Çoğu kez kitaplarıma kapattığım başımı kaldırdığımda,bana doğru uzanan bi sürü eli görür gibiydim oysa...
ama ben her zamanki gibi kendimi seçerdim... belki böyle alışmış,belki korkar olmuştum insanlardan... biliyordum,ya beklenen el onlardan biri değildi,yada ben kendimi korumak adına ördüğüm duvarlarımdan seçemiyordum o nu... yalnızlıktı adı... ama ben yalnızlığımı seviyordum... bütün o nöbetlerden,acılardan,yaralardan ve yalanlardan soyutluyordum kendimi böylece... seve seve teslim ediyordum kendimi yalnızlığıma...
yalnızlığımdan öğreniyordum ki; böylece kalbim daha az yaralanıyor ve birileri daha az bişeyler alıp götürüyorlar...
öğreniyorum ki; sevdaların gece başladığını ve acımasız gündüzlerle sona erdiğini..
tek başıma yürümek olduğunu huzurun ve en zayıf en kudretsiz yağmur damlasının bile kalbimi ıslatmaya yettiğini öğreniyorum...
kayıplar sonrasında kazanılanların eskiden olduğu kadar önemli olmadığını,her kazandığımda bunlardan biraz daha sıkıldığımı... ve her kazanma duygusunun ardından biraz daha zor nefes aldığımı...
bütün bunlara rağmen zamanlama hatası olarak değerlendirilen olgular hiç bi zaman geç kalınmışlık duygusuna yer açmadı ruhumda...
aksine yaptığım hamlenin hep tam zamanı olduğunu düşünüp,ben hiç pişman olmadım aldığım nefesten...
kışın ne kadar ısındıysam,o kadar zevk aldım yazın tenimi yakan sıcağından...
arkama dönüp hiç bakmamaya çalıştım çünkü attığım her adım her seferinde biraz daha oynattı yeri yerinden ve biliyordum ki, oluşan çatlaklar tebessümlerle bakıyorlardı ardımdan...
aramızda tek fark vardı ;onlar oldukları yerde çakılı kalmışlar,bense hızla ilerliyordum varoluşuma,varolma nedenlerime doğru...
Öğreniyorum ki; ben yalnızlığım içinde hep kendi kendimi var ettim ve var edebildiğimi hep en güzel sürprizlerle, an larla,farklı mutluluklarla vermeye çalıştım başka hayatlara...
ve yalnızlığımdan öğreniyorum ki;aslında,
kendin için yaşabilmenin ve kendine doğru yapacağın yolculukların için en iyi fırsatlardan biridir yalnızlığın...
sahip çık ve eline geçtiğinde koru yalnızlığını... birazını olsun sakla en kalabalıklar içinde bile tam şuranda... vücudunun kuzey batı yönünde...
ama ben her zamanki gibi kendimi seçerdim... belki böyle alışmış,belki korkar olmuştum insanlardan... biliyordum,ya beklenen el onlardan biri değildi,yada ben kendimi korumak adına ördüğüm duvarlarımdan seçemiyordum o nu... yalnızlıktı adı... ama ben yalnızlığımı seviyordum... bütün o nöbetlerden,acılardan,yaralardan ve yalanlardan soyutluyordum kendimi böylece... seve seve teslim ediyordum kendimi yalnızlığıma...
yalnızlığımdan öğreniyordum ki; böylece kalbim daha az yaralanıyor ve birileri daha az bişeyler alıp götürüyorlar...
öğreniyorum ki; sevdaların gece başladığını ve acımasız gündüzlerle sona erdiğini..
tek başıma yürümek olduğunu huzurun ve en zayıf en kudretsiz yağmur damlasının bile kalbimi ıslatmaya yettiğini öğreniyorum...
kayıplar sonrasında kazanılanların eskiden olduğu kadar önemli olmadığını,her kazandığımda bunlardan biraz daha sıkıldığımı... ve her kazanma duygusunun ardından biraz daha zor nefes aldığımı...
bütün bunlara rağmen zamanlama hatası olarak değerlendirilen olgular hiç bi zaman geç kalınmışlık duygusuna yer açmadı ruhumda...
aksine yaptığım hamlenin hep tam zamanı olduğunu düşünüp,ben hiç pişman olmadım aldığım nefesten...
kışın ne kadar ısındıysam,o kadar zevk aldım yazın tenimi yakan sıcağından...
arkama dönüp hiç bakmamaya çalıştım çünkü attığım her adım her seferinde biraz daha oynattı yeri yerinden ve biliyordum ki, oluşan çatlaklar tebessümlerle bakıyorlardı ardımdan...
aramızda tek fark vardı ;onlar oldukları yerde çakılı kalmışlar,bense hızla ilerliyordum varoluşuma,varolma nedenlerime doğru...
Öğreniyorum ki; ben yalnızlığım içinde hep kendi kendimi var ettim ve var edebildiğimi hep en güzel sürprizlerle, an larla,farklı mutluluklarla vermeye çalıştım başka hayatlara...
ve yalnızlığımdan öğreniyorum ki;aslında,
kendin için yaşabilmenin ve kendine doğru yapacağın yolculukların için en iyi fırsatlardan biridir yalnızlığın...
sahip çık ve eline geçtiğinde koru yalnızlığını... birazını olsun sakla en kalabalıklar içinde bile tam şuranda... vücudunun kuzey batı yönünde...
her kum tanesi bir özlemse ben seni dünyalar kadar özledim...
.