******çaresİz******
Kalbimin isyanı deli deniz, azgın
Seni sayıklıyor duygularım,biçare
Ateşli, ölümüne hasta, çare yok
Atmak istiyorum, rüyalarıma girme
Al hayalini ama, yinede gitme
Kapılmışım, aşk'ının fırtınası kudurmuş
Uçuruyor, çırpındıkça savuruyor
Gözlerin esir alıyor kendine
Bakışların yakıyor, mil cekiyor gözlerime
Bağrımdaki ateş kör, kor kor
Bir seni görüyor, yanıyor bir seninle
Yıkıyorsun kağıttan evlerimi
Ben yuvasız, kanatsız kuş
Yağmurlar ıslatıyor yanaklarımı
Çaresiz, sessiz
Zavallı hayellerim yıkılmış sensiz
Oysa sen, sen dertsiz kedersiz
Mutlusun değilmi varlığımdan habersiz
Güzelim
Munzurun tepesinde bir gül olsam
Kar altinda açan kardelen olsam
Günes olub kutba dogsam
Bir lafın beni öldürür be GÜZELİM
Gecenin sessizliginde beyninde bir çıglık duyarsan
Yahut bir sarhoş yolda aglıyor sanarsan Titrek bir sesle ismini duyarsan
İşte o benim be GÜZELİM
Benİm Sevda Çİçeğİm
Benim sevda çiçeğim açar dört mevsim
O gonca ki baharı yeniden alır
Sakın esme mevsimim hazan üstüne
Gül yaprağın döker de dikeni kalır
Benim sevda çiçeğim açıyor renk renk
O hareler ki aklımı başımdan alır
Sakın solma çiçeğim sevdam üstüne
Solarsan renginden eser mi kalır
Benim sevda çiçeğim kokuyor vefa
Vefasız sevgililer ki hep âh alır
Sakın olma bivefa sevdam üstüne
Çektiğin yanında âhım ne kalır
Benim sevda çiçeğim duyuyor özlem
Duymazsa sevgiler değer mi alır
Sakın dolma özlemim fırkat üstüne
Yâr ile vuslatım ölüme kalır
Benim sevda çiçeğim besliyor sevgi
Doymayan ruhlar ki hep yara alır
Sakın koyma gönlünü ağyar üstüne
Sevmeyi bilmeyen ruh sevgisiz kalır
Benim sevda çiçeğim döküyor yaprak
O yapraklar ki güzün gazele kalır
Sakın esme sonbaharım sevdam üstüne
Kara topraklar benden güzeli alır
Benim sevda çiçeğim suluyor aşkı
O pınar ki içmeyen nasip mi alır
Sakın zehri şarabı sevdam üstüne
Sevgiden ve benden geri ne kalır
Aşk İntİharda
Acılar
Taçsız hükümranlığının yüzerken
İhtişamında
Sevgi
Denizinde hasret boğulur
Vuslata ermez ki gönül
Akşamında
Bülbülün coşkun sazı gülüşüdür
Gülüdür
İltifat
Kanatır dikeniyle...Ölüşüdür
Ödülüdür
Hayat
Kovulur ölümün sıcağına
Gönül bahçesinden
Serenadı
Dünya penceresinden...
Kâinat kucağına
Kimbilir silinir adı
Kimbilir
Kaç feryat çiçeği tutkundur
Bir aşkın nisyanında
Bin nedamet bulunur
Dil suskundur isyanında
Yaşasa da bir beden çilesini
Ruh ölüyor baharında
Bir aşk ölüyor
Öldürüyor binlercesini
İntiharında
Senİ Seven Bİrİ
Hatırlar mısın birtanem,hatırlar mısın bilmem
Hatıralar sislerde,çok eskilerde kaldı
Aşk tatmamış bedeni,tertemiz duyguları
Gencecik coşkularla
Seni seven biri vardı
Kalbine giren oktun hatıra defterinde
Ağaçlara ismini ismin ile kazdığı
Şiirleyip satır satır yazdığı
Odasında baş ucuna astığı
Sendin
İşte böylesine birtanem
Seni seven biri vardı
Böylesine seni yaşar,sana tapardı
Haayt bu biratnem,yaşandı yıllar
Yaşandı sensiz
Yaşandı yaşanmasına çaresiz
Seni seven birinin gözlerinde yaşlar
Sessiz sessiz
Sahte gülüşlere saklandı
Kimsesiz
Kendiyle başbaşa kaşınca birtanem
Şüphesiz
Seller gibi boşandı
Baktı göremez oldu
Öldü de dirildi bin kez bedende ruhu
Aşkı içinde ölemez oldu
Seni seven biri öylesine soldu ki birtanem
Bir daha kimseyi sevemez oldu
Yaşandı yıllar...Tükendi sensiz
Tükendi seni seven biri şüphesiz
Sonunda anladı ki birtanem,aşk
Varlığında sonsuz
Sensizlikte çaresiz
Delİ Sevda
Bir deli sevda koptu yüreğimden,hıçkırdı
Gökyüzü
Ağladı derinden
Yağmurdu bulutlara
Fışkırdı çizgileri
Kırmızı,mavi,yeşil
Kırmızı,mavi,yeşil yerinden
Tutkundu umutlara
Bir deli sevda baktı yüreğimden
Bir deli sevda aktı yüreğimden
Suskundu...Ezgileri suskundu
Nice pehlivanlar büktü bileğinden
Yutkundu ağıtlara
Bir deli sevda uçtu yüreğimden
Takıldı kuşun kanadına
Adında sevda vardı
Uçtu gitti direğinden
Vardı sevdalının yanına
Kanadı kuşun kanadı
Ezgilerden çizgilerden kanadı
Beden taşıyordu ruhunda
Taşıyordu deli yüreği
Ezgilerden...Çizgilerden
Sevda mı
Yeter Kİ Sen Ara
Her zaman kalbimdesin diyorsun bana
Beni mutlu ediyor söylediklerin
Özledim dedin de ömürsün bana
Aklıma geldi hep bilmediklerim
Aranmak ne güzel arayana eş
Aranmayan ayları ararmış güneş
Bir telefonunla yettin de bana
Bırak aramasınlar sevmediklerim
Yeter ki sen ara bir tek sen yeter
Kırgınlıklar,hasretler o anda biter
Aşkın heyecanında sonsuza gider
Saklayıp da içimden silmediklerim
Oysa ki gönlün beni severmiş
Aşkın ifadesine sesin yetermiş
Telefonun ucunda bir bir beklermiş
Bunca zaman bakıp da görmediklerim
Şu geçkin gönlümde filiz yeşermiş
Aşk ezelden sonsuza dek ruhta yaşarmış
Meğer ki sesinde beni anarmış
Elimdeyken bilmeden kaybettiklerim
Yeter ki sen ara bir tek sen yeter
O anlamsız gururum sesinde biter
Ömrümün sonbaharı kışıyla yiter
Ruhuma geri gelir özlediklerim
Yeter ki sen ara bir tek sen yeter
Yedeksiz Hayatların Sahibiyiz Biz Sevgilim
Gölgen ebe
Saklambaç oluyorum
Arzu nesnelerimin esrarıyla
Sana çoğalırken...
Göğsüne değen
Göz yaşlarımın ıslaklığıyla
Başka bir kılıkta,seni yedin
Keşfetmek istiyorum!...
Kaldığım yer tam burası
Aşk yarası!...
Diz,dizeyim,göz gözeyim
Zihimin yarattığı
Yalnızlığım ve sensizliğimle
Işıksızım,üşüyorum!
Elini uzatıyor omzuma güneş
Ellerimin havaya kaldırıyorum
Ruh ikliminde
Buluyorum kendimi..
Ama sen,
Aradıklarından kaçarken
Yüzleşeceksin ihtişamlı pişmanlığıla
Düşeceksin düşlerime
Ve ben
Dönmeyeceğim asla
Sırtımı sana!...
Sevigimi
Aşkımıza saklıyorum,
Rüzgarıyla kavuşturması için bizi...
Umuda doyamadığım,
İmkansızlığın olduğu tek yerde
Renklerin dilinden konuşurken
İçinde ki güzellik yansıyacak aşka dair inan!!!
Yedeksiz hayatların sahibiyiz biz sevgilim
Zamanı iyi kullanmalı
Sevmeliyiz artık birbirimizi!...
Ve şiir amacını aşmadan
Dön bana,öp beni!
Geçsin bu aşk yarası...
Kalbim adını unutacak kadar adi ise ellerim onu parçalayacak kadar asildir...!
Dost Sandıklarım
Bu gecede efkardayım yine
yer gök sallantıda sevgisiz aşksız
yürek bu işte neyaptığı belirsiz
sevgisiz yine asksız bi çare
sırtımdan vurdu işte yine gece tıpkı dost sandıklarım gibi
anlaşılmayan birçok soru var beynimde
çözümü bulunmayan cevapsız tıpkı çözülmeyen dostlarım gibi
hepsi hainlermiş meğer deli fırtına gibi delirttiler dost sandıklarım..........
Aşka Güzelleme
Aç ey sevgili gönül penceremi
Köşe bucak her taraf sen görünür
Dışımdaki yokluğun yakar içimi
Ellere dışım hep şen görünür
Kim bilsin gizli hasretlik çekeni
Aşkına aşikar düşen görünür
Batsa da ruhuma ince dikeni
Gözüme yine gül şen görünür
Ismarlama Sevdalar
Ismarlama saatlerde geldin bana hep
Kahır gecelerde ölüm saatlerinde yoktun
Ismarlama saatlerde geldin gelmesine de
Sokaktaki yabancı gibi ha var ha yoktun
Duyup da feryadımı daral anlarında
Sözde ilaç olmaya yarama bir koşu geldin
Tebdil-i mana etmiş sözler dudaklarında
Bir yanımı sararken öbür yanımı deldin
Ismarlama telefonlar ettin bilinmeyenden
Ucuz romanlarla avuttun çocuk aklımı
Umarken vaslını diyar-ı gelinmeyenden
Yaz gününde kış eyledin gönülde iklimi
Ismarlama mektuplar verdin postaya
Yaldızlı sözcüklerle kaleme alınmış
Bugün gelirim dedin gelmedin haftaya
Aşkın misali vaatlerin de yalanmış
Bu hayatı ben ısmarlamadım bile bile
Mahkum edildim yerlerde sürünmeye
Ey arsız sevgili artık sana güle güle
Gücüm yok ısmarlama aşka direnmeye
Ellerİnde Üşüyor Ellerİm
Geceye katık ettim gündüzden kalma sevda kırıntılarını
Gönül teknemde yoğuruyorum bal ile sirkeyi
Elemlere bulanmış yüreğim çalkantılı fırtınaya teslim
Zehir acısı ağzımda zehir zemberek kelimeler
Ellerim ellerinde ilk defa üşüyor
Ellerim...
Zavallı çocuk ellerim
Cılız ellerim
Buz kesmiş küçük ellerim...
Ellerinden ellerim yaprak yaprak düşüyor
Tutkusuzluktan tutuluyor dilim
Dilimde sarılı veda sözcükleri
Mutsuzluk mevsiminde umutsuzluk yağmada geceye
Kırlmış yüreğimin kilitleri
İçimde sevdan yağmalanıyor
Ellerim...
Çocuk ellerim
Ellerinde üşüyen solgun ellerim
Sevgi yitimi fırtınasında
İnce bir dal gibi kırılgan ellerim...
Yüreğimdeki sevda leşine sırtlanlar üşüşüyor
Ellerinde ellerim tarifsiz üşüyor
Ellerinde yangınlar üşüyor
Ellerinde volkanlar üşüyor
Ellerimde bir Parkinson titremesi
Duyuyor musun içimden gelen ince sesi
Ellerinden ellerim tel tel düşüyor
Ellerim...
Çocuk ellerim
Ellerinsiz ellerim
Ellerim ellerinde neden üşüyor?
Masal Aşk
Var mısın...
Masal gibi bir aşk yaşayalım seninle
Bir sen bir ben bilelim yaşananları
Sonra denizden bir boş sayfa açıp
Var mısın...
Sulara yazalım masal aşkımızı
Varsın yaşanmamış olsun
Dalgalar kayalarda söylesin şarkımızı
Aşkımız kıyı kıyı, liman liman dolaşsın
Var mısın...
Bir düş olup düşelim sulara
Bedenlerimiz arzulara teslim
Aşk selinde yıkanalım sırılsıklam
Dev dalgalarda bir bedende sarsılalım
Var mısın...
Koskoca bir ummanda kaybolalım
Aşkımızı anlatalım uçan kuşa
Dolaşıp liman liman cümle alemi
Fırtınada aynı limana sığınalım
Var mısın...
Yazalım yaşanmış gibi yaşanmamışları
Öpüşmelerimizi boş kumsalda
Hayal sevişmelerimizi bulutlar altında
İster adı masal olsun aşkımızın
Var mısın...
Bir gecede bin defa ölelim
İçimizde masalsı ürpermeler
Kah ağlayalım kah gülelim
Sulara aşkımızı yazıp acıları silelim
Var mısın...
Bir masal yazalım sulara
Yaşanmamış aşkımızın masalını
Sonra ölelim hiç yaşamamış gibi yarın
Masal aşkımız sularda yaşasın
Aşk Yolcusu
Sersefil düşmüş aşk yoluna yürümüşüm
Bahar dalında gonca iken çürümüşüm
Yıllar sonra gelmişim kapına perişan
Yoksa aradığım sevgi sen değil misin
Acep nedir beni sana seni bana çeken
Sarmaşık dalı gibi ruhuma eğilmişken
İntizar saatlerimde sis olup çöken
Yoksa özlenen o sevgi sen değil misin
Bilsem ki sevmek seni en ölümcül hata
Ölmek en büyük sevabım olsun dünyada
Nasip olsun böylesi ölüm her aşığa
Ölen ben isem öldüren sen değil misin
Budur düzen vurur davul dengi dengine
Gül dalında gonca döner kendi rengine
Uyup kalbimin bozuk düzen ahengine
Beni sana kul köle eden sen değil misin
Hangi zengin güldürmüş ki hangi yoksulu
Düşmüşüm yoluna yok sırtımın tek çulu
Hak yolunda dilenen şu zavallı kulu
Yaşarken mezara koyan sen değil misin
Yİtİk Aşk
Leşcil kuşlar üleş kapışmada köhnemiş bedenden
Sırtlanlar ölüm ağıtını uluyor içimin bozkırında
Yavru bir ceylan soluyor kesik kesik şuramda
Can çekilmede gayrı canana can veren bedenden
Toprakta kesif kan kokusu kurtlara davetkar
Dilime dolanıyor şimdi hiç söyleyemediğim adın
Sen vaslına eremediğim zulümkar, ah sen o kadın
Uğruna perişan oldu nevbaharda şahane lalezar
Ruhunun kasvetli karanlığı bin dert katıyor derde
Yitikliğim, yitmişliğim, derdinle tükenip bitmişliğim
Ne ciğerimi yakan zifir deva şimdi, ne de yetmişliğim
Bir kör kurşuna yenik düşmüş şimdi aşk yatıyor yerde
Yoktun
Kahrettim karınca adımlarıma kalıp da mahkum
Ararken her köşesini bu kentin
Çünkü... sen yoktun...!
