Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Bu Kutsal Şerbetten Buyurun Biraz da Siz İçin!...
Konuyu Değerlendir
  • 16 Oy - 3.31 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 29
Mesaj: 38
Cinsiyet:
Kıdem: Sep 2006

İki cihan güneşi efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)in imrendiği bir makam olan “Şehitlik” konusunda kafamda karmaşık soru işaretleri oluşmaya başladı son zamanlarda. Öyle ki, Terörle mücadelede verdiğimiz gencecik bedenlerin kaybı, ateş düşürdüğü yüreklere yönetim tarafından verilen bir Teselli Unvanı gibime geliyor. Bu uğurda verdiğimiz kayıpların şahadeti konusunda en ufak bir şüphemin olmamasına karşılık, on binlerce şehidin içinde ne bir ünlü sanatçının, ne bir politikacının ne bir bürokratın ne de ünlü bir işadamının ve bunların birinci derecede yakınlarının olmaması, kafamda ki acabaların çoğalmasına sebep olmuştur. Kendi kendime soruyorum: İsmini zikrettiğim unvanlara mensup söz sahibi büyüklerimiz; Ya Şehitlik Mertebesi'ni kavrayamayacak kadar maneviyattan yoksunlar!.. Ya da bunun kirli bir savaş olduğunu, bireysel saltanatları uğruna, karşılıklı çıkarlar doğrultusunda çıkarılan kardeş kavgasıyla, ülkenin başta Ekonomik, Demokratik ve Sosyal gelişmenin ve iyileşmesinin önüne, bilinçli konulan bir set olduğunu ve bu setin kaldırılması çalışmalarına katılarak savaşmayı, ne Şehit ne Gazi, olsa olsa Niyazi olacaklarını bildikleri içindir!.. muhtemelen ikinci şık, bu soruya doğru cevaptır.
Aksi taktirde üç günlük fani dünya için, karınları müsait olsa bütün dünyayı yutacak kadar kabarık iştahlı bu söz sahibi büyüklerimiz, ebedi dünya için makamların en yücesi olan Şehit olma şerefini, fani dünyada insanca yaşamı çok gördükleri gariban aile çocuklarına bırakırlar mıydı dersiniz?...

* * *
Evet!.. Sayın Başbakanımızın da dediği gibi “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.” Askerlik yan gelip yatma yeri değil, buna eyvallah, bu söze hepimiz katılıyoruz. Zaten, askerliğini yan gelip yatarak geçiren hiç bir askeri tarih de yazmamıştır. Ancak, Askerlik içimizdeki ve dışımızdaki hainlerin çirkin emeline ve bunlarla başa çık(a)mayan Yönetimin de beceriksizliğine alet olup, körü körüne yok olma yeri de değildir!.. Değil mi yani?
Böyle bir kanı mı var? Şeklinde sorulacak soruya:
-Sebep ve sonuç ilişkisine baktığımda ciddi tereddütlerim var derim!..
Bölücülerin başını koca bir ada (İmralı) da, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan devletin parasıyla krallar gibi besleyen Yönetim!. Bütün bölücülerin en başı olan ABD'nin her dediğine baş üstüne diyen Yönetim!.. sorun bölücüler olunca, AB'nin dayattığı İnsan Hakları Hukuku'na azami riayet ederken, aynı hassasiyeti mağdur ve mazlum vatandaşı için gösterme gereği duymayan da Yönetim!.. Buna karşılık, her gün yeni şehit haberleriyle yüreğine ateş düşürülenlerin gözyaşlarını yüreğine akıtıp, ekranlara “VATAN SAĞOLSUN” deme feraseti ve metaneti gösteren de bu ülkenin mazlum ve mağdur vatandaşı!.. Allah aşkına!. Bu gerçekler size neyi hatırlatır ve siz ne düşünürsünüz?
Efendiler yapmayın, etmeyin!.. Bunlar ayıptır. Bu yapılanlar günahtır. Bu yaşananlar bu millete tek kelimeyle zulümdür!..
Bu günün yarınını, gerçek hayatı yani Ahireti hiç düşünmez misiniz?...

* * *
Geçenlerde, Başbakan Erdoğan'ın ev sahibi de olan AK Parti Ankara Milletvekili Faruk Koca, askerlik çağına iki yılı kalan oğlunu terörün en yoğun yaşandığı bölgeye göndereceğini açıkladı. Koca, “Bizzat Genelkurmay Başkanımızdan randevu alarak oğlumun kuraya tabi olmadan Güneydoğu'ya gönderilmesini isteyeceğim. Oğlumun o bölgede terörle mücadelede görev yapması benim için şereftir.” Demiş. Askerliğine henüz iki yıl gibi uzun bir zaman kalan sayın Koca, günü geldiğinde bu düşüncesinden vazgeçecektir büyük bir ihtimalle. Ama bu duyguları dile getirme cesaretinden dolayı kendisini kutluyor ve bu mücadele de Faruk Koca'ların çoğalmasını umut ediyorum.
Dinimizde, “Kendiniz için istemediğiniz bir şeyi başkaları için de istemediğiniz sürece gerçek Mümin olamazsınız!..” deniyor. Öyleyse, Kutsal diye gençlerimize içirilen bu Şehitlik şerbetini buyurun biraz da siz içirenler için!... biliyorum, isteseniz de sizlere nasip olmayacak ama biraz gayret gösterin. Gösterin ki, katılaşmış kalpleriniz yumuşasın. Gösterin ki, körelmiş duygularınız yeniden filizlensin. Gösterin ki “Damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar” diyenlerin ne kadar haklı olduklarını yaşayarak öğrenin.
Şehit törenlerinde atılan nutuklar, edilen yeminler ve verilen sözler ; çok kaba bir tabirle “El elin eşeğini türküyle arar” atasözünden farksız gibi geliyor bana. Çünkü, Ateş düştüğü yeri yakıyor ve Yırtılan Bekir Ağa'nın Abası oluyor.

