Bir yurt talabesidir Abdurrahman.çalışkanlığıyla,oturup kalkmasıyla,kılık kıyafetiyle herkese örnek olacak vasıflar
taşımaktadır.fakat her nasılsa o günlerde saçları bir öğrenci için dikkat çekecek kadar uzamıştır.
Yurttaki belletmen ağabeyleri ile anne-baba nasıl olsa kestirir diye bir şey demezler.Fakat saç uzadıkça uzar.bir gün yurttaki müdür muavini çağırır abdurrahmanı.
-Abdurrahman saçlarını kestir artık,epey uzadı.bir yurt talebesi için bu saçlar epey uzun.anlaştık değilmi?sorusuna abdurrahman kafasını iki yana sallayarak sessizce hayır cevabını verir.müdür yardımcısı,zaten yarın izne gidecek,babası kestirir diye düşünür ve fazla üstelemez.
Abdurrahman o gün izne gider.babası ile müdür yardımcısı önceden görüşmüştür.babası yemekten sonra:
-oğlum,canım evladım!saçlarını yarın kestirelim,deyince babasını hiç kırmayan o munis çocuk:
-hayır olmaz babacığım,deyip koşarak odasına kapanır.anne ve baba şaşkın şaşkın birbirlerine bakakalırlar.
ertesi gün saçlarını kestirmeden öylece yurda gider abdurrahman.müdür bey onu çağırır ve biraz sert konuşur.
-yarın kestir saçlarını,der ve Abdurrahman,başı önde
müdüriyetten çıkar.yatağına yatar ve göz yaşları içinde
sabahlar.
sabah aynanın karşısına geçer ve:
-seni benden ayıramazlar,ayrılmam senden diye saçları ile
konuşur.
okul çıkışı yurda değil evine gider.Annesi,hiç beklemediği
oğlunu karşısında görünce meselinin halledilmediğini anlar:
-canım evladım,seni ne kadar sevdiğimizi biliyorsun.ne olursun
beni kırma.kestir saçlarını,kestir yavrum der.Annesinin ağlamaklı
konuşması karşısında abdurrahman:
-cennet ayaklarının altında olan annem,canım kadar sevdiğim babam,bir ağabeyim kadar sevdiğim belletmenim,bizleri evlatları kadar seven yurt idarecilerim,bir anlasanız.ben sizleri kıramam ama beni bir anlasanız...
-Evladım niye kestirmiyorsun saçlarını,niçin kestirmek
istemiyorsun?
-söyliyemem anne,kestirmek istemiyorum.
-oğlum,hadi kestir gel saçlarını da yurda gidelim.sonra yurttan
kızarlar.bizleride daha fazla üzme.
Abdurrahman,çaresizlik içinde gider berbere,kestirir
saçlarını.kesilen saçlarıda berberde bırakmaz,yanına alır.evden
annesi ile beraber yurda giderler.mesele hallolmuştur.
yaklaşık bir ay sonrasıdır.müdür yardımcısı,geceleyin talebelerin defter ve kitaplarını kontrol etmektedir.sıra
abdurrahmanın eşyalarını kontrole gelince,kitaplarının birinin
sayfalarını çevirince gördüğü manzara karşısında şaşkına döner. çünkü kesilen saçlar kitabın arasındadır.bir talebenin saçına bu kadar değer vermesini anlayamaz müdür yardımcısı.ama dikkat edince saçların altında bir yazı görür.okumaya başlar:
"Canım annem ve babam,çok değerli yurt idarecimin baskısı olmasa bu saçlarımı kestirmezdim.onlar bilmiyorlar,bende
söylemedim.yoksa,rüyamda peygamber efendimizin (s a v) okşadığı o saçları,ömür boyu kestirmezdim,
AFFET YA RASULALLAH!SENİN OKŞADIĞIN O SAÇLARI KESTİRDİM...affet
beni,affet,affet!".........
taşımaktadır.fakat her nasılsa o günlerde saçları bir öğrenci için dikkat çekecek kadar uzamıştır.
Yurttaki belletmen ağabeyleri ile anne-baba nasıl olsa kestirir diye bir şey demezler.Fakat saç uzadıkça uzar.bir gün yurttaki müdür muavini çağırır abdurrahmanı.
-Abdurrahman saçlarını kestir artık,epey uzadı.bir yurt talebesi için bu saçlar epey uzun.anlaştık değilmi?sorusuna abdurrahman kafasını iki yana sallayarak sessizce hayır cevabını verir.müdür yardımcısı,zaten yarın izne gidecek,babası kestirir diye düşünür ve fazla üstelemez.
Abdurrahman o gün izne gider.babası ile müdür yardımcısı önceden görüşmüştür.babası yemekten sonra:
-oğlum,canım evladım!saçlarını yarın kestirelim,deyince babasını hiç kırmayan o munis çocuk:
-hayır olmaz babacığım,deyip koşarak odasına kapanır.anne ve baba şaşkın şaşkın birbirlerine bakakalırlar.
ertesi gün saçlarını kestirmeden öylece yurda gider abdurrahman.müdür bey onu çağırır ve biraz sert konuşur.
-yarın kestir saçlarını,der ve Abdurrahman,başı önde
müdüriyetten çıkar.yatağına yatar ve göz yaşları içinde
sabahlar.
sabah aynanın karşısına geçer ve:
-seni benden ayıramazlar,ayrılmam senden diye saçları ile
konuşur.
okul çıkışı yurda değil evine gider.Annesi,hiç beklemediği
oğlunu karşısında görünce meselinin halledilmediğini anlar:
-canım evladım,seni ne kadar sevdiğimizi biliyorsun.ne olursun
beni kırma.kestir saçlarını,kestir yavrum der.Annesinin ağlamaklı
konuşması karşısında abdurrahman:
-cennet ayaklarının altında olan annem,canım kadar sevdiğim babam,bir ağabeyim kadar sevdiğim belletmenim,bizleri evlatları kadar seven yurt idarecilerim,bir anlasanız.ben sizleri kıramam ama beni bir anlasanız...
-Evladım niye kestirmiyorsun saçlarını,niçin kestirmek
istemiyorsun?
-söyliyemem anne,kestirmek istemiyorum.
-oğlum,hadi kestir gel saçlarını da yurda gidelim.sonra yurttan
kızarlar.bizleride daha fazla üzme.
Abdurrahman,çaresizlik içinde gider berbere,kestirir
saçlarını.kesilen saçlarıda berberde bırakmaz,yanına alır.evden
annesi ile beraber yurda giderler.mesele hallolmuştur.
yaklaşık bir ay sonrasıdır.müdür yardımcısı,geceleyin talebelerin defter ve kitaplarını kontrol etmektedir.sıra
abdurrahmanın eşyalarını kontrole gelince,kitaplarının birinin
sayfalarını çevirince gördüğü manzara karşısında şaşkına döner. çünkü kesilen saçlar kitabın arasındadır.bir talebenin saçına bu kadar değer vermesini anlayamaz müdür yardımcısı.ama dikkat edince saçların altında bir yazı görür.okumaya başlar:
"Canım annem ve babam,çok değerli yurt idarecimin baskısı olmasa bu saçlarımı kestirmezdim.onlar bilmiyorlar,bende
söylemedim.yoksa,rüyamda peygamber efendimizin (s a v) okşadığı o saçları,ömür boyu kestirmezdim,
AFFET YA RASULALLAH!SENİN OKŞADIĞIN O SAÇLARI KESTİRDİM...affet
beni,affet,affet!".........
____________________________________
En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)
.