Karıncalar kemirdi yokluğunun kararttığı odalarda
Senle dolu aydınlık düşlerimi
Uyandım... yoktun...!
İhtimal belki bu köşe bucak belki yalan belki gerçek
Dolaştım arı gibi binbir çiçek
Konacaktım... yoktun...!
İyi günlerimde hasretim oldun kara günümde umut
Diledim son gün elimden tut
Aradım... yoktun...!
Gitmedin Biliyorum
Seni kokladim,
icime isledim her bakisini.
Seni denizde aradim,
her dalgaylan uzaklasdigini,
bildigim halde.
Herkes dediki o yok artik,
birak!
yuzles gerceklen!
Nasil olur be gulum,
gormezlermi,
benim her baktigim yerde sen varsin.
Benim her aldigim nefes ikimiz icin,
onlar anlamaz,
sen yorma kendini!
Biz iki ayri kisi deyilizki,
tekiz ikimiz!
Beni almadan gitmen imkansiz,
onlar anlamaz,
sen yorma kendini!
Ben seni her dokunusumda hissediyorum,
burdasin biliyorum!
Sana burdan sesleniyorum,
Seni tum kalbimlen!
ilel ebet!
Sana Hiç Anlatmadım
Sana hiç anlatmadım,
o soğuk hastahane odasında,
sen çarşafı çekerken yüzüme yaşıyor olduğumu aslında hala.
o en sevdiğim ellerini seyrediyor olmam engel olmuştu,
şuan bu üstesinden gelemediğim boşluğa
beni umarsızca bırakıp gidiyor oluşunu anlamama.
ve parmaklarının gün geçtikçe -benimkiler gibi- incelmediğini,
saçlarının beyazlamadığını farkadince anladım
aslında hayal olduğunu..
sen gerçekte öyle inandırmıştın ki kendini öldüğüme
cenazesinde çok ağladığın;
ama bir daha mezarına hiç uğramadığın bir yakınındım artık..
ve ben sana hiç anlatmadım
O soğuk hastahane odasında bıraktığın günden bu yana ben
senin sandığından çok daha fazlasını yaşıyorum
Sabahsiz Bir Gece
SABAH OLMAYAN BIR GECEDE SENI DUSUNMEK,
HAYALINE DALMAK,
SENSIZ SANA AGLAMAK
OYLE ZORKI BI TANEM.
YASAMAK;
SENSIZLGIN ACISINI YASAMAK
YOK OLAN BU ZAMANDA SENSIZ YASLANMAK
SENI ZAMANSIZ SEVMEK,
SEVDANA ZAMANSIZ YENILMEK
SABAHI SENSIZ ETMEK OYLE ZORKI BI TANEM.
ISTE BEN SABAHI OLMAYAN BIR GECEDE
ZAMANLA YARISIYORUM
SENSIZLIGIN ACISIN GECELERDEN KENDIMDEN ALIYORUM.
SENSIZ SABAH OLMASSADA SENI YASIYORUM
SENI SEVIYORUM
Gelmedin
Bütün gün kapıda,bekledim durdum
Sana demek için,cümleler kurdum
sözünü tutacak diye avundum...
Tutmadın sözünü,yine gelmedin.
Oysa inanmıştım;brn sevdiğine
Gülüşün kazındı;şu yüreğime
Neler vermezdimki,bir öpüşüne
Tutmadın sözünü; yine gelmedin...
Kimbilir nasıldın,son zamanlarda
Kalbin kimlerleydi;hangi diyarlarda
Özlemiştim seni,hani birazda...
Tutmadın sözünü;yine gelmedin...
Hiçmi hatırı yoktu,eski günlerin
Hani ebediydi,o sevmelerin?
Yine boşa çıktı,tüm cümlelerin
Tutmadın sözünü ;yine gelmedin
Gözümde Büyütmüşüm Güzelliğini
Mutluluktan uçardım;bir gülüşünle
Nasılda anlatırdım,herkese seni
Paylaşmak istemezdim,asla ellerle
Gözümde büyütmüşüm,güzelliğini
Oysaki yemin etmiştim,ben sevmemeye
Kimse için kalbimi,incitmemeye
Dayanacak gücüm yok,bu gitmelere
Gözümde büyütmüşüm,güzelliğini
Şimdi o günlerimi,hüzünle andım
Yemyeşil gözlerine,ilk anda kandım
Nasılda birdenbire,sana bağlandım
Gözümde büyütmüşüm güzelliğini...
Gİdesİm Gelİyor
Özlemler,boynuma takılı bir ip
Anılar beynimde gezinir garip
Herşeyi bir anda kenara itip
Gidesim geliyor,çok uzaklara...
Öyle anlar varki maziden kalan
Gözyaşı,üzüntü,nedamet falan
Tüm acılar baki,mutluluk yalan
Diyesim geliyor,boş duvarlara...
Yapmacık gülüşler,var etrafımda
Dar günümde,kimse kalmaz yanımda
Teselli edenim yok,ağladığımda
Kızasım geliyor,sahte dostlara....
Meğer nasıl ömür yaşamışım ben,
Güzel bir günüm geçmemiş,hayata değen
Herkesi deliler gibi severken
Gidesim geliyor,çok uzaklara
Gidesim geliyor,hak diyarlara...
Boşuna
Bir çift göze,hemen kanıp da
Onu kendim gibi dürüst sanıp da
Gece uyumadan,hayal kurup da
Boşuna sevinmek,gülmek boşuna...
Herşey bana inat ters gidiyorsa
Ömrüm biri için heba olmuşsa,
Gözünü dikipde ,yalçın dağlara
Boşuna teselli,umut boşuna...
Etrafım Riyakar yüzlerle dolu
Nezaman gelecek,kabusun sonu
Allah ım,ne tuhaf, bir yaşantı bu!
Boşuna ağlamak,isyan boşuna...
Sakın ola dostum,hiç aşık olma
Kendini kaptırıp,bağlanma
Nedirki gördüğün?sadece rüya
Boşuna yaşamak,hayat boşuna...
Boşuna çırpınmak ,bu can boşuna...
Hep Severdim
Ben seni hep severdim
Sense bunu hiç bilmedin.
Şiirler yazardım,gözlerinin üstüne
Onlara baktıkça
Çığlar düşerdi yüreğime,
En çok da gülüşünü özlerdim
Ben,seni hep severdim...
Seni yarınlarda yine seveceğim
Bıkamadan,usanmadan,
Eskisi gibi yollarını bekleyeceğim;
Günlerce,haftalarca,aylarca...
Dönmeyeceini bile bile, özleyceğim
Duymadığını bile bile,sesleneceğim sana
Ben hep seni seveceğim!
Ve,sen bunu hiç bilmeyeceksin...
Sevme Arkadaş
Hayat olmuş derin bir kuyu
Sevda denizinin kurumuş suyu
Mutlu olmak için bir ömür boyu
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş!
Adı var kendi yok,aşka inanma
Seviyor deseler,boşsözdür kanma,
Bir leyla bir mecnun yaşıyor sanma
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş!
Boşuna dönüyor dünya dediğin
Bir hayal oluyor,gerçek bildiğin,
Terkedip gidiyor gönül verdiğin,
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş....
Sevgİlİm
YİNE BAŞLADIM DÜŞÜNMEYE
ELİM KALEMDE AKLIM SENDE,
KOKLADIM SENİ HER AÇAN GÜLDE,
KAVUŞTUR ALLAHIM SEVGİLİME.
ONSUZ HAYAT YAŞANMAZ OLDU
KALBİME HASRET ACISI DOLDU,
DELİGİBİ SEVMEK GALİBA BUYDU,
BENDEKİ SEVGİ SONSUZ OLDU.
NE GÜZEL BULUŞURDUK AKŞAMLARI,
ADIM ADIM DOLAŞIRDIK SOKAKLARI,
ÖZLEDİM O KIRMIZI YANAKLARI,
ALLAHIM AYIRMASIN AŞIKLARI
Son Veda
BIRAKTIGIN GİBİ BURDAYIM BU GECE,
YANLIZIM HER GECE NEFESİN BEDENİMDE
FIRTILAR KOPAR ZAVALLI YÜREĞİMDE
HAYALİN SANKİ HEP GÖZÜMÜN ÖNÜNDE
SEN KENDİNİ NE SANIYORSUN,
NALET OLSUN GİDİYORSUN,
BU KALBİ BOŞMU SANIYORSUN,
SON VEDA BU BİLİYORSUN.
HAYATIMIN GAYESİ YOK ARTIK,
SEVMENİN FAYDASI YOK ARTIK,
YARDIM ET ALLAH IM SEVİYORUM DELİCE
YAPAMIYORUM VURGUNUM ÖLESİYE
Sensİz Yaşadim
BİR GÜNÜDE YİNE SENSİZ YAŞADIM
SENİ ARADI BU GÖZLERİM
ÜŞÜDÜ ELLERİM BEDENİM ÜŞÜDÜ
BELKİDE GELİP SARMANI BEKLEDİ,
SOĞUKTU HAVA
RÜZGAR BİR FISILTI GİBİ SESLENİYORDU,
BU KARANLIK YOLARDA.
ÜZERİMDE İNCE BİR ÇEKET
İNCE BİR PANTOLON
BORNOVA SOKAKLARINDA SENİ ARIYORDUM
ELLERİMİ ISITMANI,
BEDENİME SARILIP BİR GÜNEŞ OLMANI İSTİYORDUM,
YİNE SENİ ARADI BU GÖZLERİM
ÜŞÜDÜ ELLERİM, ÜŞÜDÜ BEDENİM
BELKİDE GELİP SARMANI BEKLEDİM
AMA;
BİR GÜNÜ YİNE SENSİZ YAŞADIM SEVDİĞİM
SENİ ARADIM UYKUSUZ GECELERDE
SENİ ARADIM DÜŞLERİMDE
HASRETİN BİR ATEŞ KÜLLENMEYEN
ÖZLEM BİR YARA KANAMASI DİNMEYEN
SENSİZLİK BİTMEYEN ÇİLE
GÖZLERİNDEKİ ALEVİ GÖRMEYELİ
ELLERİNDEKİ SICAKLIGI DUYMAYALI
SANA DOKUNMAYALI
BİN YIL GEÇTİ SANKİ
SENSİZ GEÇEN VAKİTLERİ NE YAPAYIM
DÜNYA SENİNLE GÜZEL,
YAŞAMAK SENİNLE GÜZEL,
BENDEN UZAK OLSANDA FARKETMEZ
KALBİN BENİMLE BU ODADA
GEÇEN HER ANDA SEVGİM
ARTAR AMA ASLA EKSİLMEZ.
HAYAT.....
Çetele tutmak değildir. Seni kaç kişinin aradığı,kiminle
Çıktığın,çıkıyor
Olduğun veya çıkacağın demekte değildir. Kimi öptüğün,hangi
Sporu
Yaptığın
Veya kimlerin seni sevdiğide değildir. Hayat ayakkabıların,saçın
Yada
Derinin rengide değildir. Nerede yasadığın veya hangi okula
Gittiğinde
Değildir. Aslında hayat,notlar,para,giysiler,girmeyi başardığın
Yada
Başaramadığın okullarda değildir.Oturduğun şehir,semt,sahip
Olduğun
Arabanın modeli yada markası asla değildir.
Hayat........
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler
Hissettiğindir. Güven,mutluluk ve sevkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve
Nefretin yerine sevgiyi koymaktır. Hayat,kıskançlığı
Yenmek,önemsemeyi
Öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi
Görmektir.
Her şeyden önemlisi,hayati,başkalarının hayatini olumlu yönde
Etkilemek
Için kullanmayı
Seçmektir. İste hayat bu seçimden ibarettir.....
Ve...önemli olan bu hayat içinde neden yasadığımız....
.............
Öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında..En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; İç çekişmelerinizin nedeni, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur.
Gözyaşlarınızda, bilinç altınızda, kahkahanızdadır.
Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak...
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; "Ölmek var, dönmek yok"tur.
Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını...
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya...
Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursunuz:
"Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa..."
Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız.
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız.
Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz.
"Eskiden böyle miydi ya..." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı;
Açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...
Böyle süremeyeceğini bilirsiniz.Değişsin istersiniz.
O, sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar.
Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür.
"Ya sev böyle ya da terket" diye gürler...
Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size...Hoyrattır, bakmaz yüzünüze...
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder.
Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden...
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz, dinletemezsiniz.
Ayrılırsanız yaşamayacağınız bilirsiniz, ama böyle de sevemezsiniz İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz...
"Madem öyle..." nin çağı başlar ondan sonra...
Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir,
Madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah sizden gitmiştir".
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece....
Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre...
Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni...
Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur.
Delikanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla
"Bana ne.kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre
Ama sonra ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız.
Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi...
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye...
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden...
Dönemezsiniz...
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz...
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu...
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.
Sürünür gidersin
Geç Dönen Sevgİlİ
beş yıl olmuştu beraberlikleri başlayalı,Atilla çok yakışıklıydı, büşra ise çok yakışıklıydı çok uyumlulardı arada sırada tartışmalar olsada birbirlerine çok mutlu ve örnek bir aşkları vardı kimseyi umursamadan aşklarının tadını çıkartıyorlar ve sevgilerinin karşısında kimse duramıyordu kendi aralarında sözleşmişlerdi büyük bir aşktı bu.
Birgün yanlış bir anlaşmazlık yüzünden Atilla ile Büşra kavga ettiler. Ve atilla büşrayı yüz üstü bırakıp ayrıldı onlaraynı mahallede oturuyorlardı bir türlü atilla nın geri dönmesini sağlayamadı ve uzun süre ayrı kalmışlardı Büşra artık eskisi gibi gülemiyor ve eğlenemiyordu Atilla ise Büşrayı dışarıda gördüğünde yüzüne bile bakmıyormuş.
Birgün Büşra arkadaşlarıyla bir çay bahçesinde buluşup kız kıza muhabbete dalmıştık ve birden çay bahçesine giren bir çift Büşranın dikkatini çekmişti,birde dönüp bakınca o kızın sarıldıgı erkek atilla oldugunu görmüştü ve donup kalmıştı . Atilla büşrayı görmüştü ama görmemezlikten gelmişti.
