/
13-09-2009, 20:04
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Abdullah ibni Ömer Radiyallâhu Anhüma rivayet ediyor:
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem ile birlikte çıkmıştık. Biz gençtik ve evlenme imkânımız yoktu. Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
"Ey gençler! Evlenmeye imkânı olan evlensin. Çünkü evlenmek gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder. Evlenmeye imkân bulamayan da oruç tutsun. Çünkü oruç cinsel arzuları kırar, azaltır."
(Neseî, Sıyam: 43)
---
Orucun insana sağladığı önemli bir faydası nefsin istek ve arzularına set çekmeyi öğretmesidir. Bilhassa gençlik çağında, dinçlik zamanında insan, çelikten bir vücudu olduğunu sanıp, dünyada ebedî kalacakmış gibi ona sarılır. Türlü türlü zevki ve lezzeti tatmaya çalışır. Kendisini şefkatle besleyen, terbiye eden Yaratıcısını unutabilir. Ömrünün sonunu, ebedî hayatını düşünmez hale gelebilir.
.
/
13-09-2009, 20:05
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
"Oruç tutunuz, sağlıklı olursunuz."
(et-Tergib ve’t-Terhib, 2:83)
---
Hz. Ali Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:
"Allah Tebâreke ve Teâlâ, İsrailoğulları peygamberlerinden bir peygambere şöyle vahyetti:
Kavmine bildir, hangi kul, bir gün oruç tutarsa, ben onun cismine sağlık ve âfiyet veririm, mükâfatını da büyütürüm."
(Kenzü’l-Ummâl, 8:447)
---
Oruç beden sağlığı için en güzel bir ilâç, maddî ve manevî bir perhizdir. İnsan nefsi yemeiçme hususunda keyfi olarak hareket ettikçe vücuduna, sağlığına zarar verir. Helal-haram ayırt etmeyip rast gelen şeyi yemekle de manevî hayatını zehirler; nefis kendi üstünlüğünü kurar, baskın gelir, kalp ve ruhun sesine kulak vermez olur. Dizginini eline alır, “daha insan ona binemez, o insana biner.”
.
/
13-09-2009, 20:07
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh rivayet ediyor:
Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
"Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur."
(İbni Mâce, Sıyam: 44)
---
Zekât sadece maldan verilmez. Allah'ın ihsan ettiği her nimetin kendine göre bir zekâtı vardır. İlmin zekâtı bildiğini başkalarına öğretmek, ömrün zekâtı namaz kılmak, malın zekâtı hakkını vermek, bedenin zekâtı da oruç tutmaktır.
.
/
13-09-2009, 20:08
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Sehl ibni Sa’d Radiyallâhu Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
"Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet Gününde o kapıdan ancak oruç tutmuş olanlar girer, onlarla birlikte o kapıdan başka hiç kimse giremez.
O vakit, 'Dünyada iken oruç tutmuş olanlar nerededir?' diye bir ses yükselir. Onlar gelir, Cennete o kapıdan girerler. Oruçluların en son kalanı da girince kapı kapatılır, artık başka hiç kimsenin girmesine müsaade edilmez. O kapıdan kim Cennete girerse ebedi olarak susuzluk çekmez."
(Buhari, Savm: 4, Bed’ü’l-Halk: 9; Müslim, Sıyâm: 166; Tirmizî, Savm: 55)
.
/
13-09-2009, 20:10
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Ebu Ümame Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Dedim ki: "Ya Resulallah, bana hayırlı bir amel tavsiye eder misiniz?"
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, "Oruç tut, çünkü oruca denk bir ibadet yoktur" buyurdu.
Tekrar sordum: "Bana güzel bir iş yapmamı tavsiye eder misiniz?"
"Oruç tutmaya bak. Çünkü Allah yanında onun kadar sevaplı bir ibadet yoktur" buyurdular.
(Nesâi, Sıyam: 43)
---
Ali ibni Ebi Talib Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
"Oruç, içinin çektiği yiyecek ve içeceklerden kimi alıkoyarsa, Cenab-ı Hak ona Cennet meyvelerinden yedirir ve sularından içirir."
(Kenzü’l-Ummal, 3:329)
---
“Evet, Ramazan-ı Şerif bu fani dünyada, fani ömür içinde, kısa bir hayatta daimi bir ömür ve bâki bir hayatı içine alır, kazandırır.”
.
