Kuran, nasıl şefaatçi olur?
Ebû Hüreyre Hazretlerinin, Kur´an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz`den rivayet ettiği şu hadîsi şerîf, mü`min gönüllerin heyecanla tutuşmasına vesile olacak güzelliktedir: Kıyamet gününde Kur`an-ı Kerîm gelecek ve ALLAH Teâlâ`ya: Ya Rabbî! Kur´an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!diyecek; bunun üzerine Kur´an okuyan kimse şerefle süslenecek.
Yine Kur`an-ı Kerîm: ALLAH`ım! Ona şeref elbisesi giydir! diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur`an: Rabb`im! Ona şeref tacı giydir! diye niyâz edecek; o kimseye şeref tacı giydirilecek. Sonunda Kur`an-ı Kerîm: Yâ Rabbî! O kulundan razı ve hoşnut ol! Senin hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur. diyerek Kur`an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak (Tirmizî, Fezâilül-Kuran 18; Dârimî, Fezâilül-Kuran 1).
Yüce Kitab`ımızın, kendisini okuyanlara kazandırdığı güzelliklerin haddi hesabı yoktur. Mahşerde, güneşin tepeye dikildiği, herkesin kan ter içinde çırpındığı o dehşetli saatlerde, Kuranın, kendisini okuyan ve buyruklarına göre yaşayan kimselere sağlayacağı büyük imkândan söz eden Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: Kıyamet gününde, Kur`an-ı Kerîm ile Onun buyruklarını tutup yasaklarından kaçan mü`minler ortaya getirilecekler. Kuran`ın önünde en uzun iki sûresi, Bakara ile Âl-i İmrân bulunacak. O sırada bu iki sûre, iki bulut gibi görünecek veya aralarında bir nur bulunan iki siyah gölgeliği andıracaklar, yahut bu iki sûre, kıyamet gününde sahiplerini savunmak üzere saf bağlayıp kanat germiş iki kuş sürüsü gibi gelecekler. (Müslim, Müsâfirîn 253; Tirmizî, Fezâilül-Kuran 5)
Ebû Hüreyre Hazretlerinin, Kur´an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz`den rivayet ettiği şu hadîsi şerîf, mü`min gönüllerin heyecanla tutuşmasına vesile olacak güzelliktedir: Kıyamet gününde Kur`an-ı Kerîm gelecek ve ALLAH Teâlâ`ya: Ya Rabbî! Kur´an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!diyecek; bunun üzerine Kur´an okuyan kimse şerefle süslenecek.
Yine Kur`an-ı Kerîm: ALLAH`ım! Ona şeref elbisesi giydir! diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur`an: Rabb`im! Ona şeref tacı giydir! diye niyâz edecek; o kimseye şeref tacı giydirilecek. Sonunda Kur`an-ı Kerîm: Yâ Rabbî! O kulundan razı ve hoşnut ol! Senin hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur. diyerek Kur`an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak (Tirmizî, Fezâilül-Kuran 18; Dârimî, Fezâilül-Kuran 1).
Yüce Kitab`ımızın, kendisini okuyanlara kazandırdığı güzelliklerin haddi hesabı yoktur. Mahşerde, güneşin tepeye dikildiği, herkesin kan ter içinde çırpındığı o dehşetli saatlerde, Kuranın, kendisini okuyan ve buyruklarına göre yaşayan kimselere sağlayacağı büyük imkândan söz eden Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: Kıyamet gününde, Kur`an-ı Kerîm ile Onun buyruklarını tutup yasaklarından kaçan mü`minler ortaya getirilecekler. Kuran`ın önünde en uzun iki sûresi, Bakara ile Âl-i İmrân bulunacak. O sırada bu iki sûre, iki bulut gibi görünecek veya aralarında bir nur bulunan iki siyah gölgeliği andıracaklar, yahut bu iki sûre, kıyamet gününde sahiplerini savunmak üzere saf bağlayıp kanat germiş iki kuş sürüsü gibi gelecekler. (Müslim, Müsâfirîn 253; Tirmizî, Fezâilül-Kuran 5)
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)
.