Büşra o günden sonra kimselerle konuşmaz olmuş susmuş.Artık ne camdan atillaya bakıyormuş nede dışarı çıkıyormuş artık hayata küsmüş ve bir gün, Büşra bir çoçukla Atillaya bir şiir yollamış Atılla şiiri alıp okumaya başlamış....
--- Bir sabah sen uyurken bir çiğlik kopacak
Bu çığlık seni ve herkezi uyandıracak
kalkıp nereden geliyor diye bakacaksın
baktıgında bizim evden geldiğini anlayacaksın
Sen daha şaşkınlığını atamadığın bir anda
Bir sela sesi çınlayacak bu şehrin sokaklarında
Tüm insanlar toplanacak birden oraya
Benim öldüğümü söyleyecekler sana
İnanmak istemeyeceksin onlara
Sonra koşup geleceksin bizim eve
Sarmışlar beni beyaz bir çarşafa
Bir hoca dua edecek benim baş ucumda
Derken tabuta koymak isteyeceksin beni
Vermemek için tutacaksın beyaz kefenimi
Yalvaran gözle bakacaksın onlara
Dokunmayın diyeceksin ne olur dokunmayın
Ben koyarım onu tabuta
Ellerin yalvarak beni tabuta koymaya
Mecbur oldugunu anlayacaksın bir anda
Koyacaksın beni oz uzun sandığa
V e dönüp onlara beni sevdiğini söyleyeceksin
Sonra dönüp bana
inan bu sözüm yalan değil diyeceksin
Sarılıp tabutuma bir of çekeceksin
İşte o an benim aylarca çektiğimi
Sen bir anda çekeceksin
Geçte olsa hatanı anlayacaksın
Bir an yaşlı gözlerle bana bakacaksın
Bak sana döndüm diye yalvaracaksın
mecburen seni seveni
Beyaz kefenınde bırakacaksın
Ve ogünden sonra insanların dilinde
geç dönen sevgili olarak anılacaksın , Atilla tam şiiri bitirmiştiki birden bire
Büşranın evinden bir çığlık koptu ve Atilla koşturdu o çığlığa ve Büşranın Tavanda vir urganla asılı oldugunu gördü ve Atilla şiirin aynısını yaşadı.Bu olaydan sonra Atilla benim ve Büşrayı tanıyan kişilerin dilinde GEÇ DÖNEN SEVGİLİ diye anıldı.
İyimser Bir Gül
Uyandım, seni düşündüm
Birdenbire duvar
Birdenbire gece yarısı...
Sonra devriye parolası
Ve rüzgar
Ve birdenbire kalp ağrısı...
Uyandım, seni düşündüm
Ey yar
Ey göğsümün sol yarısı!
Su bulanınca
Meydanlarda sesin yırtılınca
Hiç dostun kalmayınca
Sarsılmış bir ömrün
Basamaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül olsun
Dudaklarında...
Dert etme, iyiyim ben
Ara sıra mahşer
Ara sıra yaşama hırsı...
Sonra mazgal altı zulası
Ve mektuplar
Ve ara sıra hasret belası...
Dert etme, iyiyim ben
Ey yar
Ey hüznümün tütün sarısı...
Kan bulaşınca
Yangınlarda yüzün harlaşınca
Saçların tutuşunca
Zorlanmış bir hükmün
Tutanaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül açsın
Yanaklarımda...
Tuhaf Bir Aşk
Seni tam sevmeye başlamışken
kaybetmekten korkuyordu.
Kuş gibi bir gün avuçlarından
uçacaksın biliyordu.
Biliyordu ki yuvadan uçtuğun gün
yüreği kan ağlayacak.
Seni beyaz gelinlikle gördüğünde
mutlulukla gülerken beşer,
boşaltacaktı kanlı gözyaşlarını içine
kimselere sezdirmeden.
Ta ki ölene değin.
Öldüğünde yatıracaklar onu masaya
Yaracak göğsünü hekim,
Çıkaracak acılı yüreği dışarı,
Kanlı gözyaşları ilk günkü gibi taze.
Yürek son defa o zaman konuşacak
Tek kelime söyleyecek;seviyorum
Diyerek hüzünle karışık
Tanrıya teslim olacak.
"Sevgiliye özlem"
İşte yine seninleyim sevgilim,
Yanlızlığımı paylaşıyorum.
Öyle bir yanlızlıki...
Gönlümün derinlerinden esen rüzgarlar gibi.
İşte seni görüyorum bana gülümsüyorsun,
Avizeden duvara yansıyan ışıklar gibi...
Bak perde kımıldıyor,nefes alıyorsun,
Bana dağıttığın gülücüklerin ardından...
İşte dışarıda yağmur başladı,
Fakat sen ağlıyorsun.
Anladım ayrılık sanada zor geldi,
Benim boynumu büktün,seninde bağrını deldi.
Meğer ne zormuş sensiz olmak,
Arayıpta seni bulamamak,
Bir kere aşık olmak,
Bin kere ölmek gibi...
Bekir KULAK
Onunla geziyorduk elele,
Dönüp baktım Bir gül'e bilebile...
Utanmadınmı?dedi;ve ekledi,
Nasıl bakarsın,ben varken Bir gül'e...
-!O MAHALLE'YE!-
O günlerden buruk bir hatıram kaldı,
O mevsimlerden yanlız sonbahardı,
Gözlerimde iki damla yaşta vardı,
Gönlüm paramparça, ıslak mendilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Şimdi o sokaklarda,bahçelerde kimler dolaşır bilinmez,
Bir acı var kalbimde sevgilim,dinmez.
Gönül aynam tozlu,silemez elim,
Anılarım oldu şidi,dilim dilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Ne aşkım ne sevdam,nede sen varsın,
Mevsimlerde değişti çoktan,
Buz tuttudüşlerim,saçlarımda kış,
Degişmeyen tek şey,kalbimde nakış.
İstemem sorulmasın,bu yabancı kim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
BEN
Dokuz yüz altmış altı Dünya'ya gelmişim
Amma, dönüş vakti bilinmez,
Neler geldi geçti bu ömürde bilinmez,
Hepsi silinsede,senden kalan silinmez.
Kayseri,tomarza,şıhbarak köylüyüm,
Küçükken kaybettim anamı,babamı,atamı,
Ama ben onların özü ile özlüyüm,
Uysalım,kimseler bozmazsa kafamı...
Bir zaman su salardım bir bahçeye,
Bu bahçe gül bahçesi,dikenler büyümez,
Ömür kavşağından dönsem geriye,
Rahmetli anamın tandırıda tütmez..
Düvenle sap sürerdik,Safiye halamın Erol'la,
Oltayla,tırmıkla, ırmaktan balık tutardık,
Bilir bilmez bacakkadar boyumla.
At'lar yayar,bucaklarda yatardık...
Tezek ateşinde patetesler pişerdi,
Dilimde damağımda tadı var şimdi,
O mahallenin çakallarıbize aman vermezdi,
Hatırası,elimde izi var şimdi...
Bitmez tükenmez Şıbarak hatıraları,
Hatıralar gönlüme hüzün katıyor,
......,...... onlarla ğüzeldioralar,
Onlara hala kalbimde sevği yatıyor..
Bekir KULAK
(ÖYLE GEL)
Bir gün...
Pişman olup geri dönersen eğer,
Geçmişte olanları düşünde öyle gel,
Af dilemek için kapıma geleceksen,
Unutulduğunu bilde öyle gel...
Adını yazdığım o ağacı görmek istersen,
Çoktaan kazıldığını bilde öyle gel,
Tekrar beraberlik istersen eğer,
Başkasıyla olduğumu bilde öyle gel...
Artık ne pencerem var seni koyacak,
Ne vazom ne de masam,
Sevgilimde yokki bu şehirde,
Çiçek seni alıp ne yapsam...
(((SEVİYORUMYA)))
Bazen Güneş'e sarılmak gelir içimden,
Büsbütün yanmak için...
Bazen Ay'ı tokatlamak isterim,
Aptal aptal bakmasın gökyüzünden.
Bazen rüzgarı kovalar,bazen yağmur gibi ağlarım.
Bazen bahçelere çivilerim kendimi,
Belkide gelirsin diye...
Sonra...
Uykusuz kalırım bütün gece,
Depremler olur sanırım,benim hırsımdan.
Oysaki ne Güneş'e sözüm geçer, nede Ay'a,
Nede hükmedebilirim dünyaya...
Ama olsun,
Seni SEVİYORUMYA...
B.Kulak
Dinle Beni Evlat;
Sana bir çiftsözüm var;
Beni bilmekistersen
Bende Osmanlı özü var.
Mazlumların göz yaşını
Şefkat ile silmişim.
Vatan,millet,namus,
Din ve devlet kıymetini bilmişim.
Hakkıma göz dikenilerin haklarından gelmişim!
"UNUTMA!"
Ben seni sevdiğim mütdetçe varım...
"İNAN!"
Sen benim ilham kaynağım dın...
""DİLEDİĞİN ZAMAN""
Açıktır gönlümün sana kapısı,
Dilediğin zaman girebilirsin.
Gün olur bıkarsan benim aşkımdan,
Dilediğin zaman gidebilirsin...
Mazide oynaşır aşkın anısı,
Hayalin canlanır gece yarısı.
sanmaki kapanmış gönül kapısı,
Dilediğin zaman dönebilirsin...
Seven kalbimdi,sana alıştı,
Şimdi hasretine yürek alıştı,
Yıllar sonra yine gözler bakıştı,
Dilediğin zaman gelebilirsin...
"Güzellik bir Kudrettir,Gülümseme İse Onun Kılıcıdır."
!!!BENİM ÇİÇEĞİM!!!
Beni buralarda tutma ne olursun,
Yollarıma barıkatlar kurma,
Çevir gözlerini öyle durmasın,
İncelen çok şey var aramızda,
Bırak artık burada noktalansın,
Beni burada tutmana gerek yok,
Bırak gideyim.
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Beni buralarda tutma ne olursun,
Çek gölgeni,biraz ışık göreyim.
Yağmuru batak,güneşi serin,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Güneşi sevmez oldom artık,
Bulutlarla aram iyice bozuk,
Öncedende dedim sana yine derim,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
B.Kulak
SEN UNUTMADIĞIN SURECE UNUTULDUĞUNU SANMA...
Ana
Yıllarca taşısam seni sırtımda
Hakların ödenmez bilirim ana.
Sen helal etmezsen hakkını bana
Cennete girilmez , bilirim ana.
Cennet ayakların altında senin
Temmuz sıcağıdır pamuk ellerin
Sana eziyetleri hoş görenin
Kurtuluşu olmaz , bilirim ana.
Gecenin efkarını dağıtan sen
Ilgıt ılgıt rüzgarın nefesi sen
Yorgun bakışlara neşe veren sen
Sen sevgilerin kaynağısın ana.
Kaldırımlar ses vermez bu yerlerde
Taş beton duvar aramızda perde
Dostlar sual sormaz glir geçer de
Bu şehrin kahrı çekilmiyor ana.
Alfabenin ilk harfinde gizlisin
Yaşama farkım , ilk öğretmenimsin
Sen gözyaşlarımın tek nedenisin
Seni unutmak zor , bilirim ana.
Memleketten yana bir söz duyunca
Ruhum ıslanır gurbet yamacında
Evladından ayrı yaşamak sana
Hazin bir duygudur , bilirim ana.
Ben Ayrılıkların Şairi
Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.
Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.
Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.
Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam göz yaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime
Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.
Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.
İyimser Bir Gül
Uyandım, seni düşündüm
Birdenbire duvar
Birdenbire gece yarısı...
Sonra devriye parolası
Ve rüzgar
Ve birdenbire kalp ağrısı...
Uyandım, seni düşündüm
Ey yar
Ey göğsümün sol yarısı!
Su bulanınca
Meydanlarda sesin yırtılınca
Hiç dostun kalmayınca
Sarsılmış bir ömrün
Basamaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül olsun
Dudaklarında...
Dert etme, iyiyim ben
Ara sıra mahşer
Ara sıra yaşama hırsı...
Sonra mazgal altı zulası
Ve mektuplar
Ve ara sıra hasret belası...
Dert etme, iyiyim ben
Ey yar
Ey hüznümün tütün sarısı...
Kan bulaşınca
Yangınlarda yüzün harlaşınca
Saçların tutuşunca
Zorlanmış bir hükmün
Tutanaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül açsın
Yanaklarımda...
Tuhaf Bir Aşk
Seni tam sevmeye başlamışken
kaybetmekten korkuyordu.
Kuş gibi bir gün avuçlarından
uçacaksın biliyordu.
Biliyordu ki yuvadan uçtuğun gün
yüreği kan ağlayacak.
Seni beyaz gelinlikle gördüğünde
mutlulukla gülerken beşer,
boşaltacaktı kanlı gözyaşlarını içine
kimselere sezdirmeden.
Ta ki ölene değin.
Öldüğünde yatıracaklar onu masaya
Yaracak göğsünü hekim,
Çıkaracak acılı yüreği dışarı,
Kanlı gözyaşları ilk günkü gibi taze.
Yürek son defa o zaman konuşacak
Tek kelime söyleyecek;seviyorum
Diyerek hüzünle karışık
Tanrıya teslim olacak.
"Sevgiliye özlem"
İşte yine seninleyim sevgilim,
Yanlızlığımı paylaşıyorum.
Öyle bir yanlızlıki...
Gönlümün derinlerinden esen rüzgarlar gibi.
İşte seni görüyorum bana gülümsüyorsun,
Avizeden duvara yansıyan ışıklar gibi...
Bak perde kımıldıyor,nefes alıyorsun,
Bana dağıttığın gülücüklerin ardından...
İşte dışarıda yağmur başladı,
Fakat sen ağlıyorsun.
Anladım ayrılık sanada zor geldi,
Benim boynumu büktün,seninde bağrını deldi.
Meğer ne zormuş sensiz olmak,
Arayıpta seni bulamamak,
Bir kere aşık olmak,
Bin kere ölmek gibi...
Bekir KULAK
Onunla geziyorduk elele,
Dönüp baktım Bir gül'e bilebile...
Utanmadınmı?dedi;ve ekledi,
Nasıl bakarsın,ben varken Bir gül'e...
-!O MAHALLE'YE!-
O günlerden buruk bir hatıram kaldı,
O mevsimlerden yanlız sonbahardı,
Gözlerimde iki damla yaşta vardı,
Gönlüm paramparça, ıslak mendilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Şimdi o sokaklarda,bahçelerde kimler dolaşır bilinmez,
Bir acı var kalbimde sevgilim,dinmez.
