Forum Hafızoğlu
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !


E-Kitaplar- Aşagıda Yer Alan Kitap İsimlerine Tıklayarak Sitemiz Üzerinden Okuyabilirsiniz.

| kitapPeygamberimizin Hayati | kitapSevgili Peygamberim | kitapSiyer-i Nebi | kitapKütübü Sitte | kitapZulmün Tarihi | kitapAdabı Muaşeret | kitapAteizm Ve Eleştirisi|
| kitapKıymetsiz Yazılar | kitapYaşayan Hurafeler | kitapNamaz-Oruç-Haç-Zekat-Kurban... | kitapMuhtasar Osmanlı Tarihi | kitapOsmanlıca-Türkçe Sözlük | kitapİslami Sözlük|
| kitapMübârek Gün Ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Duâ Ve İbâdetler|
| kitapSahabelerin Hayatı | kitapDini Bilgiler | kitapYahudiliğin Gerçek Yüzü | kitapAile Saadeti | kitapElmalılı Tefsiri| | kitapÇocuk Eğitimi|
Hz. HÎFÂ HÂTUN r.anha
Konuyu Değerlendir
  • 15 Oy - 2.87 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 723
Mesaj: 2,723
Cinsiyet:
Kıdem: May 2007

Menkıbesi anlatılan fakat hayatı hakkında malumat verilmeyen kadın sahabelerden biridir. Medineli ve ensardan olduğu anlaşılmaktadır. Kabilesi ve doğum tarihi bilinmemektedir.
Medine-i Münevvere’de güzelliği ile ün salmış bir kadındı.
Bir gün Rasûlullah (s.a.v) efendimizin huzuruna gelip şöyle söyledi: “Ya Rasûlallah! Bana beni cennete götürecek bir iş öğret!”
Rasûlullah (s.a.v) “Önce biriyle evlen. Bununla dinin yarısını emniyete alırsın.” buyurdu. Ya Rasûlallah! Benim dengim kim olur?
“Beni Habeş Necâşîsi istedi, ben onu istemedim. Ubeydullah yüz deve ve başka şeyler de verdi, onu da kabul etmedim. Lakin siz ahirette kurtuluşumun evlilikten geçtiğini buyurdunuz. Siz kimi münasip görürseniz onunla evlenmeye razıyım.” dedi.

Hîfâ Hatun’un siz kimi münasip görürseniz razıyım sözünün altında, gönlünden Peygamberimizin kendisini müminlerin annelerinden kılacağı ümidi vardı. Lakin Rasûlullah’ın (s.a.v) böyle bir niyeti yoktu. Onu gücendirmek de istemiyordu. “Yarın sabah mescide en evvel kim gelirse onunla evlendireceğim.” buyurdu. Onunla evlenmek isteyen sahabeleri de ümitsizliğe düşürmek istemediğinden böyle bir yol takip etmeyi uygun görmüştü.

Ertesi gün hiç biri erken uyanamadı. Allah .(c.c) onlara uykudayken uyanma imkanı bahşetmedi. Rasûlullah (s.a.v) kimin geleceğini bekleyiverirken aniden Süheyb isimli, fakir, siyah renkli, görünüşü güzel olmayan, uzun boylu, zayıf ve ince yapılı olan sahabe geldi. Hîfâ Hatun ise, zengin, güzel ve rağbet edilen biriydi. Namazdan sonra Hîfâ Hatunu çağırdı, durumu bildirdi. O da buna razı oldu. Hiç itiraz etmedi. Rasûlullah (s.a.v) hutbe okudu, nikahlarını akdetti. “Süheyb, kalk ve bu hanımın için bir şeyler al!” buyurdu. Lakin Süheyb, dünyalığı olmadığını söyleyince Hîfâ Hatun, kendi servetinden on bin dirhem gümüşlük bir kese getirtti. Onları Süheyb’e verdiler. O da gerekli şeyleri alıverdi. Sonra Rasûlullah (s.a.v) “Ey Süheyb! Hanımının elini tut, onu evine götür!” buyurdu. Bu sefer Süheyb (r.a) dedi ki, Ya Rasûlallah (s.a.v)! benim evim mesciddir. Hangi eve götüreyim?” Süheyb’in bu cevabını işiten Hîfâ Hatun, “filan yerdeki hazır konağı sana bağışladım. Kalk beni oraya götür.” dedi. Onun bu âlicenap tavrı ve hareketi Rasûlullah’ın (s.a.v) çok hoşuna gitti de ona dua etti. Sahabe de onun bu hareketini çok takdir ettiler ve onu övdüler.

