Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Behlül Dana hz ibretli bir kıssa
Konuyu Değerlendir
  • 22 Oy - 2.91 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

cENNET KÖŞKÜ

Halife Harun Reşid döneminin ermişlerinden Behlül Dana bir gün düzgünce
kesilmiş tahta parçalarından eve benzer birşey yapıyordu.Bunu Harun Reşidin
hanımı Zübeyde görüp ne yaptığını sordu

Behlül:

- Cennet köşkü yapıyorum efendim, diye cevap verdi

Dindar bir kadın olan Zübeyde köşke müşteri çıktı:

- Bu köşkü bana satar mısın?

- İsterseniz satarım

- Kaç paraya satarsın?

- Sana bir akçeye veririm

Halifenin hanımı hemen bir akçeyi verip köşkü satın aldı

Harun Reşid ve hanımı o gece rüyalarında kendilerini cennette gördüler.

Zübeyde lüks bir köşkte oturuyordu Harun Reşid sordu:

- Hanım, sen bu köşke ne zaman sahip oldun?

- Dün bir akçeye Behlül'den satın almıştım

Sabah oldu, hükümdar hemen Behlül'ü çağırttı

- Dün hanıma sattığın köşkten bir tane de bana yapsana, dedi

- Olur, yaparım, dedi Behlül

- Kaça yapacaksın?

- Bin akçeye yaparım

- Ama hanıma bir akçeye vermişsin

- Evet bir akçeye verdim Ama o köşkün değerini bilmeden aldı Sen ise dün
gece onun nasıl görkemli bir köşk olduğunu gördün Ben buna göre fiyat
istiyorum
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Halife Harun Reşid döneminin ermişlerinden Behlül Dana bir gün düzgünce
kesilmiş tahta parçalarından eve benzer birşey yapıyordu.Bunu Harun Reşidin
hanımı Zübeyde görüp ne yaptığını sordu

Behlül:

- Cennet köşkü yapıyorum efendim, diye cevap verdi

Dindar bir kadın olan Zübeyde köşke müşteri çıktı:

- Bu köşkü bana satar mısın?

- İsterseniz satarım

- Kaç paraya satarsın?

- Sana bir akçeye veririm

Halifenin hanımı hemen bir akçeyi verip köşkü satın aldı

Harun Reşid ve hanımı o gece rüyalarında kendilerini cennette gördüler.

Zübeyde lüks bir köşkte oturuyordu Harun Reşid sordu:

- Hanım, sen bu köşke ne zaman sahip oldun?

- Dün bir akçeye Behlül'den satın almıştım

Sabah oldu, hükümdar hemen Behlül'ü çağırttı

- Dün hanıma sattığın köşkten bir tane de bana yapsana, dedi

- Olur, yaparım, dedi Behlül

- Kaça yapacaksın?

- Bin akçeye yaparım

- Ama hanıma bir akçeye vermişsin

- Evet bir akçeye verdim Ama o köşkün değerini bilmeden aldı Sen ise dün
gece onun nasıl görkemli bir köşk olduğunu gördün Ben buna göre fiyat
istiyorum
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Meczûb. Hak âşığı. Çok tanınmış evliyâdan biri. Asıl ismi Vüheyb bin Ömer Sayrâfî'dir. Behlûl-i Dânâ adıyla şöhret buldu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. Kûfeli olduğu hâlde ömrünün çoğunu Bağdât'ta geçirdi. Hârûn Reşîd'in kardeşi olduğuna dâir rivâyetler varsa da aslı yoktur. Hârûn Reşîd'e nasîhat verirdi. Herkese ders olacak hikmetli sözleri çok meşhûrdur. 805 (H.190) senesi Bağdât'ta vefât etti. Dicle kenarında Şunûziyye kabristanlığına defnedildi.

Behlül-i Dânâ, zamânın büyüklerinin sohbetlerinde bulundu. Eymen bin Nâbil, Amr bin Dînâr ve Âsım bin Ebi'n-Necîd'den hadîs-i şerîf öğrendi. İbretli mânâlı sözler söyledi. Menkıbeleri dilden dile aktarıldı.

vee başlıyoruz ... (bismillahirrahmanirrahim..)