Gönül aynam tozlu,silemez elim,
Anılarım oldu şidi,dilim dilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Ne aşkım ne sevdam,nede sen varsın,
Mevsimlerde değişti çoktan,
Buz tuttudüşlerim,saçlarımda kış,
Degişmeyen tek şey,kalbimde nakış.
İstemem sorulmasın,bu yabancı kim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
BEN
Dokuz yüz altmış altı Dünya'ya gelmişim
Amma, dönüş vakti bilinmez,
Neler geldi geçti bu ömürde bilinmez,
Hepsi silinsede,senden kalan silinmez.
Kayseri,tomarza,şıhbarak köylüyüm,
Küçükken kaybettim anamı,babamı,atamı,
Ama ben onların özü ile özlüyüm,
Uysalım,kimseler bozmazsa kafamı...
Bir zaman su salardım bir bahçeye,
Bu bahçe gül bahçesi,dikenler büyümez,
Ömür kavşağından dönsem geriye,
Rahmetli anamın tandırıda tütmez..
Düvenle sap sürerdik,Safiye halamın Erol'la,
Oltayla,tırmıkla, ırmaktan balık tutardık,
Bilir bilmez bacakkadar boyumla.
At'lar yayar,bucaklarda yatardık...
Tezek ateşinde patetesler pişerdi,
Dilimde damağımda tadı var şimdi,
O mahallenin çakallarıbize aman vermezdi,
Hatırası,elimde izi var şimdi...
Bitmez tükenmez Şıbarak hatıraları,
Hatıralar gönlüme hüzün katıyor,
......,...... onlarla ğüzeldioralar,
Onlara hala kalbimde sevği yatıyor..
Bekir KULAK
(ÖYLE GEL)
Bir gün...
Pişman olup geri dönersen eğer,
Geçmişte olanları düşünde öyle gel,
Af dilemek için kapıma geleceksen,
Unutulduğunu bilde öyle gel...
Adını yazdığım o ağacı görmek istersen,
Çoktaan kazıldığını bilde öyle gel,
Tekrar beraberlik istersen eğer,
Başkasıyla olduğumu bilde öyle gel...
Artık ne pencerem var seni koyacak,
Ne vazom ne de masam,
Sevgilimde yokki bu şehirde,
Çiçek seni alıp ne yapsam...
(((SEVİYORUMYA)))
Bazen Güneş'e sarılmak gelir içimden,
Büsbütün yanmak için...
Bazen Ay'ı tokatlamak isterim,
Aptal aptal bakmasın gökyüzünden.
Bazen rüzgarı kovalar,bazen yağmur gibi ağlarım.
Bazen bahçelere çivilerim kendimi,
Belkide gelirsin diye...
Sonra...
Uykusuz kalırım bütün gece,
Depremler olur sanırım,benim hırsımdan.
Oysaki ne Güneş'e sözüm geçer, nede Ay'a,
Nede hükmedebilirim dünyaya...
Ama olsun,
Seni SEVİYORUMYA...
B.Kulak
Dinle Beni Evlat;
Sana bir çiftsözüm var;
Beni bilmekistersen
Bende Osmanlı özü var.
Mazlumların göz yaşını
Şefkat ile silmişim.
Vatan,millet,namus,
Din ve devlet kıymetini bilmişim.
Hakkıma göz dikenilerin haklarından gelmişim!
"UNUTMA!"
Ben seni sevdiğim mütdetçe varım...
"İNAN!"
Sen benim ilham kaynağım dın...
""DİLEDİĞİN ZAMAN""
Açıktır gönlümün sana kapısı,
Dilediğin zaman girebilirsin.
Gün olur bıkarsan benim aşkımdan,
Dilediğin zaman gidebilirsin...
Mazide oynaşır aşkın anısı,
Hayalin canlanır gece yarısı.
sanmaki kapanmış gönül kapısı,
Dilediğin zaman dönebilirsin...
Seven kalbimdi,sana alıştı,
Şimdi hasretine yürek alıştı,
Yıllar sonra yine gözler bakıştı,
Dilediğin zaman gelebilirsin...
"Güzellik bir Kudrettir,Gülümseme İse Onun Kılıcıdır."
!!!BENİM ÇİÇEĞİM!!!
Beni buralarda tutma ne olursun,
Yollarıma barıkatlar kurma,
Çevir gözlerini öyle durmasın,
İncelen çok şey var aramızda,
Bırak artık burada noktalansın,
Beni burada tutmana gerek yok,
Bırak gideyim.
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Beni buralarda tutma ne olursun,
Çek gölgeni,biraz ışık göreyim.
Yağmuru batak,güneşi serin,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Güneşi sevmez oldom artık,
Bulutlarla aram iyice bozuk,
Öncedende dedim sana yine derim,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
B.Kulak
SEN UNUTMADIĞIN SURECE UNUTULDUĞUNU SANMA...
Ana
Yıllarca taşısam seni sırtımda
Hakların ödenmez bilirim ana.
Sen helal etmezsen hakkını bana
Cennete girilmez , bilirim ana.
Cennet ayakların altında senin
Temmuz sıcağıdır pamuk ellerin
Sana eziyetleri hoş görenin
Kurtuluşu olmaz , bilirim ana.
Gecenin efkarını dağıtan sen
Ilgıt ılgıt rüzgarın nefesi sen
Yorgun bakışlara neşe veren sen
Sen sevgilerin kaynağısın ana.
Kaldırımlar ses vermez bu yerlerde
Taş beton duvar aramızda perde
Dostlar sual sormaz glir geçer de
Bu şehrin kahrı çekilmiyor ana.
Alfabenin ilk harfinde gizlisin
Yaşama farkım , ilk öğretmenimsin
Sen gözyaşlarımın tek nedenisin
Seni unutmak zor , bilirim ana.
Memleketten yana bir söz duyunca
Ruhum ıslanır gurbet yamacında
Evladından ayrı yaşamak sana
Hazin bir duygudur , bilirim ana.
Ben Ayrılıkların Şairi
Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.
Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.
Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.
Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam göz yaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime
Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.
Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.
İyimser Bir Gül
Uyandım, seni düşündüm
Birdenbire duvar
Birdenbire gece yarısı...
Sonra devriye parolası
Ve rüzgar
Ve birdenbire kalp ağrısı...
Uyandım, seni düşündüm
Ey yar
Ey göğsümün sol yarısı!
Su bulanınca
Meydanlarda sesin yırtılınca
Hiç dostun kalmayınca
Sarsılmış bir ömrün
Basamaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül olsun
Dudaklarında...
Dert etme, iyiyim ben
Ara sıra mahşer
Ara sıra yaşama hırsı...
Sonra mazgal altı zulası
Ve mektuplar
Ve ara sıra hasret belası...
Dert etme, iyiyim ben
Ey yar
Ey hüznümün tütün sarısı...
Kan bulaşınca
Yangınlarda yüzün harlaşınca
Saçların tutuşunca
Zorlanmış bir hükmün
Tutanaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül açsın
Yanaklarımda...
Tuhaf Bir Aşk
Seni tam sevmeye başlamışken
kaybetmekten korkuyordu.
Kuş gibi bir gün avuçlarından
uçacaksın biliyordu.
Biliyordu ki yuvadan uçtuğun gün
yüreği kan ağlayacak.
Seni beyaz gelinlikle gördüğünde
mutlulukla gülerken beşer,
boşaltacaktı kanlı gözyaşlarını içine
kimselere sezdirmeden.
Ta ki ölene değin.
Öldüğünde yatıracaklar onu masaya
Yaracak göğsünü hekim,
Çıkaracak acılı yüreği dışarı,
Kanlı gözyaşları ilk günkü gibi taze.
Yürek son defa o zaman konuşacak
Tek kelime söyleyecek;seviyorum
Diyerek hüzünle karışık
Tanrıya teslim olacak.
"Sevgiliye özlem"
İşte yine seninleyim sevgilim,
Yanlızlığımı paylaşıyorum.
Öyle bir yanlızlıki...
Gönlümün derinlerinden esen rüzgarlar gibi.
İşte seni görüyorum bana gülümsüyorsun,
Avizeden duvara yansıyan ışıklar gibi...
Bak perde kımıldıyor,nefes alıyorsun,
Bana dağıttığın gülücüklerin ardından...
İşte dışarıda yağmur başladı,
Fakat sen ağlıyorsun.
Anladım ayrılık sanada zor geldi,
Benim boynumu büktün,seninde bağrını deldi.
Meğer ne zormuş sensiz olmak,
Arayıpta seni bulamamak,
Bir kere aşık olmak,
Bin kere ölmek gibi...
Bekir KULAK
Onunla geziyorduk elele,
Dönüp baktım Bir gül'e bilebile...
Utanmadınmı?dedi;ve ekledi,
Nasıl bakarsın,ben varken Bir gül'e...
-!O MAHALLE'YE!-
O günlerden buruk bir hatıram kaldı,
O mevsimlerden yanlız sonbahardı,
Gözlerimde iki damla yaşta vardı,
Gönlüm paramparça, ıslak mendilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Şimdi o sokaklarda,bahçelerde kimler dolaşır bilinmez,
Bir acı var kalbimde sevgilim,dinmez.
Gönül aynam tozlu,silemez elim,
Anılarım oldu şidi,dilim dilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Ne aşkım ne sevdam,nede sen varsın,
Mevsimlerde değişti çoktan,
Buz tuttudüşlerim,saçlarımda kış,
Degişmeyen tek şey,kalbimde nakış.
İstemem sorulmasın,bu yabancı kim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
BEN
Dokuz yüz altmış altı Dünya'ya gelmişim
Amma, dönüş vakti bilinmez,
Neler geldi geçti bu ömürde bilinmez,
Hepsi silinsede,senden kalan silinmez.
Kayseri,tomarza,şıhbarak köylüyüm,
Küçükken kaybettim anamı,babamı,atamı,
Ama ben onların özü ile özlüyüm,
Uysalım,kimseler bozmazsa kafamı...
Bir zaman su salardım bir bahçeye,
Bu bahçe gül bahçesi,dikenler büyümez,
Ömür kavşağından dönsem geriye,
Rahmetli anamın tandırıda tütmez..
Düvenle sap sürerdik,Safiye halamın Erol'la,
Oltayla,tırmıkla, ırmaktan balık tutardık,
Bilir bilmez bacakkadar boyumla.
At'lar yayar,bucaklarda yatardık...
Tezek ateşinde patetesler pişerdi,
Dilimde damağımda tadı var şimdi,
O mahallenin çakallarıbize aman vermezdi,
Hatırası,elimde izi var şimdi...
Bitmez tükenmez Şıbarak hatıraları,
Hatıralar gönlüme hüzün katıyor,
......,...... onlarla ğüzeldioralar,
Onlara hala kalbimde sevği yatıyor..
Bekir KULAK
(ÖYLE GEL)
Bir gün...
Pişman olup geri dönersen eğer,
Geçmişte olanları düşünde öyle gel,
Af dilemek için kapıma geleceksen,
Unutulduğunu bilde öyle gel...
Adını yazdığım o ağacı görmek istersen,
Çoktaan kazıldığını bilde öyle gel,
Tekrar beraberlik istersen eğer,
Başkasıyla olduğumu bilde öyle gel...
Artık ne pencerem var seni koyacak,
Ne vazom ne de masam,
Sevgilimde yokki bu şehirde,
Çiçek seni alıp ne yapsam...
(((SEVİYORUMYA)))
Bazen Güneş'e sarılmak gelir içimden,
Büsbütün yanmak için...
Bazen Ay'ı tokatlamak isterim,
Aptal aptal bakmasın gökyüzünden.
Bazen rüzgarı kovalar,bazen yağmur gibi ağlarım.
Bazen bahçelere çivilerim kendimi,
Belkide gelirsin diye...
Sonra...
Uykusuz kalırım bütün gece,
Depremler olur sanırım,benim hırsımdan.
Oysaki ne Güneş'e sözüm geçer, nede Ay'a,
Nede hükmedebilirim dünyaya...
Ama olsun,
Seni SEVİYORUMYA...
B.Kulak
Dinle Beni Evlat;
Sana bir çiftsözüm var;
Beni bilmekistersen
Bende Osmanlı özü var.
Mazlumların göz yaşını
Şefkat ile silmişim.
Vatan,millet,namus,
Din ve devlet kıymetini bilmişim.
Hakkıma göz dikenilerin haklarından gelmişim!
"UNUTMA!"
Ben seni sevdiğim mütdetçe varım...
"İNAN!"
Sen benim ilham kaynağım dın...
""DİLEDİĞİN ZAMAN""
Açıktır gönlümün sana kapısı,
Dilediğin zaman girebilirsin.
Gün olur bıkarsan benim aşkımdan,
Dilediğin zaman gidebilirsin...
Mazide oynaşır aşkın anısı,
Hayalin canlanır gece yarısı.
sanmaki kapanmış gönül kapısı,
Dilediğin zaman dönebilirsin...
Seven kalbimdi,sana alıştı,
Şimdi hasretine yürek alıştı,
Yıllar sonra yine gözler bakıştı,
Dilediğin zaman gelebilirsin...
"Güzellik bir Kudrettir,Gülümseme İse Onun Kılıcıdır."
!!!BENİM ÇİÇEĞİM!!!
Beni buralarda tutma ne olursun,
Yollarıma barıkatlar kurma,
Çevir gözlerini öyle durmasın,
İncelen çok şey var aramızda,
Bırak artık burada noktalansın,
Beni burada tutmana gerek yok,
Bırak gideyim.
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Beni buralarda tutma ne olursun,
Çek gölgeni,biraz ışık göreyim.
Yağmuru batak,güneşi serin,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Güneşi sevmez oldom artık,
Bulutlarla aram iyice bozuk,
Öncedende dedim sana yine derim,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
B.Kulak
SEN UNUTMADIĞIN SURECE UNUTULDUĞUNU SANMA...
Ana
Yıllarca taşısam seni sırtımda
Hakların ödenmez bilirim ana.
Sen helal etmezsen hakkını bana
Cennete girilmez , bilirim ana.
Cennet ayakların altında senin
Temmuz sıcağıdır pamuk ellerin
Sana eziyetleri hoş görenin
Kurtuluşu olmaz , bilirim ana.
Gecenin efkarını dağıtan sen
Ilgıt ılgıt rüzgarın nefesi sen
Yorgun bakışlara neşe veren sen
Sen sevgilerin kaynağısın ana.
Kaldırımlar ses vermez bu yerlerde
Taş beton duvar aramızda perde
Dostlar sual sormaz glir geçer de
Bu şehrin kahrı çekilmiyor ana.
