Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Hoşça kal”ım; “elveda” m dı anlamadın............
Konuyu Değerlendir
  • 9 Oy - 2.56 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 313
Mesaj: 2,586
Cinsiyet:
Kıdem: May 2006





Belki alışkındı kulakların bu iki kelimenin dudaktaki dansına...Hoşça kal ; bir daha görüşmenin güvencesiydi. Bir önceki adımıydı bir sonraki buluşmanın...Hoşça kal denir ve hoşça kalınırdı senin aşklarında... Oysa bende Elveda demektir hoşça kal, bilemedin; kısacık zamanlara sığan tutkunun kılavuzluğundaki bu aşkta...

Duvarlarıma sana dair çok da fazla olmayan anılarımı çerçeveleyip astığım bir gece vermiştim kararımı. Her nedense çok eğri büğrü duruyordu resimler. Anılar mı yakışmadı resimlere, yoksa resimler mi yapışmadı çerçevelerin sabitliğine anlayamadım. Ama ters duran bir şeyler vardı bu tuhaf görüntüde.Sarhoş naralarını tıpkı birer otriş gibi dolamıştım kelimelerin boynuna. Sonra birdenbire hayretle, o gideceği yönü şaşırmış naraların sokaklardan değil yüreğimden geldiğini fark ettim. Yalpalaya yalpalaya yeni bir limana demir atmaya giden, adımlarını bir türlü aynı hizaya getiremeyen bu ayaklar, benim sevdamı arşınlıyorlardı...Yine yanlış yollara, yanlış ayakkabılarla dalmıştım düşüncesizce. Nasır tutan kalbimdi, parmaklarım sapasağlamdı görünüşte! Bakmamıştım mor sarmaşıklı yaprakların altındaki kocaman dikenlerini saklayan bataklıklara...Ah aylak ruhum; yine aldanmıştı gökyüzünün kızıl, fettan saçlarına...Oysa çeviriverseydi tutkudan körelen gözlerini birkaç bakış aşağıya, sevdasına arapsaçı gibi dolanan yalanları fark edebilecekti...Ah aşka hiç doymayan aç ruhum, kısacık mutlulukların lezzetli mezeler olduğu bu sofrada, kadeh kadeh şarapları hapsedip damağına yine de aç kalktın aşkın saflığına...

Hesaplaşma yüklü bir gecenin sabahıydı sana vedam. Oysa sen sadece hoşça kal dedim sanmıştın...Kanter içinde kaldı dudaklarım sana söyleyemediklerimi kendime haykırmaktan. Söylesem anlamazdın, biliyorum...Üstünde hiçbir etiket olmayan bir şişeye konmuş bir yardım mesajıydı kelimelerim...Ben ıssız bir adada; yanında almak isteyebileceği üç şeyi bile olmayan bir kazazedeydim. Çok tirajik biliyor musun? Üç şey alamazdım yanıma, almayı isteyebileceğim tek şey sendin... Ve sen bana aynı cümlenin içindeki iki kelime kadar yakın; ve aynı zamanda aynı cümlenin içinde asla bir araya gelemeyecek iki kelime kadar uzaktın...Çelişkilerin bileşkesi bir sevgili...Şarkılar saki olmuştu masama. Hep acı olan mezelerimi getirirken soframa, biri geldi biri gitti upuzun bir yalnızlık boyunca...Şarabımın tadı daha mı mayhoştu ne! O tanıdık tadı yapıştırabilmek için dudaklarıma, günün ağarması gerekti kadehlerin tanıdık lal kırmızısında...

Sana hoşça kal demek hiç kolay değildi...Çünkü benim için hoşça kal, elveda demekti...
Benim sözlüğüm neden farklıdır bilemedim hiç...Yazmasın istedim vedalar ve vedalara yüklü anlamlar sayfalarda, boş yere aradım uzun soluklu aşkları yırtık sayfalarda...Nedendir bilmem hep ama hep ayak izleri oldu satırlarımda...Kah kuma gömülüp kaybolan ayakların izlerini aradım çöl ıssızlığı akşamlarda, kah demirden bir örs gibi vurdum adımlarımla vurgun sonlara...

