Peygamberimizin Hayati
07-11-2006, 15:33
Türkbank ihalesine fesat karıştırmak suçundan Yüce Divan'da yargılanan eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner'in suç işledikleri; ancak af nedeniyle ceza almaktan kurtuldukları ortaya çıktı.Türkbank ihalesine fesat karıştırmaktan yargılanan eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski bakanlardan Güneş Taner'in suç işlediği; ancak af nedeniyle ceza almadığı ortaya çıktı.
Yüce Divan heyeti, geçtiğimiz haziran ayında sonuçlanan davanın gerekçeli kararını tamamladı. Kararda, Yılmaz ve Taner'in Türkbank ihalesi öncesinde ihaleye girecek kişilerle görüşmeler yaparak fiyat oluşumunu etkilemeye ve ihalenin serbest rekabet ortamında yapılmasını engellemeye çalıştıklarının açık olduğu vurgulandı. Yılmaz'ın ihaleye saatler kala gece yarısı Başbakanlık konutunda ihaleye katılacak kişilerle görüşmesinin başbakanlık ciddiyetiyle bağdaşmadığının altı çizildi.
Sanıklar Yılmaz ve Taner'in mafyanın karışmasını engellemek amacıyla ihaleyle yakından ilgilendikleri yönündeki savunmalarını inandırıcı bulmayan Yüce Divan, devlet idareciliğinin siyasi kişiliğin önünde tutulması gereken bir nitelik olduğunu vurguladı. Devleti birey ilişkisi bazına indiren değerlendirmelerden uzak tutacak ciddiyet ve mesafenin korunması gerektiği vurgulanan gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi: "Bir başbakanın hukuksal yolları kullanması gerekir iken, ihaleye katılacak kişiler ile ihaleye saatler kala gece yarısı Başbakanlık konutunda ihale konusunda görüşmesi ya da ihaleye katılacak kişiyi muhtemel olumsuzluklar konusunda uyarma amaçlı olsa dahi aracı kişiler marifeti ile mesaj gönderip bilgilendirilmesinin istenmesi şeklindeki sanık eylemi devlet görevinde kastı aşan bir yaklaşımdır, görev gerekleri ile bağdaştığı söylenemez."
138 sayfalık gerekçeli kararda iddialar, tanık anlatımları ve savunmalar çerçevesinde sanıkların eylemleri değerlendirilirken, "Başbakan ve bakanın ihalelerde kabul edilebilir sınırların aşınmasına sebep olabilecek şekilde özel sohbet ya da yakınlaşmalar ya da devleti birey ilişkisi bazına indiren değerlendirmelerden uzak tutacak ciddiyet ve mesafenin korunmasına özen gösterilmesini gerekli kılar." denildi.
Alaattin Çakıcı'nın ihaleye müdahalesinin engellenmesi için gerekli girişimlerde bulunmadığına dikkat çekilerek Yılmaz ve Taner'in ihalenin yapılması ve tamamlanmasında yetkili kurum ve organların görev alanlarına olumsuz yönde müdahalede bulunduklarına dikkat çekildi. Yılmaz ve Taner'in ihaleye mafyanın karıştığına ilişkin Emniyet'in yazısından haberdar oldukları konusunda yeterli delil elde edilemediği; ancak buna ilişkin istihbari bilgilerin ulaştırıldığı belirtilerek buna rağmen Korkmaz Yiğit'in ihaleye katılmasına izin verilerek sanıkların görevlerinin gereklerini yerine getirmedikleri sonucuna varıldığı kaydedildi.
'Yılmaz görevi kötüye kullandı'
Kararın sonuç bölümünde Yılmaz'ın Türkbank ihalesi sürecinde görevini kötüye kullandığının altı çizilerek şu açıklama yapıldı: "Sanıklardan eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın Türkbank ihalesi ile ilgili olarak ihale sürecinden önceki tarihlerden ihale süreci sonuna kadar kendisine gönderilen istihbarat ve bilgi notları ile Türkbank ihalesine yasadışı suç örgütlerinin müdahale ettikleri yönünde bilgiler ulaştırılmasına rağmen bu yazıların gereğini yerine getirmemesi, görev sınırlarını aşarak ihaleye katılacak kişiler ve ihalede oluşacak fiyatı belirlemeye yönelik eylem ve davranışlarda bulunması, ihaleye katılacak kimselerle ihale öncesinde ihaleyle ilgili görüşmeler yapması şeklinde gerçekleşen eylemlerinin cezai sorumluluğu gerektiren nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır." Güneş Taner'in de kendisine ihaleye yasadışı suç örgütlerinin müdahale ettiği yönünde bilgiler ulaştırılmasına rağmen bu yazıların gereğini yerine getirmemesi ve Hazine bürokratlarının bu hususlara vurgu yapan çekince notlarına karşın vermesinin cezai sorumluluğu gerektiren davranış olduğu vurgulandı. Kararda, sanıkların güdümlerinde bir medya düzeni kurmak amacıyla girişimlerde bulunduklarına yönelik suçlamalar bakımından ise yeterli delil elde edilemediği belirtildi.