Alfabenin ilk harfinde gizlisin
Yaşama farkım , ilk öğretmenimsin
Sen gözyaşlarımın tek nedenisin
Seni unutmak zor , bilirim ana.
Memleketten yana bir söz duyunca
Ruhum ıslanır gurbet yamacında
Evladından ayrı yaşamak sana
Hazin bir duygudur , bilirim ana.
Ben Ayrılıkların Şairi
Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.
Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.
Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.
Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam göz yaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime
Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.
Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.
Bir Gariptir Benim Hikayem
Bir gariptir benim hikayem herkes gibi yasadım herkes gibi nefes
aldım; aslında kimse gibi yasamadım çünkü ben farklı sevdim ...
Beynimin her karesine kalbimin her noktasına seni
yerleştirdim ağzımdan çıkan her sözde, gözlerimden akan her damla yasta
sen vardın. Saniyeler seninle geçti... Yüzünü aklıma öyle kazıdım ki
her kime baktıysam senden bir şeyler aradım.. Aradım ya kimse senin
gibi değildi. Senden başka herkse yabancı geldi bana kimseyle senin
gibi konuşamadım. Bir anda kalbimden ve aklımdan herkesi sildin...
Sadece sen vardı yalnızca sen... Hayattan yorulan kalbim seninle
tekrar atmaya başladı dünyada ki en farklı ve en güzel duyguyu seninle
yasadı belki de... Ve ben her güne seni
Kalbimin isyanı deli deniz, azgın
Seni sayıklıyor duygularım,biçare
Ateşli, ölümüne hasta, çare yok
Atmak istiyorum, rüyalarıma girme
Al hayalini ama, yinede gitme
Kapılmışım, aşk'ının fırtınası kudurmuş
Uçuruyor, çırpındıkça savuruyor
Gözlerin esir alıyor kendine
Bakışların yakıyor, mil cekiyor gözlerime
Bağrımdaki ateş kör, kor kor
Bir seni görüyor, yanıyor bir seninle
Yıkıyorsun kağıttan evlerimi
Ben yuvasız, kanatsız kuş
Yağmurlar ıslatıyor yanaklarımı
Çaresiz, sessiz
Zavallı hayellerim yıkılmış sensiz
Oysa sen, sen dertsiz kedersiz
Mutlusun değilmi varlığımdan habersiz
Güzelim
Munzurun tepesinde bir gül olsam
Kar altinda açan kardelen olsam
Günes olub kutba dogsam
Bir lafın beni öldürür be GÜZELİM
Gecenin sessizliginde beyninde bir çıglık duyarsan
Yahut bir sarhoş yolda aglıyor sanarsan Titrek bir sesle ismini duyarsan
İşte o benim be GÜZELİM
Benİm Sevda Çİçeğİm
Benim sevda çiçeğim açar dört mevsim
O gonca ki baharı yeniden alır
Sakın esme mevsimim hazan üstüne
Gül yaprağın döker de dikeni kalır
Benim sevda çiçeğim açıyor renk renk
O hareler ki aklımı başımdan alır
Sakın solma çiçeğim sevdam üstüne
Solarsan renginden eser mi kalır
Benim sevda çiçeğim kokuyor vefa
Vefasız sevgililer ki hep âh alır
Sakın olma bivefa sevdam üstüne
Çektiğin yanında âhım ne kalır
Benim sevda çiçeğim duyuyor özlem
Duymazsa sevgiler değer mi alır
Sakın dolma özlemim fırkat üstüne
Yâr ile vuslatım ölüme kalır
Benim sevda çiçeğim besliyor sevgi
Doymayan ruhlar ki hep yara alır
Sakın koyma gönlünü ağyar üstüne
Sevmeyi bilmeyen ruh sevgisiz kalır
Benim sevda çiçeğim döküyor yaprak
O yapraklar ki güzün gazele kalır
Sakın esme sonbaharım sevdam üstüne
Kara topraklar benden güzeli alır
Benim sevda çiçeğim suluyor aşkı
O pınar ki içmeyen nasip mi alır
Sakın zehri şarabı sevdam üstüne
Sevgiden ve benden geri ne kalır
Aşk İntİharda
Acılar
Taçsız hükümranlığının yüzerken
İhtişamında
Sevgi
Denizinde hasret boğulur
Vuslata ermez ki gönül
Akşamında
Bülbülün coşkun sazı gülüşüdür
Gülüdür
İltifat
Kanatır dikeniyle...Ölüşüdür
Ödülüdür
Hayat
Kovulur ölümün sıcağına
Gönül bahçesinden
Serenadı
Dünya penceresinden...
Kâinat kucağına
Kimbilir silinir adı
Kimbilir
Kaç feryat çiçeği tutkundur
Bir aşkın nisyanında
Bin nedamet bulunur
Dil suskundur isyanında
Yaşasa da bir beden çilesini
Ruh ölüyor baharında
Bir aşk ölüyor
Öldürüyor binlercesini
İntiharında
Senİ Seven Bİrİ
Hatırlar mısın birtanem,hatırlar mısın bilmem
Hatıralar sislerde,çok eskilerde kaldı
Aşk tatmamış bedeni,tertemiz duyguları
Gencecik coşkularla
Seni seven biri vardı
Kalbine giren oktun hatıra defterinde
Ağaçlara ismini ismin ile kazdığı
Şiirleyip satır satır yazdığı
Odasında baş ucuna astığı
Sendin
İşte böylesine birtanem
Seni seven biri vardı
Böylesine seni yaşar,sana tapardı
Haayt bu biratnem,yaşandı yıllar
Yaşandı sensiz
Yaşandı yaşanmasına çaresiz
Seni seven birinin gözlerinde yaşlar
Sessiz sessiz
Sahte gülüşlere saklandı
Kimsesiz
Kendiyle başbaşa kaşınca birtanem
Şüphesiz
Seller gibi boşandı
Baktı göremez oldu
Öldü de dirildi bin kez bedende ruhu
Aşkı içinde ölemez oldu
Seni seven biri öylesine soldu ki birtanem
Bir daha kimseyi sevemez oldu
Yaşandı yıllar...Tükendi sensiz
Tükendi seni seven biri şüphesiz
Sonunda anladı ki birtanem,aşk
Varlığında sonsuz
Sensizlikte çaresiz
Delİ Sevda
Bir deli sevda koptu yüreğimden,hıçkırdı
Gökyüzü
Ağladı derinden
Yağmurdu bulutlara
Fışkırdı çizgileri
Kırmızı,mavi,yeşil
Kırmızı,mavi,yeşil yerinden
Tutkundu umutlara
Bir deli sevda baktı yüreğimden
Bir deli sevda aktı yüreğimden
Suskundu...Ezgileri suskundu
Nice pehlivanlar büktü bileğinden
Yutkundu ağıtlara
Bir deli sevda uçtu yüreğimden
Takıldı kuşun kanadına
Adında sevda vardı
Uçtu gitti direğinden
Vardı sevdalının yanına
Kanadı kuşun kanadı
Ezgilerden çizgilerden kanadı
Beden taşıyordu ruhunda
Taşıyordu deli yüreği
Ezgilerden...Çizgilerden
Sevda mı
Yeter Kİ Sen Ara
Her zaman kalbimdesin diyorsun bana
Beni mutlu ediyor söylediklerin
Özledim dedin de ömürsün bana
Aklıma geldi hep bilmediklerim
Aranmak ne güzel arayana eş
Aranmayan ayları ararmış güneş
Bir telefonunla yettin de bana
Bırak aramasınlar sevmediklerim
Yeter ki sen ara bir tek sen yeter
Kırgınlıklar,hasretler o anda biter
Aşkın heyecanında sonsuza gider
Saklayıp da içimden silmediklerim
Oysa ki gönlün beni severmiş
Aşkın ifadesine sesin yetermiş
Telefonun ucunda bir bir beklermiş
Bunca zaman bakıp da görmediklerim
Şu geçkin gönlümde filiz yeşermiş
Aşk ezelden sonsuza dek ruhta yaşarmış
Meğer ki sesinde beni anarmış
Elimdeyken bilmeden kaybettiklerim
Yeter ki sen ara bir tek sen yeter
O anlamsız gururum sesinde biter
Ömrümün sonbaharı kışıyla yiter
Ruhuma geri gelir özlediklerim
Yeter ki sen ara bir tek sen yeter
Yedeksiz Hayatların Sahibiyiz Biz Sevgilim
Gölgen ebe
Saklambaç oluyorum
Arzu nesnelerimin esrarıyla
Sana çoğalırken...
Göğsüne değen
Göz yaşlarımın ıslaklığıyla
Başka bir kılıkta,seni yedin
Keşfetmek istiyorum!...
Kaldığım yer tam burası
Aşk yarası!...
Diz,dizeyim,göz gözeyim
Zihimin yarattığı
Yalnızlığım ve sensizliğimle
Işıksızım,üşüyorum!
Elini uzatıyor omzuma güneş
Ellerimin havaya kaldırıyorum
Ruh ikliminde
Buluyorum kendimi..
Ama sen,
Aradıklarından kaçarken
Yüzleşeceksin ihtişamlı pişmanlığıla
Düşeceksin düşlerime
Ve ben
Dönmeyeceğim asla
Sırtımı sana!...
Sevigimi
Aşkımıza saklıyorum,
Rüzgarıyla kavuşturması için bizi...
Umuda doyamadığım,
İmkansızlığın olduğu tek yerde
Renklerin dilinden konuşurken
İçinde ki güzellik yansıyacak aşka dair inan!!!
Yedeksiz hayatların sahibiyiz biz sevgilim
Zamanı iyi kullanmalı
Sevmeliyiz artık birbirimizi!...
Ve şiir amacını aşmadan
Dön bana,öp beni!
Geçsin bu aşk yarası...
Kalbim adını unutacak kadar adi ise ellerim onu parçalayacak kadar asildir...!
Dost Sandıklarım
Bu gecede efkardayım yine
yer gök sallantıda sevgisiz aşksız
yürek bu işte neyaptığı belirsiz
sevgisiz yine asksız bi çare
sırtımdan vurdu işte yine gece tıpkı dost sandıklarım gibi
anlaşılmayan birçok soru var beynimde
çözümü bulunmayan cevapsız tıpkı çözülmeyen dostlarım gibi
hepsi hainlermiş meğer deli fırtına gibi delirttiler dost sandıklarım..........
Aşka Güzelleme
Aç ey sevgili gönül penceremi
Köşe bucak her taraf sen görünür
Dışımdaki yokluğun yakar içimi
Ellere dışım hep şen görünür
Kim bilsin gizli hasretlik çekeni
Aşkına aşikar düşen görünür
Batsa da ruhuma ince dikeni
Gözüme yine gül şen görünür
Ismarlama Sevdalar
Ismarlama saatlerde geldin bana hep
Kahır gecelerde ölüm saatlerinde yoktun
Ismarlama saatlerde geldin gelmesine de
Sokaktaki yabancı gibi ha var ha yoktun
Duyup da feryadımı daral anlarında
Sözde ilaç olmaya yarama bir koşu geldin
Tebdil-i mana etmiş sözler dudaklarında
Bir yanımı sararken öbür yanımı deldin
Ismarlama telefonlar ettin bilinmeyenden
Ucuz romanlarla avuttun çocuk aklımı
Umarken vaslını diyar-ı gelinmeyenden
Yaz gününde kış eyledin gönülde iklimi
Ismarlama mektuplar verdin postaya
Yaldızlı sözcüklerle kaleme alınmış
Bugün gelirim dedin gelmedin haftaya
Aşkın misali vaatlerin de yalanmış
Bu hayatı ben ısmarlamadım bile bile
Mahkum edildim yerlerde sürünmeye
Ey arsız sevgili artık sana güle güle
Gücüm yok ısmarlama aşka direnmeye
Ellerİnde Üşüyor Ellerİm
Geceye katık ettim gündüzden kalma sevda kırıntılarını
Gönül teknemde yoğuruyorum bal ile sirkeyi
Elemlere bulanmış yüreğim çalkantılı fırtınaya teslim
Zehir acısı ağzımda zehir zemberek kelimeler
Ellerim ellerinde ilk defa üşüyor
Ellerim...
Zavallı çocuk ellerim
Cılız ellerim
Buz kesmiş küçük ellerim...
Ellerinden ellerim yaprak yaprak düşüyor
Tutkusuzluktan tutuluyor dilim
Dilimde sarılı veda sözcükleri
Mutsuzluk mevsiminde umutsuzluk yağmada geceye
Kırlmış yüreğimin kilitleri
İçimde sevdan yağmalanıyor
Ellerim...
Çocuk ellerim
Ellerinde üşüyen solgun ellerim
Sevgi yitimi fırtınasında
İnce bir dal gibi kırılgan ellerim...
Yüreğimdeki sevda leşine sırtlanlar üşüşüyor
Ellerinde ellerim tarifsiz üşüyor
Ellerinde yangınlar üşüyor
Ellerinde volkanlar üşüyor
Ellerimde bir Parkinson titremesi
Duyuyor musun içimden gelen ince sesi
Ellerinden ellerim tel tel düşüyor
Ellerim...
Çocuk ellerim
Ellerinsiz ellerim
Ellerim ellerinde neden üşüyor?
Masal Aşk
Var mısın...
Masal gibi bir aşk yaşayalım seninle
Bir sen bir ben bilelim yaşananları
Sonra denizden bir boş sayfa açıp
Var mısın...
Sulara yazalım masal aşkımızı
Varsın yaşanmamış olsun
Dalgalar kayalarda söylesin şarkımızı
Aşkımız kıyı kıyı, liman liman dolaşsın
Var mısın...
Bir düş olup düşelim sulara
Bedenlerimiz arzulara teslim
Aşk selinde yıkanalım sırılsıklam
Dev dalgalarda bir bedende sarsılalım
Var mısın...
Koskoca bir ummanda kaybolalım
Aşkımızı anlatalım uçan kuşa
Dolaşıp liman liman cümle alemi
Fırtınada aynı limana sığınalım
Var mısın...
Yazalım yaşanmış gibi yaşanmamışları
Öpüşmelerimizi boş kumsalda
Hayal sevişmelerimizi bulutlar altında
İster adı masal olsun aşkımızın
Var mısın...
Bir gecede bin defa ölelim
İçimizde masalsı ürpermeler
Kah ağlayalım kah gülelim
Sulara aşkımızı yazıp acıları silelim
Var mısın...
