Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Meraktan Kim Ölmüş?
Konuyu Değerlendir
  • 29 Oy - 2.93 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Kırmızı ambulans ile mavi ambulans arasındaki farkı biliyor musunuz?

Çok kişinin bilmediği ortaya çıktı: Yan bandı kırmızı olan ambulanslar, ACİL HASTA naklediyor ve geçiş üstünlükleri var... Yan bandı LACİVERT olanlar ise normal hasta sevki için kullanılıyor... İŞTE FARKLAR:

Ambulansların üzerindeki renklere, sizin de bizim gibi pek dikkat etmediğinize eminiz. Meğer kırmızı bant ile lacivert bant arasında büyük fark varmış.

Yan tarafı kırmızı bantlı ambulanslar, yasa gereğince içerisinde bir doktor ile en az 2 sağlık görevlisi bulundururmuş.

Yan tarafı lacivert bantlılar ise, acil olmayan, normal hastaların sevkinde kullanılırmış ve içerisinde bir sağlık personeli bulunması yeterliymiş...
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Topkapı Müzesi'ndeki ünlü "Kaşıkçı Elması" adını nasıl almış?

1669 yılında istanbul'da Eğrikapı çöplüğünde dolaşan baldırı çıplak takımından bir adam bir yuvarlak taş bulur... Bir yaymacı kaşıkçıya giderek üç tahta kaşığa değişir... Kaşıkçı götürür, bu taşı bir kuyumcuya on akçaya satar. Kuyumcu taşı arkadaşlarından birine gösterir; kıymetli bir elmas olduğu anlaşılınca beriki sus payı ister... Aralarında kavga çıkar... Mesele Kuyumcubaşıya akseder. Kuyumcubaşı kavgacıların eline birer kese akçe vererek taşı alır...

Fakat bu sefer de vakayı Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa duyar, taşı kendisi için satın almağa hazırlanırken mesele Padişaha akseder. Dördüncü Mehmet, bir Hattı Hümayun ile elması Sarayı Hümayuna getirtir ve Saray elmastıraşına verilir. Eğrikapı çöplüğünde bulunan taş işlenince meydana 86 karatlık nadide bir elmas çıkar... Kuyumcubaşıya Kapıcıbaşılık rütbesiyle bir kese bahşiş ihsan olunur.

Kaşıkçı Elmasının Eğrikapı çöplüğüne nasıl düştüğü tarihin bir sırrı olarak kalmıştır.
Bu elmas halen Topkapı Sarayı Müzesindedir.

Kaşıkçı elması dünyanın tanınmış 22 elması arasındadır. Dünyanın en büyük elması olarak bilinen 191 karatlık Işık Dağı ya da Kuh-i Nur adıyla tanınan elmas Hindistan'da bulunmuştur ve bugün, İngiltere Krallık Hazinesi'ndedir. Adı Farsçada Işık Denizi anlamında olan, uçuk pembe renkli, yassı bir taş olan Derya-i Nur elması ise, yaklaşık 185 kırat ağırlığındadır ve bugün İran Milli Bankası'nda saklanmaktadır. Bunlara ilaveten, 1853 yılında Brezilya'da bulunan ve Güney Yıldızı adıyla tanınan 128 karatlık elmasla, Büyük Moğol Elması ve bizdeki 86 karatlık Kaşıkçı Elması, dünyadaki en büyük ve en değerli 22 elmasın arasında bulunmaktadır.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Siyahlar neden beyazlardan hızlı koşuyor?

Bu fizyolojik bir sorun. Siyahların anatomik yapısı farklı bir yapıya sahip ve bu durum hareket etmelerini kolaylaştıryor. Bundan başka, büyük inceleme gerektiren kassal bir etken de var. Kasların işlevsel birliklerini meydana getiren kas lifleri iki tipte olabiliyor: Ağır denilen kas lifleri yüksek tempo gerektiren uğraşılarda işe yarar (uzun yürümek, ağır bir nesneyi kaldırmak gibi). Bir de hızlı kas lifleri vardır, bunlar kısa sürede bitirilecek egzersizler için uygundur. Örneğin koşu gibi. Siyahların hızlı kas lifleri genetik olarak beyazlarınkinden daha fazladır.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Tırnak nasıl uzar?

El tırnağı, tırnağın dibinden yukarı doğru, her gün 0.1 mm.uzar. Tırnak yatağı denilen tırnak dibinde, bölünen hücreler bir tabaka oluşturur. Bu hücreler tırnağın alt yüzeyini tuttuğu için, tırnak dibine sıkı sıkı bağlıdır. Tırnak ileri doğru büyüdüğü zaman, tırnak yatağındaki bazı hücreler tırnağı tutmaktan vazgeçerken, diğer hücreler tırnağın alt yüzeyini tutma görevini üstlenir. Yukarı doğru ilerleyen tırnağa yağlayıcı madde olarak destek sağlayan serbest hücreler, işlevleri sona erince tırnağın ucunda bir birikinti oluşturur. Dolayısıyla tırnak, tırnak yatağına bağlı kalarak ileri doğru uzamış olur.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Renkli sabun neden beyaz köpük yapıyor?

Köpük, sabuna karışmış ince bir su tabakasında hapsedilmiş havadan meydana gelir. Işık bir kabarcığın yüzeyine vurduğunda, her yönde yansır ve yayılır. Bu durum köpüğün beyaz görünmesini sağlar. Sabunun renklendiricisinin görünmemesi ise üretim sırasında eklenen pigmentle ilişkilidir. Eğer pigment miktarı çok olursa köpük biraz renkli olabilir.

