Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Seçim Sizin Efendiler!...
Konuyu Değerlendir
  • 19 Oy - 3.26 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 29
Mesaj: 38
Cinsiyet:
Kıdem: Sep 2006

{EDITOR=Ağustos 2005 yılında İran’ın 6. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna, tartışmalıbir oy çokluğuyla oturan Mahmut Ahmedinecad’ın izlediği dış politikaile ne yapmak istediğini doğrusu hala anlayabilmiş değilim!<br><br>Seçildiği ilk günden bu yana İran’ın, uranyum zenginleştirmeçalışmalarına aralıksız devam edeceğini dünyaya duyurarak gündemeoturan Ahmedinecad, ABD ve İsrail’e karşı sivri çıkışlarını papağangibi tekrarlayarak, fırsatçı ABD’nin ekmeğine yağ sürüyor adeta… Bu dışsiyaset anlayışıyla, düşmanlarına korku salmaya mı çalışıyor?<br>Komşu lider Saddam gibi ülkesini tehlikeli maceralara sürüklemeyi gözealacak kadar psikolojik sorunları mı var? Yoksa, ABD’nin Ortadoğu’dakivarlığını ortadan kaldıracak kadar güçlü mü? Bunları bilemiyoruz amabilinen bir şey var ki, bu konuda İran dünya kamuoyunda gün geçtikçegüven kaybediyor. Siyasi söylemleriyle kendine dost ülkeleri bile kaygıve endişeye sevk ediyor.<br><br>Her devletin gelenekselleşen bir dış siyaseti vardır muhakkak.<br>Bu çerçevede itilaf ve ihtilaf devletleri vardır her devletin kendinegöre. İran’ın yakın tarihine baktığımızda; 1980 yılında İran İslamCumhuriyeti’nin kurulmasıyla, ülkesi ve rejimi üzerinde ardı arkasıkesilmeyen çirkin oyunlar tezgahlayan ABD’ye “Büyük Şeytan”yakıştırması yapan İran’ın dini ve siyasi lideri Ayetullah Humeyni, ŞahRıza Pehlevi ve çevresi tarafından devletin hazinesi boşaltılan,ekonomisi yıkıma terk edilen ve uygulanan ambargoyla donatımı demodeolmuş bir orduyla, Irakla 8 yıl savaşma zorunda bırakılmasına rağmenrejimini korumanın yanında ülkesini Ortadoğu ve Fars Körfezibölgesinde, “ekonomisi en güçlü ülke” konumuna getirerek İran’ınebediyete kadar dini ve siyasi lideri ünvanını almış ve ABD’yi ulusaldüşman olarak kabul etmişti.<br><br>Ilımlı lider olarak tanınan Muhammed Hatemi ‘den sonra Cumhurbaşkanlığıkoltuğuna oturan Ahmedinecad hakkındaki genel yargıya bakıldığında,İslamcı ve popülist görüşleri savunan dini muhafazakar bir yapısıolduğu, ABD’ye karşı demokrasi ruhuna aykırı çıkışlarıyla da gelenekseldış siyasetin ateşli bir savunucusu olan bir kişilik olarak karşımızaçıkıyor. Yani Humeyni’ye yakın bir dış siyaset izlediği görüntüsüveriyor. Ancak, geçmişteki şartlarla bu günkü şartlar kıyaslandığında,Ahmedinecad’ın içinde bulunduğu zaman ve şartlar göz önüne alındığında,sert mizaç ve tahrikkar üsluplu siyasi bir anlayış; İran gibi zorubaşarmış, İslam ülkeleri arasında örnek teşkil etmiş, ekonomisi veteknolojik gelişmeleri göz dolduran bir ülkenin liderine hiç mi hiçyakışmıyor bana göre. Doğrularınızı, hasmınıza sözlü yada filli saldırıyaparak kanıtlayamazsınız! Karşınızdaki, kabul etmez yada etmek<br>istemeseniz de süpergüç bir devlet. Bu devlet bile, askeri gücünükullanmayı en sona bırakıyor. Bundan önce öyle bir dış politika izliyorki, kısa sürede askeri gücü kullanma zorunda olduklarınaçevrenizdekileri bile inandırıyor.<br>Kendi yanlışlarına yasal kılıflar ararken, sizi de doğrularınızda yanlış<br>yapmaya zorluyor. Daha düne kadar, uranyum zenginleştirme konusundaİran’a destek veren batılı ülkeler bu gün “İran’ın bu çalışmalardanvazgeçmesi gerekir. Aksi taktirde BM nezdinde askeri bir harekatkaçınılmaz olur” şeklindeki tavırları, her iki ülkenin yürüttüğü dışsiyasetin bir semeresi değil mi sizce de?...