Bir masal yazalım sulara
Yaşanmamış aşkımızın masalını
Sonra ölelim hiç yaşamamış gibi yarın
Masal aşkımız sularda yaşasın
Aşk Yolcusu
Sersefil düşmüş aşk yoluna yürümüşüm
Bahar dalında gonca iken çürümüşüm
Yıllar sonra gelmişim kapına perişan
Yoksa aradığım sevgi sen değil misin
Acep nedir beni sana seni bana çeken
Sarmaşık dalı gibi ruhuma eğilmişken
İntizar saatlerimde sis olup çöken
Yoksa özlenen o sevgi sen değil misin
Bilsem ki sevmek seni en ölümcül hata
Ölmek en büyük sevabım olsun dünyada
Nasip olsun böylesi ölüm her aşığa
Ölen ben isem öldüren sen değil misin
Budur düzen vurur davul dengi dengine
Gül dalında gonca döner kendi rengine
Uyup kalbimin bozuk düzen ahengine
Beni sana kul köle eden sen değil misin
Hangi zengin güldürmüş ki hangi yoksulu
Düşmüşüm yoluna yok sırtımın tek çulu
Hak yolunda dilenen şu zavallı kulu
Yaşarken mezara koyan sen değil misin
Yİtİk Aşk
Leşcil kuşlar üleş kapışmada köhnemiş bedenden
Sırtlanlar ölüm ağıtını uluyor içimin bozkırında
Yavru bir ceylan soluyor kesik kesik şuramda
Can çekilmede gayrı canana can veren bedenden
Toprakta kesif kan kokusu kurtlara davetkar
Dilime dolanıyor şimdi hiç söyleyemediğim adın
Sen vaslına eremediğim zulümkar, ah sen o kadın
Uğruna perişan oldu nevbaharda şahane lalezar
Ruhunun kasvetli karanlığı bin dert katıyor derde
Yitikliğim, yitmişliğim, derdinle tükenip bitmişliğim
Ne ciğerimi yakan zifir deva şimdi, ne de yetmişliğim
Bir kör kurşuna yenik düşmüş şimdi aşk yatıyor yerde
Yoktun
Kahrettim karınca adımlarıma kalıp da mahkum
Ararken her köşesini bu kentin
Çünkü... sen yoktun...!
Karıncalar kemirdi yokluğunun kararttığı odalarda
Senle dolu aydınlık düşlerimi
Uyandım... yoktun...!
İhtimal belki bu köşe bucak belki yalan belki gerçek
Dolaştım arı gibi binbir çiçek
Konacaktım... yoktun...!
İyi günlerimde hasretim oldun kara günümde umut
Diledim son gün elimden tut
Aradım... yoktun...!
Gitmedin Biliyorum
Seni kokladim,
icime isledim her bakisini.
Seni denizde aradim,
her dalgaylan uzaklasdigini,
bildigim halde.
Herkes dediki o yok artik,
birak!
yuzles gerceklen!
Nasil olur be gulum,
gormezlermi,
benim her baktigim yerde sen varsin.
Benim her aldigim nefes ikimiz icin,
onlar anlamaz,
sen yorma kendini!
Biz iki ayri kisi deyilizki,
tekiz ikimiz!
Beni almadan gitmen imkansiz,
onlar anlamaz,
sen yorma kendini!
Ben seni her dokunusumda hissediyorum,
burdasin biliyorum!
Sana burdan sesleniyorum,
Seni tum kalbimlen!
ilel ebet!
Sana Hiç Anlatmadım
Sana hiç anlatmadım,
o soğuk hastahane odasında,
sen çarşafı çekerken yüzüme yaşıyor olduğumu aslında hala.
o en sevdiğim ellerini seyrediyor olmam engel olmuştu,
şuan bu üstesinden gelemediğim boşluğa
beni umarsızca bırakıp gidiyor oluşunu anlamama.
ve parmaklarının gün geçtikçe -benimkiler gibi- incelmediğini,
saçlarının beyazlamadığını farkadince anladım
aslında hayal olduğunu..
sen gerçekte öyle inandırmıştın ki kendini öldüğüme
cenazesinde çok ağladığın;
ama bir daha mezarına hiç uğramadığın bir yakınındım artık..
ve ben sana hiç anlatmadım
O soğuk hastahane odasında bıraktığın günden bu yana ben
senin sandığından çok daha fazlasını yaşıyorum
Sabahsiz Bir Gece
SABAH OLMAYAN BIR GECEDE SENI DUSUNMEK,
HAYALINE DALMAK,
SENSIZ SANA AGLAMAK
OYLE ZORKI BI TANEM.
YASAMAK;
SENSIZLGIN ACISINI YASAMAK
YOK OLAN BU ZAMANDA SENSIZ YASLANMAK
SENI ZAMANSIZ SEVMEK,
SEVDANA ZAMANSIZ YENILMEK
SABAHI SENSIZ ETMEK OYLE ZORKI BI TANEM.
ISTE BEN SABAHI OLMAYAN BIR GECEDE
ZAMANLA YARISIYORUM
SENSIZLIGIN ACISIN GECELERDEN KENDIMDEN ALIYORUM.
SENSIZ SABAH OLMASSADA SENI YASIYORUM
SENI SEVIYORUM
Gelmedin
Bütün gün kapıda,bekledim durdum
Sana demek için,cümleler kurdum
sözünü tutacak diye avundum...
Tutmadın sözünü,yine gelmedin.
Oysa inanmıştım;brn sevdiğine
Gülüşün kazındı;şu yüreğime
Neler vermezdimki,bir öpüşüne
Tutmadın sözünü; yine gelmedin...
Kimbilir nasıldın,son zamanlarda
Kalbin kimlerleydi;hangi diyarlarda
Özlemiştim seni,hani birazda...
Tutmadın sözünü;yine gelmedin...
Hiçmi hatırı yoktu,eski günlerin
Hani ebediydi,o sevmelerin?
Yine boşa çıktı,tüm cümlelerin
Tutmadın sözünü ;yine gelmedin
Gözümde Büyütmüşüm Güzelliğini
Mutluluktan uçardım;bir gülüşünle
Nasılda anlatırdım,herkese seni
Paylaşmak istemezdim,asla ellerle
Gözümde büyütmüşüm,güzelliğini
Oysaki yemin etmiştim,ben sevmemeye
Kimse için kalbimi,incitmemeye
Dayanacak gücüm yok,bu gitmelere
Gözümde büyütmüşüm,güzelliğini
Şimdi o günlerimi,hüzünle andım
Yemyeşil gözlerine,ilk anda kandım
Nasılda birdenbire,sana bağlandım
Gözümde büyütmüşüm güzelliğini...
Gİdesİm Gelİyor
Özlemler,boynuma takılı bir ip
Anılar beynimde gezinir garip
Herşeyi bir anda kenara itip
Gidesim geliyor,çok uzaklara...
Öyle anlar varki maziden kalan
Gözyaşı,üzüntü,nedamet falan
Tüm acılar baki,mutluluk yalan
Diyesim geliyor,boş duvarlara...
Yapmacık gülüşler,var etrafımda
Dar günümde,kimse kalmaz yanımda
Teselli edenim yok,ağladığımda
Kızasım geliyor,sahte dostlara....
Meğer nasıl ömür yaşamışım ben,
Güzel bir günüm geçmemiş,hayata değen
Herkesi deliler gibi severken
Gidesim geliyor,çok uzaklara
Gidesim geliyor,hak diyarlara...
Boşuna
Bir çift göze,hemen kanıp da
Onu kendim gibi dürüst sanıp da
Gece uyumadan,hayal kurup da
Boşuna sevinmek,gülmek boşuna...
Herşey bana inat ters gidiyorsa
Ömrüm biri için heba olmuşsa,
Gözünü dikipde ,yalçın dağlara
Boşuna teselli,umut boşuna...
Etrafım Riyakar yüzlerle dolu
Nezaman gelecek,kabusun sonu
Allah ım,ne tuhaf, bir yaşantı bu!
Boşuna ağlamak,isyan boşuna...
Sakın ola dostum,hiç aşık olma
Kendini kaptırıp,bağlanma
Nedirki gördüğün?sadece rüya
Boşuna yaşamak,hayat boşuna...
Boşuna çırpınmak ,bu can boşuna...
Hep Severdim
Ben seni hep severdim
Sense bunu hiç bilmedin.
Şiirler yazardım,gözlerinin üstüne
Onlara baktıkça
Çığlar düşerdi yüreğime,
En çok da gülüşünü özlerdim
Ben,seni hep severdim...
Seni yarınlarda yine seveceğim
Bıkamadan,usanmadan,
Eskisi gibi yollarını bekleyeceğim;
Günlerce,haftalarca,aylarca...
Dönmeyeceini bile bile, özleyceğim
Duymadığını bile bile,sesleneceğim sana
Ben hep seni seveceğim!
Ve,sen bunu hiç bilmeyeceksin...
Sevme Arkadaş
Hayat olmuş derin bir kuyu
Sevda denizinin kurumuş suyu
Mutlu olmak için bir ömür boyu
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş!
Adı var kendi yok,aşka inanma
Seviyor deseler,boşsözdür kanma,
Bir leyla bir mecnun yaşıyor sanma
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş!
Boşuna dönüyor dünya dediğin
Bir hayal oluyor,gerçek bildiğin,
Terkedip gidiyor gönül verdiğin,
İnanıpta kimseyi sevme arkadaş....
Sevgİlİm
YİNE BAŞLADIM DÜŞÜNMEYE
ELİM KALEMDE AKLIM SENDE,
KOKLADIM SENİ HER AÇAN GÜLDE,
KAVUŞTUR ALLAHIM SEVGİLİME.
ONSUZ HAYAT YAŞANMAZ OLDU
KALBİME HASRET ACISI DOLDU,
DELİGİBİ SEVMEK GALİBA BUYDU,
BENDEKİ SEVGİ SONSUZ OLDU.
NE GÜZEL BULUŞURDUK AKŞAMLARI,
ADIM ADIM DOLAŞIRDIK SOKAKLARI,
ÖZLEDİM O KIRMIZI YANAKLARI,
ALLAHIM AYIRMASIN AŞIKLARI
Son Veda
BIRAKTIGIN GİBİ BURDAYIM BU GECE,
YANLIZIM HER GECE NEFESİN BEDENİMDE
FIRTILAR KOPAR ZAVALLI YÜREĞİMDE
HAYALİN SANKİ HEP GÖZÜMÜN ÖNÜNDE
SEN KENDİNİ NE SANIYORSUN,
NALET OLSUN GİDİYORSUN,
BU KALBİ BOŞMU SANIYORSUN,
SON VEDA BU BİLİYORSUN.
HAYATIMIN GAYESİ YOK ARTIK,
SEVMENİN FAYDASI YOK ARTIK,
YARDIM ET ALLAH IM SEVİYORUM DELİCE
YAPAMIYORUM VURGUNUM ÖLESİYE
Sensİz Yaşadim
BİR GÜNÜDE YİNE SENSİZ YAŞADIM
SENİ ARADI BU GÖZLERİM
ÜŞÜDÜ ELLERİM BEDENİM ÜŞÜDÜ
BELKİDE GELİP SARMANI BEKLEDİ,
SOĞUKTU HAVA
RÜZGAR BİR FISILTI GİBİ SESLENİYORDU,
BU KARANLIK YOLARDA.
ÜZERİMDE İNCE BİR ÇEKET
İNCE BİR PANTOLON
BORNOVA SOKAKLARINDA SENİ ARIYORDUM
ELLERİMİ ISITMANI,
BEDENİME SARILIP BİR GÜNEŞ OLMANI İSTİYORDUM,
YİNE SENİ ARADI BU GÖZLERİM
ÜŞÜDÜ ELLERİM, ÜŞÜDÜ BEDENİM
BELKİDE GELİP SARMANI BEKLEDİM
AMA;
BİR GÜNÜ YİNE SENSİZ YAŞADIM SEVDİĞİM
SENİ ARADIM UYKUSUZ GECELERDE
SENİ ARADIM DÜŞLERİMDE
HASRETİN BİR ATEŞ KÜLLENMEYEN
ÖZLEM BİR YARA KANAMASI DİNMEYEN
SENSİZLİK BİTMEYEN ÇİLE
GÖZLERİNDEKİ ALEVİ GÖRMEYELİ
ELLERİNDEKİ SICAKLIGI DUYMAYALI
SANA DOKUNMAYALI
BİN YIL GEÇTİ SANKİ
SENSİZ GEÇEN VAKİTLERİ NE YAPAYIM
DÜNYA SENİNLE GÜZEL,
YAŞAMAK SENİNLE GÜZEL,
BENDEN UZAK OLSANDA FARKETMEZ
KALBİN BENİMLE BU ODADA
GEÇEN HER ANDA SEVGİM
ARTAR AMA ASLA EKSİLMEZ.
HAYAT.....
Çetele tutmak değildir. Seni kaç kişinin aradığı,kiminle
Çıktığın,çıkıyor
Olduğun veya çıkacağın demekte değildir. Kimi öptüğün,hangi
Sporu
Yaptığın
Veya kimlerin seni sevdiğide değildir. Hayat ayakkabıların,saçın
Yada
Derinin rengide değildir. Nerede yasadığın veya hangi okula
Gittiğinde
Değildir. Aslında hayat,notlar,para,giysiler,girmeyi başardığın
Yada
Başaramadığın okullarda değildir.Oturduğun şehir,semt,sahip
Olduğun
Arabanın modeli yada markası asla değildir.
Hayat........
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler
Hissettiğindir. Güven,mutluluk ve sevkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve
Nefretin yerine sevgiyi koymaktır. Hayat,kıskançlığı
Yenmek,önemsemeyi
Öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi
Görmektir.
Her şeyden önemlisi,hayati,başkalarının hayatini olumlu yönde
Etkilemek
Için kullanmayı
Seçmektir. İste hayat bu seçimden ibarettir.....
Ve...önemli olan bu hayat içinde neden yasadığımız....
.............
Öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında..En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; İç çekişmelerinizin nedeni, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur.
Gözyaşlarınızda, bilinç altınızda, kahkahanızdadır.
Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak...
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; "Ölmek var, dönmek yok"tur.
Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını...
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya...
Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursunuz:
"Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa..."
Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız.
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız.
Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz.
"Eskiden böyle miydi ya..." diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı;
Açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...
Böyle süremeyeceğini bilirsiniz.Değişsin istersiniz.
O, sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar.
Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür.
"Ya sev böyle ya da terket" diye gürler...
Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size...Hoyrattır, bakmaz yüzünüze...
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder.
Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden...
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz, dinletemezsiniz.
Ayrılırsanız yaşamayacağınız bilirsiniz, ama böyle de sevemezsiniz İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz...
"Madem öyle..." nin çağı başlar ondan sonra...
Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir,
Madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah sizden gitmiştir".
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz.
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece....
Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre...
Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni...
Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur.
Delikanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla
"Bana ne.kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre
Ama sonra ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız.
Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi...
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye...
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden...
Dönemezsiniz...
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz...
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu...
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.
Sürünür gidersin
Geç Dönen Sevgİlİ
beş yıl olmuştu beraberlikleri başlayalı,Atilla çok yakışıklıydı, büşra ise çok yakışıklıydı çok uyumlulardı arada sırada tartışmalar olsada birbirlerine çok mutlu ve örnek bir aşkları vardı kimseyi umursamadan aşklarının tadını çıkartıyorlar ve sevgilerinin karşısında kimse duramıyordu kendi aralarında sözleşmişlerdi büyük bir aşktı bu.
Birgün yanlış bir anlaşmazlık yüzünden Atilla ile Büşra kavga ettiler. Ve atilla büşrayı yüz üstü bırakıp ayrıldı onlaraynı mahallede oturuyorlardı bir türlü atilla nın geri dönmesini sağlayamadı ve uzun süre ayrı kalmışlardı Büşra artık eskisi gibi gülemiyor ve eğlenemiyordu Atilla ise Büşrayı dışarıda gördüğünde yüzüne bile bakmıyormuş.
Birgün Büşra arkadaşlarıyla bir çay bahçesinde buluşup kız kıza muhabbete dalmıştık ve birden çay bahçesine giren bir çift Büşranın dikkatini çekmişti,birde dönüp bakınca o kızın sarıldıgı erkek atilla oldugunu görmüştü ve donup kalmıştı . Atilla büşrayı görmüştü ama görmemezlikten gelmişti.
Büşra o günden sonra kimselerle konuşmaz olmuş susmuş.Artık ne camdan atillaya bakıyormuş nede dışarı çıkıyormuş artık hayata küsmüş ve bir gün, Büşra bir çoçukla Atillaya bir şiir yollamış Atılla şiiri alıp okumaya başlamış....
--- Bir sabah sen uyurken bir çiğlik kopacak
Bu çığlık seni ve herkezi uyandıracak
kalkıp nereden geliyor diye bakacaksın
baktıgında bizim evden geldiğini anlayacaksın
Sen daha şaşkınlığını atamadığın bir anda
Bir sela sesi çınlayacak bu şehrin sokaklarında
Tüm insanlar toplanacak birden oraya
Benim öldüğümü söyleyecekler sana
İnanmak istemeyeceksin onlara
Sonra koşup geleceksin bizim eve
Sarmışlar beni beyaz bir çarşafa
Bir hoca dua edecek benim baş ucumda
Derken tabuta koymak isteyeceksin beni
Vermemek için tutacaksın beyaz kefenimi
Yalvaran gözle bakacaksın onlara
Dokunmayın diyeceksin ne olur dokunmayın
Ben koyarım onu tabuta
Ellerin yalvarak beni tabuta koymaya
Mecbur oldugunu anlayacaksın bir anda
Koyacaksın beni oz uzun sandığa
V e dönüp onlara beni sevdiğini söyleyeceksin
Sonra dönüp bana
inan bu sözüm yalan değil diyeceksin
Sarılıp tabutuma bir of çekeceksin
İşte o an benim aylarca çektiğimi
Sen bir anda çekeceksin
Geçte olsa hatanı anlayacaksın
Bir an yaşlı gözlerle bana bakacaksın
Bak sana döndüm diye yalvaracaksın
mecburen seni seveni
Beyaz kefenınde bırakacaksın
Ve ogünden sonra insanların dilinde
geç dönen sevgili olarak anılacaksın , Atilla tam şiiri bitirmiştiki birden bire
Büşranın evinden bir çığlık koptu ve Atilla koşturdu o çığlığa ve Büşranın Tavanda vir urganla asılı oldugunu gördü ve Atilla şiirin aynısını yaşadı.Bu olaydan sonra Atilla benim ve Büşrayı tanıyan kişilerin dilinde GEÇ DÖNEN SEVGİLİ diye anıldı.
İyimser Bir Gül
Uyandım, seni düşündüm
Birdenbire duvar
Birdenbire gece yarısı...
Sonra devriye parolası
Ve rüzgar
Ve birdenbire kalp ağrısı...
Uyandım, seni düşündüm
Ey yar
Ey göğsümün sol yarısı!
Su bulanınca
Meydanlarda sesin yırtılınca
Hiç dostun kalmayınca
Sarsılmış bir ömrün
Basamaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül olsun
Dudaklarında...
Dert etme, iyiyim ben
Ara sıra mahşer
Ara sıra yaşama hırsı...
Sonra mazgal altı zulası
Ve mektuplar
Ve ara sıra hasret belası...
Dert etme, iyiyim ben
Ey yar
Ey hüznümün tütün sarısı...
Kan bulaşınca
Yangınlarda yüzün harlaşınca
Saçların tutuşunca
Zorlanmış bir hükmün
Tutanaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül açsın
Yanaklarımda...
Tuhaf Bir Aşk
Seni tam sevmeye başlamışken
kaybetmekten korkuyordu.
Kuş gibi bir gün avuçlarından
uçacaksın biliyordu.
Biliyordu ki yuvadan uçtuğun gün
yüreği kan ağlayacak.
Seni beyaz gelinlikle gördüğünde
mutlulukla gülerken beşer,
boşaltacaktı kanlı gözyaşlarını içine
kimselere sezdirmeden.
Ta ki ölene değin.
Öldüğünde yatıracaklar onu masaya
Yaracak göğsünü hekim,
Çıkaracak acılı yüreği dışarı,
Kanlı gözyaşları ilk günkü gibi taze.
Yürek son defa o zaman konuşacak
Tek kelime söyleyecek;seviyorum
Diyerek hüzünle karışık
Tanrıya teslim olacak.
"Sevgiliye özlem"
İşte yine seninleyim sevgilim,
Yanlızlığımı paylaşıyorum.
Öyle bir yanlızlıki...
Gönlümün derinlerinden esen rüzgarlar gibi.
İşte seni görüyorum bana gülümsüyorsun,
Avizeden duvara yansıyan ışıklar gibi...
Bak perde kımıldıyor,nefes alıyorsun,
Bana dağıttığın gülücüklerin ardından...
İşte dışarıda yağmur başladı,
Fakat sen ağlıyorsun.
Anladım ayrılık sanada zor geldi,
Benim boynumu büktün,seninde bağrını deldi.
Meğer ne zormuş sensiz olmak,
Arayıpta seni bulamamak,
Bir kere aşık olmak,
Bin kere ölmek gibi...
Bekir KULAK
Onunla geziyorduk elele,
Dönüp baktım Bir gül'e bilebile...
Utanmadınmı?dedi;ve ekledi,
Nasıl bakarsın,ben varken Bir gül'e...
-!O MAHALLE'YE!-
O günlerden buruk bir hatıram kaldı,
O mevsimlerden yanlız sonbahardı,
Gözlerimde iki damla yaşta vardı,
Gönlüm paramparça, ıslak mendilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Şimdi o sokaklarda,bahçelerde kimler dolaşır bilinmez,
Bir acı var kalbimde sevgilim,dinmez.
Gönül aynam tozlu,silemez elim,
Anılarım oldu şidi,dilim dilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Ne aşkım ne sevdam,nede sen varsın,
Mevsimlerde değişti çoktan,
Buz tuttudüşlerim,saçlarımda kış,
Degişmeyen tek şey,kalbimde nakış.
İstemem sorulmasın,bu yabancı kim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
BEN
Dokuz yüz altmış altı Dünya'ya gelmişim
Amma, dönüş vakti bilinmez,
Neler geldi geçti bu ömürde bilinmez,
Hepsi silinsede,senden kalan silinmez.
Kayseri,tomarza,şıhbarak köylüyüm,
Küçükken kaybettim anamı,babamı,atamı,
Ama ben onların özü ile özlüyüm,
Uysalım,kimseler bozmazsa kafamı...
Bir zaman su salardım bir bahçeye,
Bu bahçe gül bahçesi,dikenler büyümez,
Ömür kavşağından dönsem geriye,
Rahmetli anamın tandırıda tütmez..
Düvenle sap sürerdik,Safiye halamın Erol'la,
Oltayla,tırmıkla, ırmaktan balık tutardık,
Bilir bilmez bacakkadar boyumla.
At'lar yayar,bucaklarda yatardık...
Tezek ateşinde patetesler pişerdi,
Dilimde damağımda tadı var şimdi,
O mahallenin çakallarıbize aman vermezdi,
Hatırası,elimde izi var şimdi...
Bitmez tükenmez Şıbarak hatıraları,
Hatıralar gönlüme hüzün katıyor,
......,...... onlarla ğüzeldioralar,
Onlara hala kalbimde sevği yatıyor..
Bekir KULAK
(ÖYLE GEL)
Bir gün...
Pişman olup geri dönersen eğer,
Geçmişte olanları düşünde öyle gel,
Af dilemek için kapıma geleceksen,
Unutulduğunu bilde öyle gel...
Adını yazdığım o ağacı görmek istersen,
Çoktaan kazıldığını bilde öyle gel,
Tekrar beraberlik istersen eğer,
Başkasıyla olduğumu bilde öyle gel...
Artık ne pencerem var seni koyacak,
Ne vazom ne de masam,
Sevgilimde yokki bu şehirde,
Çiçek seni alıp ne yapsam...
(((SEVİYORUMYA)))
Bazen Güneş'e sarılmak gelir içimden,
Büsbütün yanmak için...
Bazen Ay'ı tokatlamak isterim,
Aptal aptal bakmasın gökyüzünden.
Bazen rüzgarı kovalar,bazen yağmur gibi ağlarım.
Bazen bahçelere çivilerim kendimi,
Belkide gelirsin diye...
Sonra...
Uykusuz kalırım bütün gece,
Depremler olur sanırım,benim hırsımdan.
Oysaki ne Güneş'e sözüm geçer, nede Ay'a,
Nede hükmedebilirim dünyaya...
Ama olsun,
Seni SEVİYORUMYA...
B.Kulak
Dinle Beni Evlat;
Sana bir çiftsözüm var;
Beni bilmekistersen
Bende Osmanlı özü var.
Mazlumların göz yaşını
Şefkat ile silmişim.
Vatan,millet,namus,
Din ve devlet kıymetini bilmişim.
Hakkıma göz dikenilerin haklarından gelmişim!
"UNUTMA!"
Ben seni sevdiğim mütdetçe varım...
"İNAN!"
Sen benim ilham kaynağım dın...
""DİLEDİĞİN ZAMAN""
Açıktır gönlümün sana kapısı,
Dilediğin zaman girebilirsin.
Gün olur bıkarsan benim aşkımdan,
Dilediğin zaman gidebilirsin...
Mazide oynaşır aşkın anısı,
Hayalin canlanır gece yarısı.
sanmaki kapanmış gönül kapısı,
Dilediğin zaman dönebilirsin...
Seven kalbimdi,sana alıştı,
Şimdi hasretine yürek alıştı,
Yıllar sonra yine gözler bakıştı,
Dilediğin zaman gelebilirsin...
"Güzellik bir Kudrettir,Gülümseme İse Onun Kılıcıdır."
!!!BENİM ÇİÇEĞİM!!!
Beni buralarda tutma ne olursun,
Yollarıma barıkatlar kurma,
Çevir gözlerini öyle durmasın,
İncelen çok şey var aramızda,
Bırak artık burada noktalansın,
Beni burada tutmana gerek yok,
Bırak gideyim.
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Beni buralarda tutma ne olursun,
Çek gölgeni,biraz ışık göreyim.
Yağmuru batak,güneşi serin,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Güneşi sevmez oldom artık,
Bulutlarla aram iyice bozuk,
Öncedende dedim sana yine derim,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
B.Kulak
SEN UNUTMADIĞIN SURECE UNUTULDUĞUNU SANMA...
Ana
Yıllarca taşısam seni sırtımda
Hakların ödenmez bilirim ana.
Sen helal etmezsen hakkını bana
Cennete girilmez , bilirim ana.
Cennet ayakların altında senin
Temmuz sıcağıdır pamuk ellerin
Sana eziyetleri hoş görenin
Kurtuluşu olmaz , bilirim ana.
Gecenin efkarını dağıtan sen
Ilgıt ılgıt rüzgarın nefesi sen
Yorgun bakışlara neşe veren sen
Sen sevgilerin kaynağısın ana.
Kaldırımlar ses vermez bu yerlerde
Taş beton duvar aramızda perde
Dostlar sual sormaz glir geçer de
Bu şehrin kahrı çekilmiyor ana.
Alfabenin ilk harfinde gizlisin
Yaşama farkım , ilk öğretmenimsin
Sen gözyaşlarımın tek nedenisin
Seni unutmak zor , bilirim ana.
Memleketten yana bir söz duyunca
Ruhum ıslanır gurbet yamacında
Evladından ayrı yaşamak sana
Hazin bir duygudur , bilirim ana.
Ben Ayrılıkların Şairi
Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.
Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.
Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.
Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam göz yaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime
Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.
Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.
İyimser Bir Gül
Uyandım, seni düşündüm
Birdenbire duvar
Birdenbire gece yarısı...
Sonra devriye parolası
Ve rüzgar
Ve birdenbire kalp ağrısı...
Uyandım, seni düşündüm
Ey yar
Ey göğsümün sol yarısı!
Su bulanınca
Meydanlarda sesin yırtılınca
Hiç dostun kalmayınca
Sarsılmış bir ömrün
Basamaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül olsun
Dudaklarında...
Dert etme, iyiyim ben
Ara sıra mahşer
Ara sıra yaşama hırsı...
Sonra mazgal altı zulası
Ve mektuplar
Ve ara sıra hasret belası...
Dert etme, iyiyim ben
Ey yar
Ey hüznümün tütün sarısı...
Kan bulaşınca
Yangınlarda yüzün harlaşınca
Saçların tutuşunca
Zorlanmış bir hükmün
Tutanaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül açsın
Yanaklarımda...
Tuhaf Bir Aşk
Seni tam sevmeye başlamışken
kaybetmekten korkuyordu.
Kuş gibi bir gün avuçlarından
uçacaksın biliyordu.
Biliyordu ki yuvadan uçtuğun gün
yüreği kan ağlayacak.
Seni beyaz gelinlikle gördüğünde
mutlulukla gülerken beşer,
boşaltacaktı kanlı gözyaşlarını içine
kimselere sezdirmeden.
Ta ki ölene değin.
Öldüğünde yatıracaklar onu masaya
Yaracak göğsünü hekim,
Çıkaracak acılı yüreği dışarı,
Kanlı gözyaşları ilk günkü gibi taze.
