{EDITOR=<DIV><STRONG>Mimar Sinan Mucizesi(TAM BİR DEHA)...<!-- google_ad_section_end --></STRONG> <br><DIV id=post_message_413877><!-- google_ad_section_start --><FONT color=darkorchid><FONT size=3>Birkaç yil once, Suleymaniye Camii'nin yikilma tehlikesiyle karsi <br>karsiya kaldigi anlasilmis. Eğer cozum bulunamazsa, koca cami kisa <br>bir zaman içinde yikilacakmis. Caminin tum tasiyici yuku <br>kemerlerindeymis. Bu kemerlerin ortalarğnda bulunan kilit taslari <br>zamanla asinmis. <br><br>Ama elde yazili bir proje olmadigi için nasil degistirileceği <br>bilinmiyormus. <br><br>Hemen Turkiye'nin en yetkin muhendis ve mimarlarindan olusan bir <br>heyet olusturulmus. Ortaya bir sürü fikir atilmis. Her kafadan bir <br>sesçikmis ama sonuç alinamamis. Tartismalar surerken caminin içinde <br>büyük bir karmasa suruyormus. Ulkenin çesitli bilim kuruluslarindan <br>bir sürü mimar, muhendis kemerleri inceliyormus. Bu adamlardan biri <br>ortalarda dolanirken, kazara, gizli bir bolme bulmus. Bolmede, <br>uzerinde eski yazi olan bir not varmis. Uzmanlara inceletilen <br>kagidin orijinal olduğu belgelenmis. <br><br>Bu kagit parcasi bizzat Mimar Sinan'in imzasini tasiyan bir <br>mektupmus. Mektupta yazilanlar tercüme ettirilince ortaya söyle bir <br>metin cikmis. "Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit <br>tasi asindi ve nasil degistirilecegini bilmiyorsunuz." Koca Sinan, <br>kademe kademe, kilit tasinin nasil degistirileceğini anlatiyormus. <br>Bu oyuk içinde yer alan bir sise ve sise içindeki notta soyle bir <br>sey yaziyormus: "Her kim bu tas eskidiğinde yenisiyle degistirmek <br>isterse; eski tasin yerine takilacak yeni kilit tasinin iki <br>tarafindan yagli iple tasi bir taraftan sokup oteki taraftan ceksin <br>ve sonra ipin disarida kalan kisimlarini kessin". <br><br>Heyet Sinan'in söylediklerini aynen yapmis. Suleymaniye camisi <br>boylelikle kurtarilmis. Bu mektup su an Topkapi Sarayi'nda <br>saklaniyormus. <br>Mimar Sinan 2 Hem okuyalim hem bilgilenelim. <br><br>1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar ve <br>jeofizikçilerden Bakanligi'ndan izin alarak ulkemizdeki tarihi <br>yapilari incelemeye baslamis.Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan <br>gezdikten sonra sira Sinanin kalfalik eseri Suleymaniye Camisi'yle <br>Sinan'in ogrencisi Mimar Davut Aga'nin eseri Sultanahmet Camisi'ne <br>gelmis. <br><br>Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme yapmislar. Her geçen <br>gun saskinliklari daha da artiyormus. Cunkü Japonlar daha ilk <br>incelemede camilerin gevsek bir zemin uzerine insa edildiğini <br>anlamislar. <br><br>Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi olmamasina akil sir <br>erdirememisler. <br><br>Bunun uzerine Türkiye programinin gerisini tamamen iptal edip, bu <br>iki cami üzerine yogunlasmislar. <br><br>Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti sirasinda bu iki <br>caminin sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yikilmaktan <br>kurtulabildiği ortaya çikmis. Minareleri incelediklerinde ise <br>dumurlari ikiye katlanmis. Minarelerin cok daha gelismis bir rayli <br>sistem mekanizmasi uzerine oturtulduğunu ve her yone yaklasik 5 <br>derece yatabildiğini gormusler. <br><br>Daha derin arastirma yapmak için Edirne'ye, Sinan'in ustalik eseri <br>Selimiye Camisi'ne gitmisler. Ordaki olaganustu sistemleri gorunce <br>iyice dumur olmuslar. Selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak <br>cozmüsler. Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini <br>uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan'in kullandigi sistemlerle kurup <br>muazzam gokdelenler dikmisler. Yani su an gelismis ulkelerin <br>gokdelen yapiminda kullanılan cogu sistem, yuzyillar önce Sinan'in <br>gelistirdigi mekanizmalarmis. <br><br>Bir gun Selimiye Camii'ne girenler, kubbenin altiğnda bir Japon'un <br>ayaklarini kibleye doğru uzatmis sirtustu yattigini gormusler. <br>Tabii hemen Japon'u, "Burasi kutsal bir yer. Bu sekilde yatmak bizim <br>inanclarimiza gore saygisizliktir. Lutfen oturun veya ayakta durun" <br>diyerek uyarmislar. Ancak, Japon trans vaziyetteymis, gozlerini <br>kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus: "Bu imkansiz. Ben yillarin <br>muhendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Hayal goruyorum. Bu kubbenin <br>orada o sekilde durmasi fizik ve matematik kurallarina aykiri. Bu <br>imkansiz, orada hicbir sey yok, orada hicbir sey yok..." <br>Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis. Bu nedenle <br>minarelerinin yakin zamanda yikilacagi farkedilimis. Uluslararasi <br>bir grup bilimadami toplanmislar. Nasil kurtaririz bu tarihi <br>minareleri diye kafa kafaya vermisler. Sonucta en son teknoloji olan <br>metal kelepcelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum <br>olduğuna karar vermisler. <br><br>Minarelerin temellerini acinca, koymayi dusundukleri kelepcelerin <br>aynisiyla karsilasmislar. Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni <br>seyi dusunmus megerse. <br>Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o genisliğe oturtmak <br>için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana <br>isleminden farkli besinci bir islem yaratarak cozdugu soylenir. <br>Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda birbirlerini <br>gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin urunudur. Almanlar ayni <br>sistemi meclislerinin onundeki dev kurede kullanmislar. Mimar Sinan <br>bu sistemi 2 metre capindaki minarelere yuzyillar once monte <br>edebilecek bir dehadir. Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal <br>yiginina Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir</FONT></FONT></DIV></DIV>EDITOR}
.