Karı ve koca kalktılar ve birlikte konağa gittiler. Akşam olunca yemeklerini yediler. Rablerine hamd ettiler. Nihayet yatma vakti gelince, Hîfâ Hatun “Ey Süheyb! Bil ki, ben sana nimetim, sen bana mihnetsin. Sen bu nimete şükür, ben bu mihnete sabır için, gel bu geceyi ibadet ve taatle geçirelim. Sen şükrediciler, ben sabrediciler sevabına kovuşayım. Çünkü Rasûlullah (s.a.v) ‘Cennette yüksek çardak vardır. Bunda yalnız şükredenler ve sabredenler bulunur’ buyurdu.” dedi.

O gece ikisi de taat ve ibadet ile meşgul oldular. Sabah namazını eda için Süheyb mescide geldi. Cebrail Aleyna Ve Aleykum Selam onların gerekli hallerini Rasûlullah’a (s.a.v) bildirdi. Cennet ve Cemâl-i ilâhî ile onlara müjde verdi. Rasûlullah (s.a.v) “Ey Süheyb! Geceki hâlini, sen mi anlatırsın, ben mi söyleyeyim?” buyurdu. Süheyb, Ya Rasûlallah (s.a.v) siz söyleyiniz dedi. Rasûlullah (s.a.v) durumlarını, yaptıklarını bildirdi. Ve sonra “Siz cennetliksiniz ve Allah u Teâlâyı göreceksiniz” müjdesini verdi. Süheyb sevincinden ve Cenâb-ı Hakk’ın didarı müjdesine kavuşmak şevkinden başını secdeye koydu ve “Ya Rabbi! Eğer beni mağfiret etmişsen, günahlara bulaşmadan ruhumu kabz et! dedi. Allah u Teâlâ, onun ruhunu secdede iken kabz etti. Orada bulunan tüm sahabeler buna ağladılar. Rasûlullah (s.a.v) “Daha şaşılacak şey, Hîfâ’nın da bu anda ruhunu Hakk’a teslim etmiş olmasıdır.” buyurdular. Hakikaten o esnada Hîfâ Hatunun da Hakk’a yürüdüğünden kimsenin şüphesi olmadı. Muhbir-i sadık efendimizin her haber verdiği doğruydu. Nitekim bu da böyle oldu. Sahabe-i ................. ................. .............. lerini yaptıktan sonra ikisinin de .................. .......... Her iksinin de Cennetü’l-bakî’ye yanyana defnettiler. Başları ucuna iki tahta koydular. Tahtalardan birine: “Bu Allah u Teâlâ’nın nimetine şükür edenin kabridir.” diye yazdılar. Öbürüne de: “Bu Allah u Teâlâ’nın mihnetine sabredenin kabridir.” ibaresini yazdılar. Bu olay ile bir kere daha anlaşılmıştır ki, Ashab-ı kiram kuvvetli bir imana ve tam bir teslimiyete sahip idiler.
Allah (c.c) hepsinden razı olsun! Şefaatlerine nailiyyetle bizlere ikram eylesin! Amin.
[Resim: lvbackni1qb7po7.gif]

Alıntı
.
Konu: 1,019
Mesaj: 3,485
Cinsiyet:
Kıdem: Apr 2006

Allah razı olsun
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.


Ebu’l Faruk Süleyman Hilmi Silistrevi (K.S.)


Beni Bir Ben Bilirim, Birde Yaradan. Bana Bir Ben Lazımım, Birde Anlayan

Alıntı
.


Benzer Konular...
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
Forum_new Şükredenlerden Suheyb, Sabredenlerden Hifa HAZAR 2 1,106 08-04-2007, 11:11
Son Mesaj: gökkuşağı-99

Foruma Git:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2025 MyBB Group.