Hatırla sevgili içinde koşar adım coşan sevişlerini...Sakin limanlara demir atmak isteyen gemimin çıpası havada kaldı... Uzun soluklu bir aşkı, bir kar tanesinin bir kartopuna ve ardından bir çığa dönüşmesi gibi yaşamak isterken, sağanak yağmurda ıslanıp, sırılsıklam kaldım yalnızlığımla...Çok yükseklere saklamıştım ben sevgimi, sen upuzun adımları yüklerken bacaklarına, dümdüz bir yol üzerinde koşup durdun boş yere...Başını kaldırıp bakmayı akıl edemedin göğün gülümseyen mavi gözlerine...Uzaklıkları hala ölçülerle sabitleyen bir düzene esirken sen, ben çok başka bir coğrafyada farklı bir iklimin estirdiği rüzgara dönüşmüştüm bile...İki kelimenin buluşamadığı cümleler, gökyüzüyle yeryüzü arasından çok daha uzak mesafelerin timsaliydi yüreğimde...Sen takılmışken bildik hikayelerin tanıdık işleyişine, ben bir masalın içinde sakince bekliyordum sessizlikle çoğalan çığlıklarımı gömüp göğsüme...

Sadece hoşça kal deyip gittim diye; yüreğin hala küskün biliyorum...Elveda çok büyük bir kelime. Sığmadı dudaklarımın sınırları içine.
Sözlüğümden haberdar olacak kadar çok kalmadın sevgili , yüreğimde. Benim “hoşça kal” ım yazılmış yanlışlıkla elveda kelimesinin yerine...Kim bilir belki de bir hoşça kal en çok bu aşktaki kadar yakışır elveda hanesine...Bazen sözcükler biz farkına bile varmadan, kayıp gider dilimizden; bizim bile yerleştirmekte güçlük çekebileceğimiz en uygun yere


SEN GİTİN 11/05/06 VE Bİ DAHA dönmen için o kapıyı açmayacagım

Alıntı
.
Konu: 313
Mesaj: 2,586
Cinsiyet:
Kıdem: May 2006

Gecelerin sabahına her uyanışında aklıma düşüşüne anlam veremiyorum. Adını her anımsadığımda yüreğimin sıkışıp kasılmalarınaa engel olamıyorum. Kelimelerin düğümlenişine , sıraya koyamayışıma, anlamsız öylece havada asılı bıraktığıma inanamıyorum.

Kiminle göz göze gelsem gözlerini aradığımı fark ettiğimi anladığımda neden diye soruyorum suskunluğu kendime… sonra; sonra mavi ile yeşilin karışımı gözlerin baskın çıkıyor sorularıma , bir bildiği vardır diye. Ama bu bilinmezliğin beni çaresiz bırakmasına dayanamıyor yüreğim.. Her geçen gün daha da büyük bir acı ile sıkıştırmakta beni.

Yorulmaktayım artık sana çıkan yollarımı değiştirmekten; sakınmak ister yüreğim kendini senden Gizli_yaram….. Ne yazıktır ki hiç de başarılı olamamakla birlikte zamana bıraktığım yüreğim avuçlarına ulaşmayı beklemekte, güneşin sabahı beklediği gibi, yıldızların geceleri hasret giderdikleri gibi.

Bense bu karmaşanın içinde elim kolum bağlı zamanla birlikte yürümekteyim;
kendime sorup da cevaplarını bilmek istemediklerimle…..

Mum yanıyordu ben onu dinlerken..
Yüreğim de yandı o titrek, minicik alevle..

Ve bir mumun ömrü kadar sürdü kanayan yaramın durması..

Gitti...

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,528
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

yine acı bir son yine yüregim sızlıyorSmiley (29)

nerde böyle bi acı son görsem yüregim sızlar...

hayırlısı olur inşallah... Haketmiyorsa ne onun acısını çekmeye gerek var nede ona açık bir kapı bırakmaya... haketse zaten üzmezdi sevgiliyi...

duygularını paylaştıgın içi çook teşekkür ederim..

Mevlam sabır versin
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.
Konu: 156
Mesaj: 396
Cinsiyet:
Kıdem: Oct 2006

Arkadaşım eline yüreğine sağlık; melankolik ayrılık dizeleri senin sevgi dolu yüreğini göreltmesin dilerim.  

Alıntı
(En son düzenleme: 06-10-2006, 20:22 Boncuk.) .
Konu: 313
Mesaj: 2,586
Cinsiyet:
Kıdem: May 2006

inşallah boncukcum sağol

Alıntı
.


Benzer Konular...
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  eLveDA biRtaNem!! feri 10 2,487 28-10-2007, 15:28
Son Mesaj: feri
  Hrant’ın Ölümüyle Filizlenen “Kardeşlik uzman2769 0 751 29-01-2007, 16:18
Son Mesaj: uzman2769

Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 3 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.