Yüreğinden Öptüğüm Hoşcakal !
--------------------------------------------------------------------------------
YÜREĞİNDEN ÖPTÜĞÜM HOŞCAKAL!
Tükenir elbet tüm güzellikler bir gün tükenir. Yaşananlar hiç bir şey yaşanmazmış gibi gömülür yüreklere.
Yüreklerse bölük pörçük olur yiten ardında.Cam kırıkları gibi toparlanamaz..
Ölmek istenir hayatin sonuymuş gibi..Soluduğun hava yağan yağmur yada açan güneş dar gelir sana..
Boğazına bir düğüm oluşur çözmek istersin çözemezsin. Kalır orada...
Ağır gelir ayrılık.Kabullenilmez olanlar.Onur dersin gurur dersin...Ödün dersin..Hak etmediğini düşünürsün...
Hak edilmeyen giden ardından bu üzüntü niye dersin ama yüreğine dinletemezsin...
Haddini bilirsin yüreğine kilit vurur bir daha o kilit açılana dek pas tutan yüreğine üzülürsün..
Her gün biraz daha gerilerek rüzgara karşı yürümek zordur.Kalbinde ki büyük ağırlık yorar..Düşünceler yorar..
Bedenin yorulur.Zaman insana verdiği kadar çok şeyi de alıp götürür..
Hani en çok ne acıtır.Verdiğin değerin bir tutamını görememek.Alamamak..Hayat çek kirli ellerini üzerimden diye çığlık atmak istersin.Sesin çıkamaz...Çünkü o boğazında ki düğüm seni susturur..
Yalnızlığınla savaşmaya başlarsın..Savaşın hep devam eder.Hayat her daim 1.0 öndedir..Sense sıfırları yok edemezsin..Yüreğin kanar......
Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim ben de, senin kadar endişeli...
Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana, ama inandıramadım seni. Sen sorgularken beni kafanda, ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, oysa sen hep susmanın koynunda..
Aşkın içine bir kez girdi mi kuşu, teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış at kaşık değildim ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza.
Gidişim yürekten değil, zorunluluktan.Haddimi bilmişlikten.. Sanma bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki benden sakladığın gülüşlerini yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Yokluğunu taşırım.
Bulup bulup kaybettim seni.. Ne yazık ki toz-duman edemedim kuşkularını, kuşkularımı. Ne yazık ki kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça bizi bir yanlışa mahkûm ettiğini anlayacaksın.
Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye ve neden gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti. Renklerim gitmişti...
Ne çok tanıdığımız var ayrılığımıza dair....Yüreğinden öpüyorum..
Hoşcakal...
--------------------------------------------------------------------------------
YÜREĞİNDEN ÖPTÜĞÜM HOŞCAKAL!
Tükenir elbet tüm güzellikler bir gün tükenir. Yaşananlar hiç bir şey yaşanmazmış gibi gömülür yüreklere.
Yüreklerse bölük pörçük olur yiten ardında.Cam kırıkları gibi toparlanamaz..
Ölmek istenir hayatin sonuymuş gibi..Soluduğun hava yağan yağmur yada açan güneş dar gelir sana..
Boğazına bir düğüm oluşur çözmek istersin çözemezsin. Kalır orada...
Ağır gelir ayrılık.Kabullenilmez olanlar.Onur dersin gurur dersin...Ödün dersin..Hak etmediğini düşünürsün...
Hak edilmeyen giden ardından bu üzüntü niye dersin ama yüreğine dinletemezsin...
Haddini bilirsin yüreğine kilit vurur bir daha o kilit açılana dek pas tutan yüreğine üzülürsün..
Her gün biraz daha gerilerek rüzgara karşı yürümek zordur.Kalbinde ki büyük ağırlık yorar..Düşünceler yorar..
Bedenin yorulur.Zaman insana verdiği kadar çok şeyi de alıp götürür..
Hani en çok ne acıtır.Verdiğin değerin bir tutamını görememek.Alamamak..Hayat çek kirli ellerini üzerimden diye çığlık atmak istersin.Sesin çıkamaz...Çünkü o boğazında ki düğüm seni susturur..
Yalnızlığınla savaşmaya başlarsın..Savaşın hep devam eder.Hayat her daim 1.0 öndedir..Sense sıfırları yok edemezsin..Yüreğin kanar......
Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim ben de, senin kadar endişeli...
Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana, ama inandıramadım seni. Sen sorgularken beni kafanda, ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, oysa sen hep susmanın koynunda..
Aşkın içine bir kez girdi mi kuşu, teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış at kaşık değildim ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza.
Gidişim yürekten değil, zorunluluktan.Haddimi bilmişlikten.. Sanma bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki benden sakladığın gülüşlerini yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Yokluğunu taşırım.
Bulup bulup kaybettim seni.. Ne yazık ki toz-duman edemedim kuşkularını, kuşkularımı. Ne yazık ki kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça bizi bir yanlışa mahkûm ettiğini anlayacaksın.
Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye ve neden gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti. Renklerim gitmişti...
Ne çok tanıdığımız var ayrılığımıza dair....Yüreğinden öpüyorum..
Hoşcakal...
[STRIKE]Ne aradıysam bilki sende bulmuşum.
Senden öncesi yoktu
Seninle var olmuşum.
Sende bütün özlemler.
Sende bütün gelecek.
Beni bende arama.
Ben artik sen olmuşum.[/STRIKE]
.