* * *
Bu sözler bana; Özel bir Kanal'da “Mahmut Tuncer Show” adıyla program yapan ve son zamanlarda bu programın büyük bir bölümünü ailelerinin rızası dışında kaçarak evlenen genç çiftleri aileleriyle barıştırıp ekranlarda düğünlerini yapmakla ünlenen Mahmut Tuncer'in olayını hatırlattı.
Engin hoşgörüsü, kıvrak zekası, yerel şivesi ve sempatik tavırlarıyla ekranda milyonların sevgisini kazanan Mahmut Tuncer; Geçenlerde, 28 yaşındaki kızının kendisinden izinsiz biriyle evlendiğini duyunca nasıl çılgına döndüğünü görmeyen, duymayan kalmadı sanırım. Tabii kendisi için kolay bir mesele değil, Allah yardımcısı olsun.. doğup büyüdüğü bölgede kızın evden kaçması, ailesi için yüz kızartıcı bir suç olarak görülmeye devam ediliyor. Yaptığı programlarla bu tabuları yıkan bir aydın olarak milyonların gönlünde taht kuran Tuncer, kızının kaçması üzerine, karakolluk olma pahasına aynı olgunluğu gösteremedi. Daha önce kendisiyle aynı durumda olan kız babası için “Yaw bunlar birbirini sevmış, böyüğ olarak bunlari affetmak te bize düşi haaa!.. bunlar, mutlı bir yuvayi kurmuşlar, siye ricam, uzat şu eli öpsünler de olsun bitsin!..” şeklinde ekranların başındakileri güldürerek mutlu sonla biten bir çok olaya imza atan biri söz konusu kendi kızı olunca, nasılda yardıma muhtaç biri durumuna düşüyor!..
Mahmut Tuncer, medeni cesaretini toplayıp, kendi olayının medenice çözümünü, ekran hayranlarıyla paylaşmadığı sürece, bundan sonra bu tür programları da yapacağına, yapsa bile önceki gibi ilgi göreceğine ihtimal vermiyorum!.. iğneyi kendinize batırma cesareti göstermediğiniz sürece başkalarına çuvaldızı batırma hakkına sahip olamazsınız!..

* * *
Siz, bu ülkenin söz sahibi sevgili büyükleri. Siz de, bu ülkenin nimetlerinden limitsiz yararlanan maymun iştahlı rantçıları. Siz, bu ülkenin demokrasi ve insan hakları duayen ve havarileri. Evet siz!.. hayati konularda alınan kararlara imza koyan TBMM’nin saygın üyeleri. Bak unutuyordum sizi, bu ülkenin, iki tak tak bir şak şakla paraları cukka eden süper ve Megastarları. Özellikle de siz, neredeyse yemeğe bile Atatürk’ün adıyla başlamak isteyen sahtekar Atatürkçüler.
İşte fırsat işte meydan!.. bu ülkeye ve insanlarına ne kadar bağlı olduğunuzu, tekelinize almaya çalıştığınız Atatürk’ü ne kadar örnek aldığınızı ispatlamanın zamanı ve fırsatı doğdu size!.. Lübnan’a asker gönderme arifesinde olduğumuz ve hala güneydoğudan gelen ŞEHİT haberleriyle tahammül sınırlarımızın zorlandığı şu günlerde özellikle Güneydoğu’da terörle mücadele için tercihen birer çocuğunuzla bu mümkün değilse de birinci derece de bir yakınınızın çocuğuyla iştirak edeceğiniz bir kampanya düzenleyin!.. düzenleyin ki, bu millet gerçek yüzünüzü görsün. Düzenleyin ki, her fırsatta dem vurulan eşitlik ilkesinden vatandaş nasibini alsın. Düzenleyin ki, o bölgede görev yapanların moral ve motivasyonuna katkıda bulunun. Ve düzenleyin ki, Sayın Faruk Koca’nın oğlunun yaşında benimde bir oğlum var. Onun askerlik çağını beklemeden gönüllü olarak oğlumla beni de o listeye dahil edin.. isterseniz orada mevzi gerisinde durun, ben oğlumla düşman hattında çarpışmaya razıyım!.. çocuklarınızın başına bir hal gelir diye de merak etmeyin. Sırça köşklerinizde bile rahat etmeniz için siper ettiğimiz canlarımızı cephede seve seve ederiz. Bundan emin olun!.. Hem bizim telefonla bile ulaşmakta güçlük çektiğimiz çocuklarımıza karşılık sizin çocuklarınızı canlı izleme imkanlarınız dahi mevcut. Bizim yaşamla ölümümüz, duygularınızda çok bir şey değiştirmese de sizin yaşamanız bizim için büyük bir önem arz eder!..
Bu vesileyse, hiç olmazsa siz de o bölgenin ve o şartların havasını solumuş olursunuz. Hiç olmazsa o bölgede yaşayan halkın nasıl iki arada bir derede kaldıklarını yerinde tespit etme fırsatını bulursunuz. Hiç olmazsa şehit ailelerinin sorunlarına daha gerçekçi yaklaşırsınız. Ve hiç olmazsa bu konudaki samimiyetinizi ispatlamış olursunuz. Fena mı?

