Ben daha çok uçurum kenarlarinda açan diri yaban çiçeklerini sevdim.
Uzanip kokusunu içine çekerken, uçuruma düsme tehlikesiyle karsi karsiya kalindigi için.
Ben daha çok sonbaharlari sevdim.
Olgun asklara yataklik yaptigi için.
Ben daha çok sonu hüsranla biten asklari sevdim.
Yepyeni asklara bereketli bir toprak olacak kadar yikimi sagladiklari için.
Ben daha çok masum günahlari sevdim.
En dehsetli hazlarin ardindan girilen günahin vicdana yapacagi baskilarla bogusulmasi gerektigi için.
Ben daha çok aci çeken insanlari sevdim.
Acilarin onlari olgunlastirip daha iyi bir insan haline getirecegini bildigim için.
Ben daha çok annemi sevdim.
Hayatin pratigine geçiremedigi içindeki romantik duygusalligi bana miras biraktigi için.
Ben daha çok kalabaliklari degil yalnizligi sevdim.
Içimdeki benle rahatça arkadaslik edebilmemi sagladigi için.
Ben daha çok bahtsiz insanlarin kahramani oldugu kitaplari sevdim.
Mutluluklarin büyük bedelleri oldugunu bana çok iyi anlatabildikleri için.
Ben daha çok belli belirsiz bir endiseyle kirilmis hüzünleri sevdim.
Arkalarindaki bir büyük yürek ve derin bir vicdandan süzülüp geldikleri için.
Ben piril piril bir günesten daha çok aydedeyi sevdim.
Dalgalarin melodisine, sarabimin rengine, beynimdeki kisiliklerin uyumuna ve duygularima anlam katan o sihirli geceleri yarattigi için.
Ben daha çok derinlikleri sevdim.
Hayatin gizleri ve mutluluklarin ipuçlarini orada buldugum için.
Ben daha çok ölüme yakin duran ve ondan korkmayan insanlari sevdim.
Hayatin ne kadar ciddi bir sekilde yasanmasi gerektigini iyi bildikleri ve keskeleri az oldugu için.
Ben daha çok binlerce sözcükten ziyade beden dilini sevdim.
Içinde yalandan eser barindirmadigi için.
Ben daha çok tanimlanmis hayatlarin yerine belirsizlikleri sevdim.
Belirsizliklerin içinde sürprizlere her zaman yer oldugunu bildigim için.
Ben daha çok ilkleri ve ayrilik aksamlarini sevdim.
Ruhumun en derinlerinde yatan özelliklerimi gözlerimin önüne serdigi için.
Ben daha çok gerçekleri degil, hayalleri sevdim.
Hiçbir gücün hayallerime kelepçe vuramayacagi için.
Ve ben daha çok güvenin yerine özgürlügü sevdim.
Güvensizlik içinde bile özgürlügün insana daha çok yakistigina inandigim için.
Uzanip kokusunu içine çekerken, uçuruma düsme tehlikesiyle karsi karsiya kalindigi için.
Ben daha çok sonbaharlari sevdim.
Olgun asklara yataklik yaptigi için.
Ben daha çok sonu hüsranla biten asklari sevdim.
Yepyeni asklara bereketli bir toprak olacak kadar yikimi sagladiklari için.
Ben daha çok masum günahlari sevdim.
En dehsetli hazlarin ardindan girilen günahin vicdana yapacagi baskilarla bogusulmasi gerektigi için.
Ben daha çok aci çeken insanlari sevdim.
Acilarin onlari olgunlastirip daha iyi bir insan haline getirecegini bildigim için.
Ben daha çok annemi sevdim.
Hayatin pratigine geçiremedigi içindeki romantik duygusalligi bana miras biraktigi için.
Ben daha çok kalabaliklari degil yalnizligi sevdim.
Içimdeki benle rahatça arkadaslik edebilmemi sagladigi için.
Ben daha çok bahtsiz insanlarin kahramani oldugu kitaplari sevdim.
Mutluluklarin büyük bedelleri oldugunu bana çok iyi anlatabildikleri için.
Ben daha çok belli belirsiz bir endiseyle kirilmis hüzünleri sevdim.
Arkalarindaki bir büyük yürek ve derin bir vicdandan süzülüp geldikleri için.
Ben piril piril bir günesten daha çok aydedeyi sevdim.
Dalgalarin melodisine, sarabimin rengine, beynimdeki kisiliklerin uyumuna ve duygularima anlam katan o sihirli geceleri yarattigi için.
Ben daha çok derinlikleri sevdim.
Hayatin gizleri ve mutluluklarin ipuçlarini orada buldugum için.
Ben daha çok ölüme yakin duran ve ondan korkmayan insanlari sevdim.
Hayatin ne kadar ciddi bir sekilde yasanmasi gerektigini iyi bildikleri ve keskeleri az oldugu için.
Ben daha çok binlerce sözcükten ziyade beden dilini sevdim.
Içinde yalandan eser barindirmadigi için.
Ben daha çok tanimlanmis hayatlarin yerine belirsizlikleri sevdim.
Belirsizliklerin içinde sürprizlere her zaman yer oldugunu bildigim için.
Ben daha çok ilkleri ve ayrilik aksamlarini sevdim.
Ruhumun en derinlerinde yatan özelliklerimi gözlerimin önüne serdigi için.
Ben daha çok gerçekleri degil, hayalleri sevdim.
Hiçbir gücün hayallerime kelepçe vuramayacagi için.
Ve ben daha çok güvenin yerine özgürlügü sevdim.
Güvensizlik içinde bile özgürlügün insana daha çok yakistigina inandigim için.
Уąģ쵴Ļµ کǿќàĶĻąŕđá HàЧąţĮмĮ λгıЧǿŗųм
.