www.zaman.com.tr
Yüce Divan heyeti, geçtiğimiz haziran ayında sonuçlanan davanın gerekçeli kararını tamamladı. Kararda, Yılmaz ve Taner'in Türkbank ihalesi öncesinde ihaleye girecek kişilerle görüşmeler yaparak fiyat oluşumunu etkilemeye ve ihalenin serbest rekabet ortamında yapılmasını engellemeye çalıştıklarının açık olduğu vurgulandı. Yılmaz'ın ihaleye saatler kala gece yarısı Başbakanlık konutunda ihaleye katılacak kişilerle görüşmesinin başbakanlık ciddiyetiyle bağdaşmadığının altı çizildi.
Sanıklar Yılmaz ve Taner'in mafyanın karışmasını engellemek amacıyla ihaleyle yakından ilgilendikleri yönündeki savunmalarını inandırıcı bulmayan Yüce Divan, devlet idareciliğinin siyasi kişiliğin önünde tutulması gereken bir nitelik olduğunu vurguladı. Devleti birey ilişkisi bazına indiren değerlendirmelerden uzak tutacak ciddiyet ve mesafenin korunması gerektiği vurgulanan gerekçeli kararda şu ifadelere yer verildi: "Bir başbakanın hukuksal yolları kullanması gerekir iken, ihaleye katılacak kişiler ile ihaleye saatler kala gece yarısı Başbakanlık konutunda ihale konusunda görüşmesi ya da ihaleye katılacak kişiyi muhtemel olumsuzluklar konusunda uyarma amaçlı olsa dahi aracı kişiler marifeti ile mesaj gönderip bilgilendirilmesinin istenmesi şeklindeki sanık eylemi devlet görevinde kastı aşan bir yaklaşımdır, görev gerekleri ile bağdaştığı söylenemez."
138 sayfalık gerekçeli kararda iddialar, tanık anlatımları ve savunmalar çerçevesinde sanıkların eylemleri değerlendirilirken, "Başbakan ve bakanın ihalelerde kabul edilebilir sınırların aşınmasına sebep olabilecek şekilde özel sohbet ya da yakınlaşmalar ya da devleti birey ilişkisi bazına indiren değerlendirmelerden uzak tutacak ciddiyet ve mesafenin korunmasına özen gösterilmesini gerekli kılar." denildi.
Alaattin Çakıcı'nın ihaleye müdahalesinin engellenmesi için gerekli girişimlerde bulunmadığına dikkat çekilerek Yılmaz ve Taner'in ihalenin yapılması ve tamamlanmasında yetkili kurum ve organların görev alanlarına olumsuz yönde müdahalede bulunduklarına dikkat çekildi. Yılmaz ve Taner'in ihaleye mafyanın karıştığına ilişkin Emniyet'in yazısından haberdar oldukları konusunda yeterli delil elde edilemediği; ancak buna ilişkin istihbari bilgilerin ulaştırıldığı belirtilerek buna rağmen Korkmaz Yiğit'in ihaleye katılmasına izin verilerek sanıkların görevlerinin gereklerini yerine getirmedikleri sonucuna varıldığı kaydedildi.
'Yılmaz görevi kötüye kullandı'
Kararın sonuç bölümünde Yılmaz'ın Türkbank ihalesi sürecinde görevini kötüye kullandığının altı çizilerek şu açıklama yapıldı: "Sanıklardan eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın Türkbank ihalesi ile ilgili olarak ihale sürecinden önceki tarihlerden ihale süreci sonuna kadar kendisine gönderilen istihbarat ve bilgi notları ile Türkbank ihalesine yasadışı suç örgütlerinin müdahale ettikleri yönünde bilgiler ulaştırılmasına rağmen bu yazıların gereğini yerine getirmemesi, görev sınırlarını aşarak ihaleye katılacak kişiler ve ihalede oluşacak fiyatı belirlemeye yönelik eylem ve davranışlarda bulunması, ihaleye katılacak kimselerle ihale öncesinde ihaleyle ilgili görüşmeler yapması şeklinde gerçekleşen eylemlerinin cezai sorumluluğu gerektiren nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır." Güneş Taner'in de kendisine ihaleye yasadışı suç örgütlerinin müdahale ettiği yönünde bilgiler ulaştırılmasına rağmen bu yazıların gereğini yerine getirmemesi ve Hazine bürokratlarının bu hususlara vurgu yapan çekince notlarına karşın vermesinin cezai sorumluluğu gerektiren davranış olduğu vurgulandı. Kararda, sanıkların güdümlerinde bir medya düzeni kurmak amacıyla girişimlerde bulunduklarına yönelik suçlamalar bakımından ise yeterli delil elde edilemediği belirtildi.
www.zaman.com.tr
.