***

Başından beri, Lübnan'a Askerimizin gitmesine karşı çıkanların görüşlerine saygı duyarak, gitmesi taraftarı olanların safında olanlardan yana fikrimi beyan etmişimdir!.. oradaki askeri varlığımız her halükarda hem Lübnan hem bölge ülkeleri hem de ülkemizin yararına olduğu kanaatindeyim. Ancak, Meclisten geçen Tezkere ile tarihi bir fırsatı daha kaçırdığımıza inanıyorum.
Türk Askerinin olmayacağı bir oluşumun, Lübnan'a gitmesinin BM'de meydana getirdiği paniği, Kuzey Irak'a da girme şartıyla bölgedeki hakimiyeti lehimize çevirebilirdik. Çok önemli olan bu hususu dikkatlerimizden kaçırdık!..
Kamuoyunun bu konudaki karşı duruşunu mantık olarak haklı görsem de stratejik olarak hep yersiz görmüşümdür. Çünkü, bizim dışında kalacağımız BM'nin kontrolünde olan bu tür bölgeler terör üretim merkezleri olarak ulusal huzurumuzu bozmaya yönelik faaliyetlerin yürütüldüğü şer yuvalarına dönüyor. Amerika’nın Irak'ı işgali sırasında, duygusal kararlar alıp, kendi sınırımızda bile Askeri varlığımızın olmaması, hem Irak halkının hem de Türkiye'nin birinci derecede büyük kayıplarına neden olmuş ve olmaya da devam ediyor.

* * *

Sonuç itibariyle, ülke olarak birliğimizi, dirliğimizi, düzenimizi ve huzurumuzu bozan / bozmaya çalışan her türlü oluşuma karşı, kanımızın son damlasına kadar savaşmaya, bu uğurda seve seve can vermeye devam edeceğiz. Geçmişte ve günümüzde olduğu gibi. Ama lütfen, ulusal sorun olan terörle mücadele de kafalarda soru işaretleri bırakmayın!.. mevcut tezat ve çelişkileri ortadan kaldırın!.. on binlerce insanımızın katili olarak İmralı'da devletin imkanlarıyla beslenen Apo için uygulanan insan hakları, gençliğinin baharında hayatı terör saldırılarıyla kararan gençler, yüreğine ateş düşen aileler ve yeni askere gidecek ana kuzuları için de göz ardı ve kulak arkası yapmayın lütfen!..
“Biz bir ölür bin doğarız” şeklindeki sloganik yaklaşımları bırakıp, olaylara realist yaklaşalım.
Şehadet şerbetinin kutsallığından hiç kimsenin en ufak bir şüphesi yok!.. bunun mealiyle ateşin düştüğü yürekleri avutmayı bırakın da bu kutsal şerbetten buyurun biraz da siz için!...

Alıntı
.
Konu: 248
Mesaj: 821
Cinsiyet:
Kıdem: Jun 2006

Güzel bir konuya deginmiş evet dedigin gibi hep uzaktan desteklerler terörü ama ateş düştügü yeri yakar onca yıldır bu terörle mücedele ediyoruz sözüm ola sonuca geldik ama sözde birlikçimiz abd bizi anlıyormuş ve elinden geleni en kısa sürede yapacakmışş.Sana sesleniyorum her geçen gün bir ocak sönüyor sen nezaman devreye gireceksin Türkiyeee...Bırak elin gavurunu ondan hayır gelmez düşmandan dost olmaz onlar çıkarcı Iraktaki saddam örnegini unutmayalım Abd sadece kendi çıkarlarını düşünür...
Şehit olmak gerçekten büyük şeref...
[Resim: tornado2hy8.jpg]

Alıntı
.
Konu: 26
Mesaj: 73
Cinsiyet:
Kıdem: Aug 2006

Saolasın kardeş
::...Dünya Üç Gündür...::

Dünü Geçti
Bugünü Yaşıyoruz
Yarını Kaldı
[Resim: boykot4co.gif]

Alıntı
.


Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.