Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Giremediğin Gönül Senin Değildir!
Konuyu Değerlendir
  • 17 Oy - 2.94 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Halil Rıfat Paşa, demiş ki: ''Gidemediğin yer senin değildir.'' Bu sözü, sadece Karayolları Teşkilatı benimsemiş ve kullanmıştır.Oysaki bu manadan daha önemlisi, manevî yolları açan şu gerçektir:

GİREMEDİĞİN GÖNÜL SENİN DEĞİLDİR!

Gideceğimiz yerler sadece maddî, şeklî olanlar değildir. Asıl manevî olanlardır. Manen gideceği yere varamayanlar, maddeten hiç varamazlar. Gideceği yeri, iç dünyasına kodlayamamış olan, hedefine asla ulaşamaz.

Hatta manen gideceği yeri olmayanların, maddeten de gidecekleri yeri olmaz; hiç olmaz. En hızlı vasıtalar, en sağlam araçlar onları hiç bir yere götüremez.

Çünkü manevî hedeflerini kaybedenler, maddî hedeflerini de yitirirler. Gidecekleri yer kalmaz. Onlar gitmezler, götürülürler. Hatta sadece sürüklenirler.

Bu sebeple, en acınacak insanlar, araçsızlık yüzünden yolda kalanlar değil, araçları olup da gidecekleri yeri olmayanlardır.

Gitmek, gövdeye değil, gönüledir.
Gittiğiniz yerde gönülsüz bir gövde bulacaksanız, varışınız da boşunadır.
O zaman, gittiğiniz yere ulaşamazsınız, sadece varmış olursunuz.
Varmış olmak vuslata ermiş olmak değildir.
Vuslat, gönüle varmaktır. Sevgi dolu bir gönüle ulaşmaktır. Vuslat gönül işi olduğu için, varmak da gövdeyle olmaz, gönülle başarılır. Bu sebeple, gönül varışlarının vasıtaya ve maddeye ihtiyacı olmaz. Biri kuzeyde, diğeri güneyde iken de, bir ve beraber olabilirler. Mesafeler, birliğe, buluşmaya, kavuşmaya asla engel olamaz. Bir olan gönüllerin arasına kilometreler giremez; en uzak gurbet bile ayıramaz onları, unutturamaz. Asıl mesafe, asıl uzaklık, yanı başındakini unutturanıdır. ''Dizimin dibindeki, Yemen'de; Yemen'deki de dizimin dibindedir'' der Mevlânâ... Göremediğin gönülden ırak olursun. Gönül görmek diye bir çaba var mı hayatımızda? Giremediğin gönüle eremezsin. Hiç olmazsa, yanı başınızdakilerin gönüllerinde misiniz? Yanı başınızdakiler gönlünüzde mi? Aynı dili konuşanlar değil, aynı gönlü paylaşanlar anlaşırlar.

Büyük bir üzüntüyle ifade edeyim ki, aynı evde yaşadığı halde, ayrı olanlar vardır. Çünkü yakınlık manevî varlığımızla sağlanır. Gövdelerin yakınlığı ile gerçek yakınlık yakalanamaz. Kafa ve kalp uyuşması, insanı yakından daha yakın eder, hatta tekleştirir. Böylesine bir ve beraber olmuşları, hiçbir şey ayıramaz.

Hiç bir mesafe aralarına giremez.

Gönül ne kahve ister, ne kahvehane
Gönül sohbet ister, kahve bahane...
Can Yücel bir şiirinde, bizi birbirimizden ayıran mesafeyi şöyle açıklıyor:

En uzak mesafe ne Afrika'dır,
Ne Çin,
Ne Hindistan,
Ne seyyareler,
Ne de yıldızlar geceleri Işıldayan
En uzak mesafe İki kafa arasındaki Mesafedir,
Birbirini Anlamayan

