Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Kaybolan İnsanlığımız
Konuyu Değerlendir
  • 7 Oy - 3.14 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 167
Mesaj: 421
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Farkında mısınız, her gün daha refah içinde olacağımız bir hayata doğru gitmemize karşın, daha da yalnızlaştığımızı hissetmekte, birbirimizi sevebilme yeteneğimizi gün be gün kaybetmekteyiz. Yalnızlık demekle, çevremizde hiç insan olmaması gibi bir şey kastetmiyorum malumunuz. Çevremiz ne kadar çok insanla dolu olursa olsun, kendimizi yalnız hissetmemizden bahsediyorum. Bunaldığımız anda içten dost ve ahbap bulamama sorunumuzdan bahsediyorum. Her şeyin bir bedeli var mantığıyla insanların maddî karşılığı, yahut menfaatleri olmadan başkalarına yardım etmekten kaçınmalarından bahsediyorum. Kimsenin diğerine tahammülü yok çünkü artık. Bu hele de büyük şehirlerde artık o hale geldi ki kimse kimseyi dinlemiyor bile. Oysa hepimiz acılarımızı, sevinçlerimizi dostlarımızla paylaşmak isteriz. Sevmek ve sevilmek isteriz. Bize değer verilsin isteriz değil mi? Çok şey de değil aslında bu isteklerimiz öğle değil mi? Ama bunların kıymetini bilmedikçe, bunlar hayatımızdan kayboluyor. Bakın size ünlü psikiyatrist Viktor Frankl'ın başından geçen şu olayı nakletmek ve batı toplumlarında refah düzeyinin yükselmesine karşın, gittikçe yalnızlaşan zavallı insanının gerçekte hepimizin temel bir ihtiyacını nasıl yaşadığını göstermek istiyorum:
"Saat gecenin üçüdür. Frankl'ın telefonu çalar. Telefonun diğer ucunda intihar etmek üzere olan bir kadın vardır: ‘intihar etmeye karar verdim, ama ölmeden önce bir psikoterapist olarak sizin ne diyeceğinizi merak ettim’ der. Telefon konuşması yarım saat kadar sürer. Frankl, her türlü yöntemi deneyerek onu intihardan vaz geçirir. Kadın intihar etmeyeceğine ve Frankl'ı ziyarete geleceğine söz verir. Sözünü tutar ve bir gün Frankl'ın yanına gelir. Sohbet ederler. Sohbetleri sırasında Frankl, kadının kendisinin onu ikna etmek için yaptığı konuşmalardan dolayı değil de, başka bir sebeple intihardan vazgeçtiğini anlar. Bu sebep nedir biliyor musunuz? Gecenin saat üçünde uyandırılmasına rağmen sabırla onu dinleyen ve onunla konuşan birisinin de var olduğunu bilmektir sadece. Dolayısıyla bu dünyanın yaşamaya değeceğini düşünerek intihardan vazgeçmiştir kadın."
İşte bu kadar basit gözüken bir davranış, gerçekte ne kadar önemli, görüyorsunuz değil mi? Batı dünyasında böyle de, bizde çok mu farklı? Bugün bizde de dostluk, fedakârlık, akrabalık, komşuluk, misafirlik, insana makam ve parası olduğu için değil, sadece insan olduğu için değer verme, karşılıksız sevgi gibi kavram ve konular gittikçe bir masalda geçen Kaf Dağı ve Anka Kuşu gibi ütopya olmaya başladı farkındaysanız. Hayatta en büyük amacımız ve değerimiz, daha fazla şeye sahip olmakla sınırlandı maalesef. Kazançlarımız, aldığımız ev ve arabalar, ev eşyaları, biriktirdiğimiz paralar. Ya kaybettiklerimiz? İnsanlığımız adına kaybettiğimiz neler var düşünsenize. Bu değerlerin hangisi parayla alınıp satılabilir? Dostluğun maddi değeri nedir söyler misiniz? Ya sevginin? Kardeşi için organını bağışlayan insanın bu davranışı kaç lira eder söyleyebilir misiniz? Ya dini, imanı, namusu ve vatanı için can veren kişi akılsız ve aptal mıdır bu düşüncede? Bu tür davranışlar hangi parayla ölçülür bunu bilenimiz olduğunu hiç sanmıyorum. Çağdaş bir psikoloğun ifadesiyle cenneti bile ancak devasa bir süper market olarak düşünen günümüz insanlarının kafasında her hangi bir kutsalın manevî fonksiyonu ne olabilir ki?
Bütün bu anlattıklarımla çizdiğim bu karamsar tablo sizleri ümitsizliğe sevk etmesin. Doğru olan umudu kaybetmek değil, nereden nereye geldiğimizi doğru okuyarak, hiç birimizin de memnun olmadığımız davranışlarımızın nedenlerini anlamaya çalışmak ve doğru davranışlar için çaba harcamaktır.
O halde kendimizle yüzleşmek için daha ne bekliyoruz. İçimize dönelim, insanlığımızı yeniden keşfedelim ve "yeniden doğuş" için düğmeye basalım. Kaybolan insanlığımız bulunamayacak kadar uzağımızda değil.
O halde haydi buyrun insanlık keşfine ! Buyrun içimize yapacağımız yolculuğa ! Yolunuz ve yolumuz açık olsun !
[Resim: Tear_Shed_by_prettylushsuicide.jpg]
...............................................................................................................
Haksızlığa baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar. (Hz. Ali (r.a))

Alıntı
.
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

emeğine sağlık kardeşim Allah razı olsun.
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 486
Mesaj: 1,947
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

güzeldi iremcim Allah razı olsun.
beni bir ben bilirim birde yaradan,bana bir ben lazımım birde anlayan.hz mevlana----------------------------------------------------------------------------------
[Resim: avauser56671gu3.gif]

Alıntı
.


Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 3 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.