İnsan gülmekten ölebilir mi?

Gülme krizi nedeniyle, az da olsa, kasılmalardan meydana gelen ölümlere rastlanıyor. Özellikle ciddi kalp fonksiyonu bozuklukları olan kişilerin aşırı gülmekten kaçınmalarında yarar var. Ancak batı ülkelerinde yapılan istatistiklerde, gülme sırasında oluşan ölüm vakalarının büyük bir çoğunluğunu boğulmalar oluşturuyor. Özellikle yemek yerken, gülme sonucu yiyecekler nefes borusuna kaçıyor ve tıkanıklık boğulmaya yol açıyor.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Neden başımızdaki kıllar uzuyor da, kolumuzdakiler uzamıyor?
[Resim: image001oh8.jpg]
Saç, derideki foliküller tarafından üretiliyor. Bunlar üçlü çembere sahip. Saçın en hızlı uzadığı en uzun döneme anagenez deniyor. Uzamanın durduğu daha kısa döneme de katagenez adı veriliyor. Talogenez ise dinlenme dönemi ve bu aşamadan sonra dökülme başlıyor. Bedenin farklı bölümleri, bu aşamaları farklı zamanlarda yaşıyor. Kafatası derisi katagenez öncesinde 4 ile 8 yıl boyunca anagenez yaşıyor. En fazla 4 ay boyunca talogenez aşamasında kalınıyor ve sonra yine anagenez başlıyor. Kollar ve vücudun diğer bölgelerinde uzama süresi 1 ile 6 ay gibi çok kısa sürelerde gerçekleştiğinden, kıllar belirli bir boya ulaştıklarında duruyor.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Tellere konan kuşlar niçin çarpılmıyorlar?
[Resim: image004qb4.jpg]
İnsanların dokundukları anda kömür oldukları binlerce volt cereyan taşıyan elektrik tellerine konan kuşlar nasıl oluyor da cereyana kapılmıyorlar? Çünkü topraklanmamışlardır. Çünkü tam bir devre meydana getirmezler. Çünkü kısa devre yaratmazlar. Ama kuş kazara elektrik tellerini taşıyan direğe temas ederse, elektrik akımı kuşun gövdesi ve direk yolu ile toprağa geçer ve kuş ölür.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Kadınların düğmeleri neden solda?

Giysilerde düğmelerin kullanılmaya başlandığı ilk zamanlarda, düğmeler hem çabuk kırılabiliyordu, hem de herkesin almayacağı kadar pahalı idi. Zengin kadınlar da, uzun elbiselerini ancak hizmetçilerinin yardımı ile giyebiliyorlardı. Hizmetçiler ise hanımlarının karşısında, onların düğmelerini, sağ ellerini kullanarak daha hızlı ilikleyebiliyorlardı Bu nedenle, terziler dügmeleri hizmetçilerin sağına, hanımların ise soluna gelecek şekilde diker oldular.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Arılar peteklerini neden altıgen yaparlar?
[Resim: image008qt6.jpg]
Altıgen diğer çokgenlere gore kenar uzunluklarının toplamı en kısa olan şekildir. Bunu bilen arı peteğini altıgen yaparak en az malzemeyle en fazla peteği üretir. Böylelikle malzeme tasarruflu kullanarak balmumu israfı önlemiş olur. Ayrıca altıgenler, yapıldığı petekte üretilen balı muhafaza etmek açısından maksimum hacim sağlar. Bir arı kolonisi peteklerini yatayla 7-8 derecelik bir açı yapacak şekilde inşaa eder. Bunun nedeni peteğin içine bırakılan balın yere dökülmemesidir. Ve bu açı hiçbir zaman şaşmamıştır.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

İlk bilgisayar nasıl ortaya çıktı?
İnsanoğlunun ilk hesap makinesi abaküslerdir ve abaküse benzeyen ilk araçlar bundan 3,000 sene önce kullanılmıştır. Otomatik hareketlerden yararlanan ilk toplama makinesini Blaise Pascal geliştirmiştir. Pascal bu makineyi tasarlarken, bir tarafa doğru döndürülen dişli çarkların hareketinden faydalanmıştır. Daha sonra Leibniz aynı prensiple çarpma işlemi de yapabilen bir makine daha geliştirmiştir.

Hesaplamada elektronik sistemin öncüsü İngiliz bilim adamı Charles Babbage'dir. Babbage'nin Analitik Motor adını verdiği cihaz, belli bir programlama içinde hesapları otomatik olarak yapabilmekteydi.

Gerçek anlamda bilgisayarlar, 1941 yılında Berlin'de Kondrad Zuse tarafından geliştirilmiştir. Onun yaptığı bilgisayar, elektron lambalarından oluşuyordu ve aynı yıllarda Busines Machines Corporation adlı firmanın yaptığı otomatik bilgisayardan çok daha hızlı çalışıyordu.

1946'da, Amerikalı J. Presper Erchert ve John W. Mauchly, yüksek işlem hızına sahip tam elektronik ilk sayısal bilgisayarı geliştirdiler. 17,500 civarında elektron tüpü, 1,500 röle, 70,000 direnç ve 10,000 kondansatörden oluşmuş 30 ton ağırlığındaki bu dev makina, on haneli 5,000 sayıyı bir saniye içinde toplayabiliyordu.

Sonraki yıllarda inanılmaz bir süratle geliştirilen bilgisayarlar, bilgiyi çabuk ve doğru bir şekilde işleme ve saklama özellikleri nedeniyle, kısa sürede günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldiler.
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.


Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 9 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2025 MyBB Group.