--------------------------------------------------------------------------------
Acıtma bu sefer, tüm yalvarışlarım yalandı.. Ne acıt, ne kanat, ne de vazgeç benden. Sadece gel, o uzak iklimlerden gelen baharla beraber.. Yılkı atı misali serpildik kar örtülü çöl topraklarına. Ne derin bir sessizlik ve ne de başını alıp giden bir serseriliktir bu. Tüm dallar kurumuş, tüm kuşlar ölmüş. Gölgeler uzanmıyor ayaklarımızın dibinde. Sessiz bir tören gibi ıssız mabedlerde, öyle acımasız bir ayin gibi. Derinden ve içten söylenen bir dua... Bir yakarış gibi. Yüzümü döver gider rüzgar. Terk eder beni direnme gücüm. Yerle yeksan olmuş tüm umutlar, yakışmasa da bana bu yakarış, sen yinede gel.
Bir adım ötemde duran yalnızlığın, kulaklarımda yankılanan arzularım.. Bu gece yanımda olmak varken, sen neredesin, kim bilir. Mesafelere saklı anavatanlarda kaç kırlangıç doğasız kaldıysa, onların acıları kadar kutsal ve haklı bir sessizlik avuçlarımın içindeki var oluş. Dimdik yıkılışların tezatlığı kadar pak bir ölüm.
Gel demek olmaz belki ama ölümden de çok susadım sana Umuduna, suskunluğuna ve aşkına bu deli özlem. En çok sana !
Tüm anlamlarının ardına saklı kalmış, hiç görmediğim o çocuk halin, yeni yetme sevdalarla süslediğin rüyaların. Ne uzaktır kim bilir sana o yalnızlıklar, o sarhoş akşamlar. Sana uzak, bana çok uzak. Ben bu yorgun ve bitik halimle bir düşün, bir düşüşün kapısının önündeyim. Git buradan, beni masum gecelerimin olduğu yerde bul, orda sev beni. Ne karanlığıma dokun, ne yıkıklığıma.
Benim asırlar önceki sevdamın tut ellerinden. Öyle sessiz,öyle derinden Kanım karışırken geceye, ve kanımda ne var ne yok ise.. adam boyu korkularımı aşıp gelmek sana... Kocamman lafların ardına saklanan bu yalnızlığı bir görebilsen. Neden sana seslendiğimi, neden sana yazdığımı bir bilsen... Düşümdeki kentler birer birer yıkılıyor. Hangi yıkıntının altında kaldın bilmiyorum ki...
Özledim seni, ama bir ölüden yana ne kadar umut varsa, senden de o kadar umut kaldı geriye.Gelir, gider aklım. Doğar ve batar güneş. Düşler gerçek olur, hayatlar ölüm. Benim ardımdan sen kalırsın geriye... Bu yüzden bu sessizlik ve çaresizlik. Bitecek her şey, ölüm geçecek baş ucumuzdan. Ne bir dost kalacak, ne bir sevda, ne bir düş geriye. Ah, biliyorum sen de kalmayacaksın...
Belki yakışmaz bu sessizlik bize, ama kulağına fısıldıyorum yine de. Sen de kalmayacaksın geriye, sen de unutacaksın beni diğerleri gibi. Belki tekrar gideceksin, belki de ölümü seçeceksin. Ama sen yinede gel.Ve biliyorum, son değil bu yakarış, ama sen yine de gel...
__________________
Acıtma bu sefer, tüm yalvarışlarım yalandı.. Ne acıt, ne kanat, ne de vazgeç benden. Sadece gel, o uzak iklimlerden gelen baharla beraber.. Yılkı atı misali serpildik kar örtülü çöl topraklarına. Ne derin bir sessizlik ve ne de başını alıp giden bir serseriliktir bu. Tüm dallar kurumuş, tüm kuşlar ölmüş. Gölgeler uzanmıyor ayaklarımızın dibinde. Sessiz bir tören gibi ıssız mabedlerde, öyle acımasız bir ayin gibi. Derinden ve içten söylenen bir dua... Bir yakarış gibi. Yüzümü döver gider rüzgar. Terk eder beni direnme gücüm. Yerle yeksan olmuş tüm umutlar, yakışmasa da bana bu yakarış, sen yinede gel.
Bir adım ötemde duran yalnızlığın, kulaklarımda yankılanan arzularım.. Bu gece yanımda olmak varken, sen neredesin, kim bilir. Mesafelere saklı anavatanlarda kaç kırlangıç doğasız kaldıysa, onların acıları kadar kutsal ve haklı bir sessizlik avuçlarımın içindeki var oluş. Dimdik yıkılışların tezatlığı kadar pak bir ölüm.
Gel demek olmaz belki ama ölümden de çok susadım sana Umuduna, suskunluğuna ve aşkına bu deli özlem. En çok sana !
Tüm anlamlarının ardına saklı kalmış, hiç görmediğim o çocuk halin, yeni yetme sevdalarla süslediğin rüyaların. Ne uzaktır kim bilir sana o yalnızlıklar, o sarhoş akşamlar. Sana uzak, bana çok uzak. Ben bu yorgun ve bitik halimle bir düşün, bir düşüşün kapısının önündeyim. Git buradan, beni masum gecelerimin olduğu yerde bul, orda sev beni. Ne karanlığıma dokun, ne yıkıklığıma.
Benim asırlar önceki sevdamın tut ellerinden. Öyle sessiz,öyle derinden Kanım karışırken geceye, ve kanımda ne var ne yok ise.. adam boyu korkularımı aşıp gelmek sana... Kocamman lafların ardına saklanan bu yalnızlığı bir görebilsen. Neden sana seslendiğimi, neden sana yazdığımı bir bilsen... Düşümdeki kentler birer birer yıkılıyor. Hangi yıkıntının altında kaldın bilmiyorum ki...
Özledim seni, ama bir ölüden yana ne kadar umut varsa, senden de o kadar umut kaldı geriye.Gelir, gider aklım. Doğar ve batar güneş. Düşler gerçek olur, hayatlar ölüm. Benim ardımdan sen kalırsın geriye... Bu yüzden bu sessizlik ve çaresizlik. Bitecek her şey, ölüm geçecek baş ucumuzdan. Ne bir dost kalacak, ne bir sevda, ne bir düş geriye. Ah, biliyorum sen de kalmayacaksın...
Belki yakışmaz bu sessizlik bize, ama kulağına fısıldıyorum yine de. Sen de kalmayacaksın geriye, sen de unutacaksın beni diğerleri gibi. Belki tekrar gideceksin, belki de ölümü seçeceksin. Ama sen yinede gel.Ve biliyorum, son değil bu yakarış, ama sen yine de gel...
__________________
![[Resim: lvbackni1qb7po7.gif]](http://img87.imageshack.us/img87/8817/lvbackni1qb7po7.gif)
.