Peygamberimizin (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) son sözü, "namaz" oldu - Yazdırılabilir Sürüm +- Forum Hafızoğlu (https://www.hafizoglu.net/frm) +-- Forum: Dini Konular (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=129) +--- Forum: Genel İslami Konular (https://www.hafizoglu.net/frm/forumdisplay.php?fid=130) +--- Konu: Peygamberimizin (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) son sözü, "namaz" oldu (/showthread.php?tid=10657) |
Peygamberimizin (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) son sözü, "namaz" oldu - GüLYapraK - 08-09-2008 [align=center]Resul-i Ekremin (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) vefat edeceği gün sabah vakti, kendisinde bir hafiflik görüldü. Yanındakiler sevinerek, iyidir diye ayrılıp işlerine gittiler. Yanında yalnız kadınlar kaldı. Böyle ümitle ferahlık arasında iken Resul-i Ekrem (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.): Kadınlar çıksın, bu melek yanıma girmek istiyor, dedi. Herkes çıktı, yalnız Hz. Aişe kalmıştı. Resul-i Ekremin (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) başı onun kucağındaydı. Meleği karşılamak üzere Efendimiz (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) oturdu. O da evin bir köşesine çekilmişti. Bir müddet melekle konuştuktan sonra tekrar Âişe Validemizi çağırdı ve başını onun kucağına koydu. Kadınlara da içeri girmelerini söyledi. Hz. Aişe, Resul-i Ekreme (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.): Bu melek, Hz. Cebraile (Aleyna Ve Aleykum Selam.) benzemiyordu, dedi. Resul-i Ekrem (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) şöyle buyurdu: Evet, ya Aişe, bu, ölüm meleği idi. Bana geldi ve Allahu Teâlâ beni sana gönderdi ve iznin olmadan yanına girmememi emretti. İzin vermezsen geri dönerim, izin verirsen girerim. Ve yine sen müsaade etmeden ruhunu almamamı bana emretti. Emrin nedir? diye sordu. Ben de kendisine Cebrail gelinceye kadar benden uzaklaş dedim. İşte şimdi Cebrailin gelme saatidir. Hz. Aişe bunun üzerine, Ne bir fikir yürütecek ne de bir cevaba muktedir olacak durumda idik. Büyük bir felâketle karşılaşmış olarak dehşet içinde kaldık. İşin önemine binaen kimsenin ağzından ses çıkmıyor, ehl-i beyt dehşet içinde bekliyordu. Tam bu sırada Hz. Cebrailin (Aleyna Ve Aleykum Selam.) kapıya geldiğini anladım. Selâm verdi, kadınlar çıktı. Hz. Cebrail (Aleyna Ve Aleykum Selam.) girdi ve Resul-i Ekreme: Allah Teâlânın sana selâmı vardır, kendini nasıl bulduğunu sana soruyor. Şüphesiz O, senin nasıl olduğunu daha iyi bilir, ancak senin kerem ve şerefini artırmayı ve ümmetin arasında örnek olmayı kast etmiştir, dedi. Resul-i Ekrem (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.): Kendimi sancılar içinde buluyorum, dedi. Hz. Cebrail de (Aleyna Ve Aleykum Selam.): Sana müjde olsun! Allah Teâlâ seni vaat ettiği mevkilere yükseltmek için bu acı ve sancıları sana vermiştir, dedi. Resul-i Ekrem (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.): Ey Cebrail, ölüm meleği yanıma girmek için izin istedi, dedi ve olayı anlattı. Hz. Cebrail (Aleyna Ve Aleykum Selam.): Ya Resulallah, Rabbin sana müştaktır, senden başka hiç kimseden böyle bir müsaade istememiş ve istemeyecektir. Allah Teâlâ böylece senin şerefini tamamlamak