Behlül-i Dânâ, duâsı makbul bir zâttı. Aşağıdaki şiir onundur:

Hırsı bırak da, yorulma;

Geçimde tamaha kapılma...

Niçin malı cem edersin;

Kime topladın bilemezsin!

Rızık vaktiyle ayrıldı;

Sû-i zan faydasız kaldı...

Her hırs sâhibi fakirdir;

Her kanaatkârsa zengin.


Bir gün Behlül'ü kabristanda gördüler. Ayaklarını kabir taşları arasına sokmuş toprakla oynuyordu. Kendisine; "Ey Behlül ne yapıyorsun?" diye sordular. Onlara gâyet sâkin olarak; "Bana eziyet etmeyen, gıybetimi yapmayan insanlarla oturup sohbet ediyorum. Bunlar sağ olanlardan daha emin." diye cevap verdi.

[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 3
Mesaj: 24
Cinsiyet:
Kıdem: Dec 2007

:hıhı :hıhı
[HIGHLIGHT=#0c0c0c][B] Sonum yokluk olsa bu varlık niye?
( Üstadın son Şiirinden )
[/HIGHLIGHT]
[HIGHLIGHT=#0c0c0c] Necip Fazıl KISAKÜREK [/HIGHLIGHT]

Alıntı
.
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

***Hasan bin Sehl anlatır: Bir gün çocuklar, hazret-i Behlül'e taş atmağa başladılar. Taşın birisi vücûdunu kanatınca, "Ey çocuklar! Ben, Allahü teâlâya tevekkül ettim. O elbette bana kâfidir. O ne güzel vekildir. Ancak Allahü teâlâya yaklaşmak insana rahatlık verir. İnsanlara ezâ ve cefâ yapanlar hiç merhametli olur mu?" dedi. Ben dayanamadım. "Ey Behlül, çocuklar sana taşla vuruyorlar, sen onlara merhamet ediyorsun. Bu nasıl iştir?" dedim. O da, "Sus!.. Allahü teâlâ, benim üzüntü ve acımı, onların da sevincinin çokluğunu elbet biliyor. Bâzımızı, bâzımıza bağışlaması umulur." buyurdu.

[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.
Konu: 458
Mesaj: 1,292
Cinsiyet:
Kıdem: Nov 2007

Bir gün halîfe Hârûn Reşîd Behlül-i Dânâ'ya kıymetli bir hırka hediye etmek istedi: "Ey Behlül! Şu paha biçilmez hırkayı giy. Benim sana hediyemdir." dedi. Behlül-i Dânâ hazretleri geri çekilip; "Ben ancak pamuklu hırka giyebilirim. Pederimin bana nasîhat ve vasiyeti şu idi: "Oğlum! Toprak üstünde yat. Lâkin bir döşek kazanmak için kimsenin önünde eğilip, el etek öpme, pamuk hırka ile de yetin."

Birisi Behlül-i Dânâ'ya gidip; "Ey Behlül! Oğlum vefât etti. Kabir taşına ne yazayım." dedi. Behlül hazretleri buna gülüp; "Dün altımda olan çimenler bugün üstümde yeşerdi. Ey yolcu, bil ki şu toprak, günahlardan başka her şeyi örtmektedir, yaz." dedi.



Behlül Dana bir bayram günü Harun Reşit’in güzel elbiselerle halkının bayramını tebrik ettiğini görünce şöyle diyor:



“Leyse’l-idu limen lebise’l- cedidu/ Beli’l-idu limen emine’l –veidu”



Bayram güzel ve yeni elbiseler giymek değildir. Gerçek bayram Cehenem’den emin olmaktır.

Behlül-i Dânâ hazretleri şu beytleri sık sık okurdu:

"Bayram, yeni elbiseler giyenler için değildir.

Ancak ilâhî azâptan emin olanlar içindir.

Bayram bineklere binenler için de değildir.

Ancak hatâ ve isyânı bırakanlar içindir."
[Resim: gulyapraknw8.jpg]
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)



Alıntı
.


Benzer Konular...
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  BEHLÜL-İ DÂNÂ HAZRETLERİ VE MENKIBELERİ GüLYapraK 3 1,871 25-12-2007, 21:49
Son Mesaj: Sema

Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.