1-Hanefîlere göre bir kimse, kendi parasıyla alıp sevâbını ölmüş bir yakınına veya herhangi bir mü’min kardeşine bağışlamak üzere bayram günlerinde veya sair günlerde kurban kesebilir. Kişi, kestiği bu kurbanın etinden kendisi yiyebildiği gibi, başkalarına da verebilir. Zira kendi kurbanı gibi hüküm alır, sevabı da bağışlanana gider.Fakat bir kimse vefât eden kişinin, irtihâlinden önceki emri ile,vasiyyeti ile onun adına keseceği kurbanın etinden yiyemez. Zira bu, adak hükmündedir, kesen ve yakını yiyemez. Bunu tam olarak tasadduk etmesi gerekir. (İbn-i Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, 5/229)
2. Hâsılı, ebedî âleme göç etmiş mü’minler adına da nafile olarak kurban kesilebilir, sevâbı onlara bağışlanabilir. Bunun da bayram günü, yahut da öncesinde kesilmesi hususunda bir ayrı hüküm yoktur. Her zaman kesilebilir. Ancak vefat etmiş bir Müslümanın vasiyeti üzere kesilecek kurbanın mekanla ilgisi yoksa da zamanla ilgisi vardır. Zira bu udhiyye olarak kesilmekte ve sevabı vasiyet eden kimseye ait olmaktadır. Bu sebeple Kurban Bayramı günlerinde kesilmesi icabeder.Bu mes’elenin belgesini teşkil eden bir hadis-i şerif’te şöyle açıklanmaktadır. Hz. Ali (R.a) Peygamber (s.a.v.)’in ahirete göç etmesinden sonra Kurban Bayramı’nda iki tane kurban kesmiş. Bunu gören Haneş (R.a), bu ikinci kurban nedir diye sormuş. Hz. Ali, “Resûlüllah (s.a.v.) vefatından sonra bana, kendisi için kurban kesmemi vasiyet etmişti; işte ben onu kesiyorum” cevabını verdi. (Sünenü Ebî Dâvud, cilt 3, sayfa 94)
2. Hâsılı, ebedî âleme göç etmiş mü’minler adına da nafile olarak kurban kesilebilir, sevâbı onlara bağışlanabilir. Bunun da bayram günü, yahut da öncesinde kesilmesi hususunda bir ayrı hüküm yoktur. Her zaman kesilebilir. Ancak vefat etmiş bir Müslümanın vasiyeti üzere kesilecek kurbanın mekanla ilgisi yoksa da zamanla ilgisi vardır. Zira bu udhiyye olarak kesilmekte ve sevabı vasiyet eden kimseye ait olmaktadır. Bu sebeple Kurban Bayramı günlerinde kesilmesi icabeder.Bu mes’elenin belgesini teşkil eden bir hadis-i şerif’te şöyle açıklanmaktadır. Hz. Ali (R.a) Peygamber (s.a.v.)’in ahirete göç etmesinden sonra Kurban Bayramı’nda iki tane kurban kesmiş. Bunu gören Haneş (R.a), bu ikinci kurban nedir diye sormuş. Hz. Ali, “Resûlüllah (s.a.v.) vefatından sonra bana, kendisi için kurban kesmemi vasiyet etmişti; işte ben onu kesiyorum” cevabını verdi. (Sünenü Ebî Dâvud, cilt 3, sayfa 94)
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.
Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)
Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan
.