<br><br>Oysa, bu konuda dünya kamuoyunu arkasına alacak o kadar çok haklısebepleri var ki İran’ın ama bunları göz ardı ederek, itici bir dışsiyasetle meydan okuyarak bu gücü karşısına almaya çalıştığını üzülerekseyrediyoruz. Bu da, Irak’ta ki başarısızlığına sebep gördüğü İran’ıvurmak için bahane arayan ABD’nin işini sanılandan kolaylaştıracağabenziyor. Umarım, hamasi duygularla yapılan siyasetin günümüzde, haklıiken haksız duruma düşürebildiğini Ahmedinecad’da zaman varken<br>fark eder ve tarihinde kan ve gözyaşı dinmeyen kardeş İran halkınıolası bir işgalci ABD saldırısından dünya kamuoyunun desteğini alarakkorur. Aksi halde, önümüzdeki aylarda İran’a askeri bir harekatyapmanın hazırlığı içinde olan ABD’nin bölgede hain emeline hizmetetmiş olunur ki, sonunun nereye varacağı, neler getirip nelerigötüreceği tahmin etmek oldukça güçtür.<br><br>İran’la ABD arasında olası bir savaştan bize ne! Diye düşünmek en basitanlamda saflıktır. 1991 de yaşanan Körfez Savaşı için çıkar hesaplarıyapanlar, savaşa girmeden, savaş sonrasında ülkenin yüz milyarlarcadolar ekonomik kaybın yanında, mülteci adı altında içimize sızan bölücüterörün verdiği manevi kayıp, bir savaştan çok daha ağır bir faturaçıkartmıştı ülkemize! Bu gün bile ekonomimizin IMF’ye siyasetimizinABD’ye endekslenmesinin yegane müsebbiplerinden bir tanesi de o<br>günlerde hesapsızca alınan siyasi kararlar değil mi? Burada oyunun birparçası da ülkemiz olduğu gerçeğini göz ardı etmemek lazım! Dün Irak,bugün İran, yarın Suriye derken öbür gün sıranın bize geleceği birplanları duruyor masada! Bunu başarıp başaramayacakları elbettetartışma konusu ama böyle bir gerçek var ve bu gerçeği göz ardı ederek“Bana değmeyen yılan bin yaşasın” mantığıyla hareket etme lüksümüzyok!...<br><br>İran’la muhtemel bir savaşta Irak’tan çok farklı bir direniş söz konusuolacak ABD için. Böyle bir durumda, başta Türkiye olmak üzere bölgeülkelerini savaşın içerisine sürüklemek için İran adına ABD’nin<br>nükleer başlıklı bombaları komşu ülkelere atmayacağının garantisini kim<br>verebilir? Allah korusun böyle bir manzarayla karşılaşma durumunda<br>Ortadoğu’daki dengeler kimin lehine gelişecek? zaman daralıyor ve zamandaraldıkça tehlike büyüyor! Ortadoğu ülkeleri ne işgalci güç ABD’yi nesivri siyasi söylemlerle komşu dost ülkeleri dahi endişelendirenAhmedinecad gibi bir lideri nede oy endişesiyle gerçeklere duyarsızkalan siyasetçileri istemiyor. Bu seslerin yükselmesi lazım. Bölgedebulunan her ülkenin kendine göre ulusal sorun olarak görmesi ve çözümnoktasında birlikte hareket etmeleri lazım!<br><br>Biliyorum henüz seçim startı verildi. Hepinizi koltuk sevdası sarmış.Seçim çalışmalarının verdiği heyecan ve stresten etrafınızda olupbitenlere ayıracak zaman bulamıyorsunuz. Yani en zayıf anınızdasınız!Unutmayın ki düşman saldırıya geçmek için hep böyle zayıf anlarıbekler! Geçmişe baktığımızda bölgede yaşanan bütün olumsuzlukların butür zayıf anlarımıza denk getirildiği gerçeğini görürüz. Bu tehlikeleribertaraf etmek için kafanızı kaldırmanız halinde, çok zayıf birihtimalle koltuğunuzu kaybedersiniz. Ama koltuk peşinde koşup gafletedüşmeniz halinde ise Allah korusun başınızı sokacak bir yeriniz dahikalmayabilir! Seçim sizin efendiler…&nbsp;EDITOR}

Alıntı
.


Benzer Konular...
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Ya sizin dostluğunuz hangisi? Sema 2 1,064 12-11-2008, 10:41
Son Mesaj: cihat24

Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2025 MyBB Group.