Bir işarettir cemre.
Kara kışların ardından, soğuk beyazların arasından, pembeli yeşilli baharlar gözümüz önüne serilir.
Bilinmezlikler içinden, tam vaktinde, rengi, kokusu, lezzeti yerinde nimetler gönderenden bir işarettir cemre.
Kupkuru dallara yaprak yaprak can, suyu çekilmiş ırmaklara gürül gürül heyecan veren...
Kuş sütünü eksik etmeyen sofraları kıskandıracak, herkesi doyuran ziyafetlere buyur eden birinden işarettir...
Başlangıçtır cemre...
Cemre, havaya düşer!
Yağmurlar sağılır bulutlardan, uzaklardan tertemiz nefesleri yüklenir getirir rüzgârlar... Güneşin solgun yüzüne kan gelir, ışıl ışıl durdurulur üstümüzde. Gökyüzüne her bakışımızda gözbebeklerimize cemreler düşer...
Cemre suya düşer!
Bir taze tomurcuktur çocuk... Rahmet, bardaktan boşanırcasına, annelerin göğsüne dolar, oradan dağıtılır bütün yavrulara... Çocuk tomurcuklar çiçeklenir, çocuklar yarın, yarınlar bahar kokar...
Cemre, toprağa düşer!
Toprağı dost, toprağı kardeş bilenlerin kanla suladıkları vatanlara mükâfattır cemre... İnsan, kaleler geçer toprak için, geçilmesini istemediği topraklara kaleler diker. Gülle gülle kalelere düşer cemre, fetih olur. Cemre, aşk olur kalbe düşer, bir Mehmed bir Mayıs günü Fatih olur...
Havaya düşer cemre...
Cemre, suya düşer...
Toprağa düşer cemre...
Cemreler, insan için düşer!
İnsan için süslenir baharda yeryüzü, her baharda semâdan, sırlara sarılı ikramlar gönderilir.
İstemek ile şükür, tövbe ile affedilmenin binbir yolunda öyle hızlı koşarız ki... Öyle çabuk varırız ki... Kıskanır insanı baharlar...
Çünkü... Cemre, insana düşer!
...............................................................................................................
Haksızlığa baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar. (Hz. Ali (r.a))
.