***

Özellikle, hanımların bir hususa çok dikkat etmeleri gerekir. Sevgi ve şefkat kahramanı oluşları, hanımları samimiyette ve saflıkta derinleştiriyor. Bu sebeple de kolay aldatılıyorlar, çabuk atlatılıyorlar. Mesela, Bey'i sabahleyin onu kırıp gitmiştir. Akşam elinde bir kırmızı gül ile döndüğünde, mesele halloluyor. Bu bir Avrupa kolaycılığıdır, işi basitleştirmektir ve biraz da maddeciliktir. Bu yüzden de, Batılı psikologlar, hanımların bu saflığını kullanmayı çok tavsiye ederler. Özetle derler ki, ''Karınızı kırdıysanız zararı yok; onların saf ve zayıf taraflarını kullanıp durumu düzeltebilirsiniz. Mesela kırmızı güle dayanamazlar.'' Hanımefendiler, dikkat edin, eğer eşiniz gönlünü bir gül haline getiremediyse, elindeki gülü ciddiye almayınız. Önce gönlünü gülleştirsin, sonra da eline gül alsın. Ancak o zaman, gönlünün temsilcisi olarak gül işe yarar ve anlam kazanır. Yoksa gönlü gülleşmemiş adamın elinde gül, ne kadar da anlamsız ve iğreti durur... Ama gül, hiç bir zaman, duygusal derinliği ziyade olan hanımları kandırmaya yönelik bir fonksiyon icra etmemelidir. Bu durum güle layık görülmemelidir. Çünkü o Muhabbet-i Resûlullah'ın (s.a.v.) temsilcisidir. ''Madem çaresi bu kadar kolay, bir dahaki sefere de, rahatlıkla kırabilirim.'' deme cesaretini vermemelidir. ''Bütün mesele bir gül ise, işim kolay'' diye düşünüyor adam, kırmamaya dikkat etmiyor. Peki, ben bunu nereden biliyorum? Bana bunu beyler anlatıyorlar, sanki önemli bir marifetmiş gibi, hem de ballandıra ballandıra açıklıyorlar: Hocam, ''Bizde kavga uzun sürmez. Her şey bir kırmızı gülün ucundadır. Hemen sorunu çözerim.'' diyorlar... Her şey bir kırmızı gül kadar ucuz ve kolay olmamalı. Her şey, bin bir emekle, sevgisi bereketlendirilmiş bir gönülle halledilmelidir. Yüreğin, sevginin renkleriyle bin bir çeşit yediveren güle döndüyse, varsın elinde bir gül bulunmasın.

Gül müsün kardeşim, elin gülsüz de olur.
Gönlün gülleşmişse, o yeter bana.
Geldiğin yer gülüyorsa
Seni gören gönül eğer
Gülistana dönüyorsa
Ne mutlu sana...
Sen gül olmuşsan, gülden sana ne?
Bırak o kalsın dalında
Üstelik gülleşmiş gönlün dikeni de yoktur.
Ne batar, ne kanatır,
Hep cana can katar
Hep mutluluk ve huzur sunar

Vehbi Vakkasoğlu

[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 486
Mesaj: 1,947
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Allah razı olsun yaprak.
beni bir ben bilirim birde yaradan,bana bir ben lazımım birde anlayan.hz mevlana----------------------------------------------------------------------------------
[Resim: avauser56671gu3.gif]

Alıntı
.
Konu: 723
Mesaj: 2,707
Cinsiyet:
Kıdem: May 2007

Vehbi Vakkasoğlu son bozgun 2 isimli kitabı muhteşem bir kitaptı aklıma geldi ismini sonda okuyunca ne alaka demeyinSmiley (28)
[Resim: lvbackni1qb7po7.gif]

Alıntı
.


Benzer Konular...
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Gönül Gülü Peygamberim cidde 2 1,560 23-12-2008, 22:30
Son Mesaj: Toprak
  İnsan melek degil,Dünya cennet degildir! GüLYapraK 0 1,064 22-12-2007, 18:54
Son Mesaj: GüLYapraK
  İyi Ki AğLaDıN GöNüL ÇiÇeĞiM...... acemkızı 4 1,555 09-12-2007, 23:34
Son Mesaj: GüLYapraK

Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 2 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.