Rücu etmedim sana olan ahdimden
Adından başka hiçbir kelimeyi yazmadım ekmeğime
Hiçbir ceylana izin vermedim kıyından su içmeye
Bu büyülü sevdayı,sen olmasan takmazdım incecik boynuma
Esir düşmezdim böyle prangalarla, köle pazarlarında
Bu vebal cehennemini sen olmasan taşımazdım kalbimin kuytularında
Sözüme yeni sözler ekleyip,yenilemezdim kendimi, sen olmasan
Kutsanmış nehirlerde ıslanmış bu saçları, hangi güneş kurutmaya cesaret edebilir.
Bu cemalin tecellisine hangi ayna cesurca açar bağrını.
Hangi dağ üşümez gözlerine baktığında.
Bu kalp kırıntılarını hangi iğne dikebilir derinden, acıtmadan.
Hangi hattat hilallenmiş harflerden adını nakşedebilir yürek sızıma.
Sandukalarda gizli düşlerimi, hangi bahçe büyütür toprağında.
Hangi simyacı parlatır kararan cevherimi.
Hangi kervan çeker bu yükü, kendi yükünden bihaber.
Hangi sabır taşı çatlamaz ki, nazarına başka nazar değdiği vakit.
Yüreğimden geçen çölleri hangi nil yeşertir, bileyim.
Hangi kuş kanadı yüceltir alçalan ruhumu, sorayım
Hangi kutu saklar mücrim ruhumu, alayım.
Hangi sevap siler paslı geçmişimi,yapayım.
Hangi kapıdaki anahtar umudu sürgüler, kırayım.
Hangi ağaçtaki yeşil baharı simgeler,çalayım.
Hangi kitabın ilk sayfasında kahramanlar ölür, öleyim.
Hangi duvar umuda örülür, bir taş olup yükseleyim.
Artık ölüm kadar münzeviyim, Anla.
Bir çağlayan kadar berraktır ruhum, Gör.
Bir vuslat kadar kavuşmaya muhtaçtır ayaklarım, Yol al.
Bir sadaka olan tebessümünden mahrumdur yüzüm,Aydınlat.
ANLA,
GÖR,
YOL AL,
AYDINLAT.....
Adından başka hiçbir kelimeyi yazmadım ekmeğime
Hiçbir ceylana izin vermedim kıyından su içmeye
Bu büyülü sevdayı,sen olmasan takmazdım incecik boynuma
Esir düşmezdim böyle prangalarla, köle pazarlarında
Bu vebal cehennemini sen olmasan taşımazdım kalbimin kuytularında
Sözüme yeni sözler ekleyip,yenilemezdim kendimi, sen olmasan
Kutsanmış nehirlerde ıslanmış bu saçları, hangi güneş kurutmaya cesaret edebilir.
Bu cemalin tecellisine hangi ayna cesurca açar bağrını.
Hangi dağ üşümez gözlerine baktığında.
Bu kalp kırıntılarını hangi iğne dikebilir derinden, acıtmadan.
Hangi hattat hilallenmiş harflerden adını nakşedebilir yürek sızıma.
Sandukalarda gizli düşlerimi, hangi bahçe büyütür toprağında.
Hangi simyacı parlatır kararan cevherimi.
Hangi kervan çeker bu yükü, kendi yükünden bihaber.
Hangi sabır taşı çatlamaz ki, nazarına başka nazar değdiği vakit.
Yüreğimden geçen çölleri hangi nil yeşertir, bileyim.
Hangi kuş kanadı yüceltir alçalan ruhumu, sorayım
Hangi kutu saklar mücrim ruhumu, alayım.
Hangi sevap siler paslı geçmişimi,yapayım.
Hangi kapıdaki anahtar umudu sürgüler, kırayım.
Hangi ağaçtaki yeşil baharı simgeler,çalayım.
Hangi kitabın ilk sayfasında kahramanlar ölür, öleyim.
Hangi duvar umuda örülür, bir taş olup yükseleyim.
Artık ölüm kadar münzeviyim, Anla.
Bir çağlayan kadar berraktır ruhum, Gör.
Bir vuslat kadar kavuşmaya muhtaçtır ayaklarım, Yol al.
Bir sadaka olan tebessümünden mahrumdur yüzüm,Aydınlat.
ANLA,
GÖR,
YOL AL,
AYDINLAT.....
.