Antalya'da düzenlenen 5. metabolik Sendrom Sempozyumu'na katılan Prof. Dr. Sadi Güleç, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaşam tarzı bozukluğu hastalığı olarak adlandırılan metabolik sendromun etkisiyle yaşanabilecek kalp krizlerine dikkati çekti. Kalp krizinin halk arasında ''aniden oldu'' diye anlatıldığını belirten Güleç, kalp krizinin sanıldığı gibi ''aniden'' gelmediğini vurguladı.
Prof. Dr. Güleç, kalp krizi ile göbek bölgesindeki yağlanma arasındaki bağlantıya işaret ederek, şöyle konuştu:
''Bugüne kadar göbeği hep estetik bir sorun olarak gördük. Göbek için 'insanın nefesini tıkayan, görüntüsünü çirkinleştiren şey' dedik. Ama göbekte bulunan yağ dokusunun farklı özellikleri olduğu anlaşıldı. Göbek orada sessiz sessiz durup, sadece estetik kaygı yaratmıyor, orada salgılanan bazı maddeler hem pankreasta bozukluk yapıp şeker hastalığının gelişmesine neden oluyor hem de koroner kalp hastalığının ve kalp krizinin ortaya çıkmasına aracılık ediyor. Göbeğiniz büyüdüğü zaman bir yandan da bilmelisiniz ki kalp hastalığı riskiniz de büyüyor. Bir gün kalp krizi geçiriyorsunuz ve dönüp baktığınızda, 'aniden oldu' demeye hakkınız yok. Aslında yıllar süren bir yaşam tarzının sonucunda bu gerçekleşiyor.''
Sadi Güleç, kalp hastalığının ''çok nankör'' olduğunu da belirterek, ''Kalp damarınızın içinde bulunan yağ tabakasına eklenen bir pıhtı, 5 ile 10 dakika arasında kalp krizi geçirmenize neden oluyor. Önce maraton koşacak kadar iyi olmanız da hiçbir şey ifade etmiyor'' dedi.
Prof. Dr. Güleç, sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve yüksek kan basıncının, aaaabolik sendromun nedenleri arasında olduğuna dikkati çekti. Bazı vatandaşların, kalp krizi geçiren yakınları için ''bugüne kadar aspirin bile almamıştı'' diyerek şaşırdıklarını anlatan Güleç, ''Bunun sebebi hiçbir şekilde açıklanamaz. 'Birden bire oldu, nasıl oldu' diyecek birşey değil, zemininde yıllar süren metabolik sendrom var'' şeklinde konuştu.
--------------------------------------------------------------------------------
Prof. Dr. Güleç, kalp krizi ile göbek bölgesindeki yağlanma arasındaki bağlantıya işaret ederek, şöyle konuştu:
''Bugüne kadar göbeği hep estetik bir sorun olarak gördük. Göbek için 'insanın nefesini tıkayan, görüntüsünü çirkinleştiren şey' dedik. Ama göbekte bulunan yağ dokusunun farklı özellikleri olduğu anlaşıldı. Göbek orada sessiz sessiz durup, sadece estetik kaygı yaratmıyor, orada salgılanan bazı maddeler hem pankreasta bozukluk yapıp şeker hastalığının gelişmesine neden oluyor hem de koroner kalp hastalığının ve kalp krizinin ortaya çıkmasına aracılık ediyor. Göbeğiniz büyüdüğü zaman bir yandan da bilmelisiniz ki kalp hastalığı riskiniz de büyüyor. Bir gün kalp krizi geçiriyorsunuz ve dönüp baktığınızda, 'aniden oldu' demeye hakkınız yok. Aslında yıllar süren bir yaşam tarzının sonucunda bu gerçekleşiyor.''
Sadi Güleç, kalp hastalığının ''çok nankör'' olduğunu da belirterek, ''Kalp damarınızın içinde bulunan yağ tabakasına eklenen bir pıhtı, 5 ile 10 dakika arasında kalp krizi geçirmenize neden oluyor. Önce maraton koşacak kadar iyi olmanız da hiçbir şey ifade etmiyor'' dedi.
Prof. Dr. Güleç, sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve yüksek kan basıncının, aaaabolik sendromun nedenleri arasında olduğuna dikkati çekti. Bazı vatandaşların, kalp krizi geçiren yakınları için ''bugüne kadar aspirin bile almamıştı'' diyerek şaşırdıklarını anlatan Güleç, ''Bunun sebebi hiçbir şekilde açıklanamaz. 'Birden bire oldu, nasıl oldu' diyecek birşey değil, zemininde yıllar süren metabolik sendrom var'' şeklinde konuştu.
--------------------------------------------------------------------------------
beni bir ben bilirim birde yaradan,bana bir ben lazımım birde anlayan.hz mevlana----------------------------------------------------------------------------------
.