/
13-09-2009, 20:11
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Deylemî’nin Enes ibni Mâlik Radiyallâhu Anhtan rivayet ettiği bir hadiste ise Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyururlar:
"Dört şey yapan kişi orucu gayet rahat tutar: İftarı su ile açması, sahuru terk etmemesi, öğle istirahatını terk etmemesi, güzel koku kullanması."
(Râmûzu’l-Ehâdîs, Hadis no: 957)
.
/
15-09-2009, 11:42
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Ebu Said el-Hudri Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
"Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içecek olsanız sahura kalkmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü sahura kalkana Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua ederler."
(Müsned, 3:44)
---
Enes Radiyallâhu Anh'ın rivayetine göre ise Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem sahur yemeğini yememizi özel olarak tavsiye ederek şöyle buyururlar:
"Sahur yemeği yiyin, zira sahur yemeğinde bereket vardır."
(Buhari, Savm: 20, Müslim, Sıyâm: 45; Tirmizî, Savm: 17; Nesâi, Savm: 18.)
---
Amr ibni Âs Radiyallâhu Anhın rivayet ettiği bir hadiste Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurur:
"Bizim orucumuzla Ehl-i Kitabın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir."
(Müslim, Sıyâm: 46; Ebu Dâvud, Savm: 15; Tirmizî, Savm: 17; Nesâi, Savm: 27)
---
Sahura kalkmak iki türlü berekete vesiledir. Birisi, sahur yemeğini yiyen insanın gündüz oruç sıkıntısını çok daha az çekmesi, oruca dayanıklı olmasıdır. Böylece Cenab-ı Hak onun rızkına, yediklerine bereket, bolluk ihsan eder.
Diğeri de, seher vakti uyanık kalmakla insan, ibadete, duaya ve zikretmeye fırsat bulur. Çünkü sahura kalkamayacak olsa o bereketli saatleri uyku ile geçirecek, dolayısıyla manevî hissesi az olacaktır.
.
/
15-09-2009, 11:50
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Hz. Âişe Radiyallâhu Anhâ anlatıyor:
"Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Ramazan'ın son on gününde itikâf ederdi. Bunu vefat edinceye kadar böylece devam ettirdi."
(Buhari, İtikâf: 1; Müslim, İtikâf: 2)
---
"Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Ramazan ayının son on günü girince elini eteğini toplar, geceyi ihya eder ve ev halkını uyandırırdı."
(Buhari, Kadr: 5)
---
"Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem Ramazan'ın son on gününde vefatına kadar îtikâfa girdi. Vefatından sonra da hanımları îtikâfa devam ettiler."
(Buhari, Îtikâf: 1)
Bakara Suresinin 187. âyetinde de, "Mescitlerde îtikâfta iken hanımlarınıza yaklaşmayın" buyurulur ki, îtikâf hem Kur-ân'da, hem de sünnette var olan bir ibadettir.
Îtikâf, Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin de fiili bir sünnetidir.
Her sene Ramazan'ın son on gününde kendisi bu ibadeti yaptığı gibi, vefatından sonra da mübarek hanımları devam ettirmişlerdir.
.
/
15-09-2009, 11:59
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Hz. Sehl Radiyallahu Anh'tan rivayetle Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki:
"Sizden biri, bir din kardeşinin kendisinde veya malında hoşuna giden bir özellik görünce, onu
tebrik etsin ve "Barekallah" desin. Zira göz değmesi haktır."
(Taberani/Kebir)
.
/
16-09-2009, 14:42
RE: Bir Hadis-i Şerifte sen yaz
Abdullah ibni Abbas Radiyallâhu Anhümâ rivayet ediyor:
"Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, oruçlunun boş, çirkin ve ölçüsüz sözlerden temizlenmesi ve fakirlere bir azık olması için fıtır sadakasını emretti. Kim bunu bayram namazından önce öderse, o makbul bir sadaka olur. Kim de bayram namazından sonra verirse, o başka vakitlerde verilen sadakalardan birisi olur."
(İbni Mâce, Zekât: 21)
---
Ramazan ayı içinde verdiğimiz bu sadakanın hem bize, hem de muhtaç kimselere olmak üzere iki faydası vardır.
Bize olan faydası, eksikliklere bir keffaret olmakta, onların temizlenmesine tesir etmektedir. Cenab-ı Hak bu sadaka ile onları affetmekte, bağışlamaktadır. Fakirlerin de, bayramdan önce, az da olsa bir takım ihtiyaçları karşılanmış olmaktadır.
Hadiste, bu faziletlere kavuşmanın şartı olarak sadakanın bayramdan önce verilmiş olması belirtilmektedir. Mü'minler de buna teşvik edilmektedir.
.
|