istiyor, dedi. Resul-i Ekrem: O hâlde Azrail gelinceye kadar ayrılma, dedi. Kadınların içeri girmesine izin verildi. Resul-i Ekrem, Hz. Fâtımaya: Yaklaş, diye buyurdu. Hz. Fatıma Resul-ü Ekreme doğru eğildi. Efendimiz (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) ona gizlice bir şeyler söyledi ve gözleri yaşlı olarak başını kaldırdı. Resul-i Ekrem tekrar Hz. Fatımaya: Yaklaş, diye buyurdu. Bu defa da kulağına bir şeyler fısıldadı ve Hz. Fatıma gülümseyerek başını kaldırdı. Tabii bu durum, Hz. Aişe başta olmak üzere odadaki kadınları meraklandırdı. Hz. Aişe sonra bir fırsatında Hz. Fatımaya bu durumu sordu. O da: Birinci seferinde Resul-i Ekrem (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) bana, Ben bugün ölüyorum diye buyurdu ve ona ağladım. İkinci seferinde, Ben Allaha dua ettim; ehl-i beytimden ilk olarak seni bana ulaştırmasını ve seni benimle bir arada bulundurmasını istedim şeklinde buyurdu, buna da güldüm, dedi ve oğullarını kendisine çekerek başlarını kokladı. Tam bu sırada ölüm meleği geldi, selâm verdi ve içeri girmek için izin istedi. İzin verildi, içeri girdi ve: Ya Muhammed, ne emrediyorsun, diye sordu. Resul-i Ekrem (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.): Şu anda beni Rabbime ulaştır, buyurdu. Hz. Azrail de (Aleyna Ve Aleykum Selam.): Olur, seni bugün Rabbine ulaştırırım, çünkü Rabbin sana müştaktır. Senin dışında hiç kimse hakkında böyle bir tereddüde meydan vermedi. Senden başka kimseden izin almamı emretmedi. Fakat senin saatin yakındır, dedi ve ayrıldı. Bu sırada Hz. Cebrail (Aleyna Ve Aleykum Selam.) gelerek selâm verdi ve: Vahiy dürüldüğü gibi dünya da benim için dürülmüş oldu. Artık ne dünyanın bende bir ihtiyacı ve ne de benim dünyada bir ihtiyacım kaldı. Bu, benim yeryüzüne son inişimdir, dedi. Kimsenin ses çıkaracak durumu yoktu. Hz. Aişe, Efendimizin (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) mübarek başını göğsü arasına aldı ve Efendimizin (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) göğsünü tuttu. Bu sırada Efendimiz kısa bir baygınlık geçirdi. Sonra alnından inci tanesi gibi terler akmaya başladı. Hz. Aişe terini sildi ve şöyle dedi: Böyle güzel koku hiç almış değilim. Sonra ayılınca: Anam babam sana feda olsun, bu terler ne idi, dedi. Resul-i Ekrem (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.): Müminin ruhu ter ile, kâfirin ruhu ise merkebin canı gibi ağız ve burun deliklerinden çıkar, buyurdu. İşte ancak o zaman Hz. Aişe ve yanındaki kadınların aklı başına gelmişti, korku dolu bir halde hemen erkekleri çağırdılar. İlk gelen erkek, Hz. Aişenin babasının ona gönderdiği, kardeşi Abdurrahmandı. Ne yazık ki o bile Resul-i Ekremin hayatına yetişememişti. Allah Teâlâ, Cebrail ve Mikaili görevlendirdiği için vazifeyi onlar üzerlerine almışlardı da hiçbir erkek ölümü ânında yanında bulunamamıştı. Resul-i Ekrem (Aleyna Ve Aleykum Selam.m.) kendinden geçip baygınlık geçirdiği sırada da, sanki Hangisini tercih ediyorsun? diye bir muhayyerlik içinde, Hayır, Refik-i Âlâyı istiyorum buyurmuştu. Dili açıldığı ve baygınlığı geçtiği vakit kadınlara döndü: Namaz, namaz; zira siz namaza devam ettiğiniz müddetçe dine bağlısınız. Onun için hepiniz namaza devam ediniz, buyurdu ve namaz, namaz diye diye ruhunu teslim etti. |