyolarını kurdular (İstanbul`dan dinlenebilen Müjde FM), her gün 24 saat Hıristiyanlık propagandası yapılıyor. Aynı derginin (TEMPO) 51. sayfasında da Watch Tower İncil ve Dua Örgütünün verilerine dayanarak Türkiye`de 1679 Protestan misyonerin görev yaptığını, 243 kişinin Hıristiyanlaştırılıp vaftiz edildiği belirtiliyor. Hepimiz bir gecede hıristiyanlaşsak bile bizi aralarına kabul etmezler. " Özelleştirmeleri hızlandırın." dediler. Biz kıçımızdaki donumuzu bile satmaya kalkışıyoruz. (Atatürk Samsun`a çıktığında Madenler yabancılarda idi, Şehir hatları yabancılarda idi, Demiryolları, sanayii yabancılarda idi. (Hatta T. ÖZAKMAN Şu Çılgın Türkler kitabında Konya`dan askeri birliği taşıyan trenin makinistinin Rum olduğunu, Türklere bu işin öğretilmediğini yazar.) Artık kesinlikle eminim ki, biz de Efe`nin akıbetine uğrayacağız.Bu konu Alıntıdır.....
KORKAKLIKTA AR
İLERLEMEKTE ŞEREF VAR !

Alıntı
.
Konu: 216
Mesaj: 372
Cinsiyet:
Kıdem: Jul 2006

BENCE YANLIŞ NE AÇIDAN BU KADAR ÇABALARDAN SONRA ALMAK İSTEMİYORLAR İSE BENCE HİÇ GEREK YOK
EFENİN BAŞINA GELENLER BİZ AB YE GİRER İSEK BİZİM BAŞIMIZA GELECEKTİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM KESİNLİKLE

AYRI BİR ÖNEMDE AB NİN BİZE DİNEN VE İSLAMİ YÖNDEN NE KAZANDIRACAĞI VAR HİÇ BİR ŞEY EN ÖNEMLİSİ DE BU ZATEN İŞTE BUNUN İÇİN YANLIŞ
KORKAKLIKTA AR
İLERLEMEKTE ŞEREF VAR !

Alıntı
.


Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 2 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.