Gel Sevgili!... Ey benim su güzelim!
Kuyumun incisi...
Kuytumun ışığı...
Ayarı bozulmuş aşkların kundağını sar!..
Giyotine sürülmüş kıvrak acıların ellerinden tut!..
Gel Sevgili!.. Mahzun lalem...
Bir bahar düşleyelim...Kar kokan bir günde yeşersin içimizde tuttuğumuz buhur niyetler!...
Ansızın gidiverelim bir dağ yamacına...
Kekik kokulu bir anımız olsun bizimde!
Göğü patlak vermiş bu dünyadan geçelim... Geçilmeye değer bir yere...
Sonra adımız olsun... Harfleriyle kalbimize şahitlik edecek. a(n)dımız!...
Bizden sonra aşkı seyreyleyecek bir güzellik bulsun bizi...
Gel Sevgili!... Tanımsız güzelliğim benim!
Benim sevabım... Benim ahım...
Turna katarları uğurluyor akşamları içimden içini...
Derunuma sakladığım tüm duygulara el uzatıyor mahlukat!...
Derdim var: namus!...
Derdim var:aşk!...
Derdim ar!
Gururu kenar mahallelere sürdüler tekinsiz dualarla...
Üstelik ıssızdı laleleri peşkeş çektikleri iklim!..
İklim sensizdi Sevgili..yani ki sessizdi içimde ölüm ...
Ölmeden yaşamak benim en makûs talihimdi...
Gözlerimde tütsülü bir gecenin siyah örtüsü...
Yangınlar çalıyor şehrimin güzelliğini...
Aziz akşamlar hüsrana sürüyor beni....
Ayaklarım çakılmıyor işte olduğu yere!... Gidiliyorum...
Lanet okumak geçiyor içimden her şeye... Merkezi nefs olan şu kısır döngüye!
Her şeydeki kimsesizliğe...
Gel sevgili! Gel gül kırgınlığım...
Gel sıla yarası...
Gelişine milyon kez sebep olsun kalbimizi karartan şer vakitleri...
Secdeye varmayan alınlar... Dua tutmayan diller..
Gelişine milyon kez sebep olsun Seni görmeden görür gibi sevmişliğimiz...
Gidişinin sırrı neyse gelişinde düğümler atsın düğüm üstüne
Çözülmeyiverelim!
Gel sevgili! Gel gözlerini süründüğüm ey!
Çöz yüreğimde yer etmiş çıkmazlardan aklımı..
Sürme sarp yamaçlara türküleri...
Gel sevgili!..
İlk, sen gel!... Senden sonra gelsin yaşamak için ölümler!..
Senden sonra gelsin gelmesi gerekenler... Bir rüyayı düşlemek gibi...
Bir yemini bozmak gibi... Bir düğümü çözmek gibi... Bir karayı aklamak gibi...
Dönmek gibi... Yeniden başlamak gibi...
Gel Sevgili!... Gel Efendim... Yamandır derdim...
Bu çöl o çöle benzemiyor... Kaktüsler altında kan kokusunu çekiyoruz içimize
Gel Efendim... Hatrım sensiz vurgun yemiş gökyüzüne dönüyor...
Yıldızlar sönüyor... Devran öyle geldi böyle gidiyor...
Gel Efendim! Bir gülüverelim... Bir gülü derelim...
alıntı
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)
.