Yürek son defa o zaman konuşacak
Tek kelime söyleyecek;seviyorum
Diyerek hüzünle karışık
Tanrıya teslim olacak.
"Sevgiliye özlem"
İşte yine seninleyim sevgilim,
Yanlızlığımı paylaşıyorum.
Öyle bir yanlızlıki...
Gönlümün derinlerinden esen rüzgarlar gibi.
İşte seni görüyorum bana gülümsüyorsun,
Avizeden duvara yansıyan ışıklar gibi...
Bak perde kımıldıyor,nefes alıyorsun,
Bana dağıttığın gülücüklerin ardından...
İşte dışarıda yağmur başladı,
Fakat sen ağlıyorsun.
Anladım ayrılık sanada zor geldi,
Benim boynumu büktün,seninde bağrını deldi.
Meğer ne zormuş sensiz olmak,
Arayıpta seni bulamamak,
Bir kere aşık olmak,
Bin kere ölmek gibi...
Bekir KULAK
Onunla geziyorduk elele,
Dönüp baktım Bir gül'e bilebile...
Utanmadınmı?dedi;ve ekledi,
Nasıl bakarsın,ben varken Bir gül'e...
-!O MAHALLE'YE!-
O günlerden buruk bir hatıram kaldı,
O mevsimlerden yanlız sonbahardı,
Gözlerimde iki damla yaşta vardı,
Gönlüm paramparça, ıslak mendilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Şimdi o sokaklarda,bahçelerde kimler dolaşır bilinmez,
Bir acı var kalbimde sevgilim,dinmez.
Gönül aynam tozlu,silemez elim,
Anılarım oldu şidi,dilim dilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Ne aşkım ne sevdam,nede sen varsın,
Mevsimlerde değişti çoktan,
Buz tuttudüşlerim,saçlarımda kış,
Degişmeyen tek şey,kalbimde nakış.
İstemem sorulmasın,bu yabancı kim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
BEN
Dokuz yüz altmış altı Dünya'ya gelmişim
Amma, dönüş vakti bilinmez,
Neler geldi geçti bu ömürde bilinmez,
Hepsi silinsede,senden kalan silinmez.
Kayseri,tomarza,şıhbarak köylüyüm,
Küçükken kaybettim anamı,babamı,atamı,
Ama ben onların özü ile özlüyüm,
Uysalım,kimseler bozmazsa kafamı...
Bir zaman su salardım bir bahçeye,
Bu bahçe gül bahçesi,dikenler büyümez,
Ömür kavşağından dönsem geriye,
Rahmetli anamın tandırıda tütmez..
Düvenle sap sürerdik,Safiye halamın Erol'la,
Oltayla,tırmıkla, ırmaktan balık tutardık,
Bilir bilmez bacakkadar boyumla.
At'lar yayar,bucaklarda yatardık...
Tezek ateşinde patetesler pişerdi,
Dilimde damağımda tadı var şimdi,
O mahallenin çakallarıbize aman vermezdi,
Hatırası,elimde izi var şimdi...
Bitmez tükenmez Şıbarak hatıraları,
Hatıralar gönlüme hüzün katıyor,
......,...... onlarla ğüzeldioralar,
Onlara hala kalbimde sevği yatıyor..
Bekir KULAK
(ÖYLE GEL)
Bir gün...
Pişman olup geri dönersen eğer,
Geçmişte olanları düşünde öyle gel,
Af dilemek için kapıma geleceksen,
Unutulduğunu bilde öyle gel...
Adını yazdığım o ağacı görmek istersen,
Çoktaan kazıldığını bilde öyle gel,
Tekrar beraberlik istersen eğer,
Başkasıyla olduğumu bilde öyle gel...
Artık ne pencerem var seni koyacak,
Ne vazom ne de masam,
Sevgilimde yokki bu şehirde,
Çiçek seni alıp ne yapsam...
(((SEVİYORUMYA)))
Bazen Güneş'e sarılmak gelir içimden,
Büsbütün yanmak için...
Bazen Ay'ı tokatlamak isterim,
Aptal aptal bakmasın gökyüzünden.
Bazen rüzgarı kovalar,bazen yağmur gibi ağlarım.
Bazen bahçelere çivilerim kendimi,
Belkide gelirsin diye...
Sonra...
Uykusuz kalırım bütün gece,
Depremler olur sanırım,benim hırsımdan.
Oysaki ne Güneş'e sözüm geçer, nede Ay'a,
Nede hükmedebilirim dünyaya...
Ama olsun,
Seni SEVİYORUMYA...
B.Kulak
Dinle Beni Evlat;
Sana bir çiftsözüm var;
Beni bilmekistersen
Bende Osmanlı özü var.
Mazlumların göz yaşını
Şefkat ile silmişim.
Vatan,millet,namus,
Din ve devlet kıymetini bilmişim.
Hakkıma göz dikenilerin haklarından gelmişim!
"UNUTMA!"
Ben seni sevdiğim mütdetçe varım...
"İNAN!"
Sen benim ilham kaynağım dın...
""DİLEDİĞİN ZAMAN""
Açıktır gönlümün sana kapısı,
Dilediğin zaman girebilirsin.
Gün olur bıkarsan benim aşkımdan,
Dilediğin zaman gidebilirsin...
Mazide oynaşır aşkın anısı,
Hayalin canlanır gece yarısı.
sanmaki kapanmış gönül kapısı,
Dilediğin zaman dönebilirsin...
Seven kalbimdi,sana alıştı,
Şimdi hasretine yürek alıştı,
Yıllar sonra yine gözler bakıştı,
Dilediğin zaman gelebilirsin...
"Güzellik bir Kudrettir,Gülümseme İse Onun Kılıcıdır."
!!!BENİM ÇİÇEĞİM!!!
Beni buralarda tutma ne olursun,
Yollarıma barıkatlar kurma,
Çevir gözlerini öyle durmasın,
İncelen çok şey var aramızda,
Bırak artık burada noktalansın,
Beni burada tutmana gerek yok,
Bırak gideyim.
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Beni buralarda tutma ne olursun,
Çek gölgeni,biraz ışık göreyim.
Yağmuru batak,güneşi serin,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Güneşi sevmez oldom artık,
Bulutlarla aram iyice bozuk,
Öncedende dedim sana yine derim,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
B.Kulak
SEN UNUTMADIĞIN SURECE UNUTULDUĞUNU SANMA...
Ana
Yıllarca taşısam seni sırtımda
Hakların ödenmez bilirim ana.
Sen helal etmezsen hakkını bana
Cennete girilmez , bilirim ana.
Cennet ayakların altında senin
Temmuz sıcağıdır pamuk ellerin
Sana eziyetleri hoş görenin
Kurtuluşu olmaz , bilirim ana.
Gecenin efkarını dağıtan sen
Ilgıt ılgıt rüzgarın nefesi sen
Yorgun bakışlara neşe veren sen
Sen sevgilerin kaynağısın ana.
Kaldırımlar ses vermez bu yerlerde
Taş beton duvar aramızda perde
Dostlar sual sormaz glir geçer de
Bu şehrin kahrı çekilmiyor ana.
Alfabenin ilk harfinde gizlisin
Yaşama farkım , ilk öğretmenimsin
Sen gözyaşlarımın tek nedenisin
Seni unutmak zor , bilirim ana.
Memleketten yana bir söz duyunca
Ruhum ıslanır gurbet yamacında
Evladından ayrı yaşamak sana
Hazin bir duygudur , bilirim ana.
Ben Ayrılıkların Şairi
Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.
Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.
Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.
Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam göz yaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime
Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.
Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.
İyimser Bir Gül
Uyandım, seni düşündüm
Birdenbire duvar
Birdenbire gece yarısı...
Sonra devriye parolası
Ve rüzgar
Ve birdenbire kalp ağrısı...
Uyandım, seni düşündüm
Ey yar
Ey göğsümün sol yarısı!
Su bulanınca
Meydanlarda sesin yırtılınca
Hiç dostun kalmayınca
Sarsılmış bir ömrün
Basamaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül olsun
Dudaklarında...
Dert etme, iyiyim ben
Ara sıra mahşer
Ara sıra yaşama hırsı...
Sonra mazgal altı zulası
Ve mektuplar
Ve ara sıra hasret belası...
Dert etme, iyiyim ben
Ey yar
Ey hüznümün tütün sarısı...
Kan bulaşınca
Yangınlarda yüzün harlaşınca
Saçların tutuşunca
Zorlanmış bir hükmün
Tutanaklarından
Görüşüme gel ne olur
İyimser bir gül açsın
Yanaklarımda...
Tuhaf Bir Aşk
Seni tam sevmeye başlamışken
kaybetmekten korkuyordu.
Kuş gibi bir gün avuçlarından
uçacaksın biliyordu.
Biliyordu ki yuvadan uçtuğun gün
yüreği kan ağlayacak.
Seni beyaz gelinlikle gördüğünde
mutlulukla gülerken beşer,
boşaltacaktı kanlı gözyaşlarını içine
kimselere sezdirmeden.
Ta ki ölene değin.
Öldüğünde yatıracaklar onu masaya
Yaracak göğsünü hekim,
Çıkaracak acılı yüreği dışarı,
Kanlı gözyaşları ilk günkü gibi taze.
Yürek son defa o zaman konuşacak
Tek kelime söyleyecek;seviyorum
Diyerek hüzünle karışık
Tanrıya teslim olacak.
"Sevgiliye özlem"
İşte yine seninleyim sevgilim,
Yanlızlığımı paylaşıyorum.
Öyle bir yanlızlıki...
Gönlümün derinlerinden esen rüzgarlar gibi.
İşte seni görüyorum bana gülümsüyorsun,
Avizeden duvara yansıyan ışıklar gibi...
Bak perde kımıldıyor,nefes alıyorsun,
Bana dağıttığın gülücüklerin ardından...
İşte dışarıda yağmur başladı,
Fakat sen ağlıyorsun.
Anladım ayrılık sanada zor geldi,
Benim boynumu büktün,seninde bağrını deldi.
Meğer ne zormuş sensiz olmak,
Arayıpta seni bulamamak,
Bir kere aşık olmak,
Bin kere ölmek gibi...
Bekir KULAK
Onunla geziyorduk elele,
Dönüp baktım Bir gül'e bilebile...
Utanmadınmı?dedi;ve ekledi,
Nasıl bakarsın,ben varken Bir gül'e...
-!O MAHALLE'YE!-
O günlerden buruk bir hatıram kaldı,
O mevsimlerden yanlız sonbahardı,
Gözlerimde iki damla yaşta vardı,
Gönlüm paramparça, ıslak mendilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Şimdi o sokaklarda,bahçelerde kimler dolaşır bilinmez,
Bir acı var kalbimde sevgilim,dinmez.
Gönül aynam tozlu,silemez elim,
Anılarım oldu şidi,dilim dilim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
Ne aşkım ne sevdam,nede sen varsın,
Mevsimlerde değişti çoktan,
Buz tuttudüşlerim,saçlarımda kış,
Degişmeyen tek şey,kalbimde nakış.
İstemem sorulmasın,bu yabancı kim,
O mahalleye gelemem artık sevgilim...
BEN
Dokuz yüz altmış altı Dünya'ya gelmişim
Amma, dönüş vakti bilinmez,
Neler geldi geçti bu ömürde bilinmez,
Hepsi silinsede,senden kalan silinmez.
Kayseri,tomarza,şıhbarak köylüyüm,
Küçükken kaybettim anamı,babamı,atamı,
Ama ben onların özü ile özlüyüm,
Uysalım,kimseler bozmazsa kafamı...
Bir zaman su salardım bir bahçeye,
Bu bahçe gül bahçesi,dikenler büyümez,
Ömür kavşağından dönsem geriye,
Rahmetli anamın tandırıda tütmez..
Düvenle sap sürerdik,Safiye halamın Erol'la,
Oltayla,tırmıkla, ırmaktan balık tutardık,
Bilir bilmez bacakkadar boyumla.
At'lar yayar,bucaklarda yatardık...
Tezek ateşinde patetesler pişerdi,
Dilimde damağımda tadı var şimdi,
O mahallenin çakallarıbize aman vermezdi,
Hatırası,elimde izi var şimdi...
Bitmez tükenmez Şıbarak hatıraları,
Hatıralar gönlüme hüzün katıyor,
......,...... onlarla ğüzeldioralar,
Onlara hala kalbimde sevği yatıyor..
Bekir KULAK
(ÖYLE GEL)
Bir gün...
Pişman olup geri dönersen eğer,
Geçmişte olanları düşünde öyle gel,
Af dilemek için kapıma geleceksen,
Unutulduğunu bilde öyle gel...
Adını yazdığım o ağacı görmek istersen,
Çoktaan kazıldığını bilde öyle gel,
Tekrar beraberlik istersen eğer,
Başkasıyla olduğumu bilde öyle gel...
Artık ne pencerem var seni koyacak,
Ne vazom ne de masam,
Sevgilimde yokki bu şehirde,
Çiçek seni alıp ne yapsam...
(((SEVİYORUMYA)))
Bazen Güneş'e sarılmak gelir içimden,
Büsbütün yanmak için...
Bazen Ay'ı tokatlamak isterim,
Aptal aptal bakmasın gökyüzünden.
Bazen rüzgarı kovalar,bazen yağmur gibi ağlarım.
Bazen bahçelere çivilerim kendimi,
Belkide gelirsin diye...
Sonra...
Uykusuz kalırım bütün gece,
Depremler olur sanırım,benim hırsımdan.
Oysaki ne Güneş'e sözüm geçer, nede Ay'a,
Nede hükmedebilirim dünyaya...
Ama olsun,
Seni SEVİYORUMYA...
B.Kulak
Dinle Beni Evlat;
Sana bir çiftsözüm var;
Beni bilmekistersen
Bende Osmanlı özü var.
Mazlumların göz yaşını
Şefkat ile silmişim.
Vatan,millet,namus,
Din ve devlet kıymetini bilmişim.
Hakkıma göz dikenilerin haklarından gelmişim!
"UNUTMA!"
Ben seni sevdiğim mütdetçe varım...
"İNAN!"
Sen benim ilham kaynağım dın...
""DİLEDİĞİN ZAMAN""
Açıktır gönlümün sana kapısı,
Dilediğin zaman girebilirsin.
Gün olur bıkarsan benim aşkımdan,
Dilediğin zaman gidebilirsin...
Mazide oynaşır aşkın anısı,
Hayalin canlanır gece yarısı.
sanmaki kapanmış gönül kapısı,
Dilediğin zaman dönebilirsin...
Seven kalbimdi,sana alıştı,
Şimdi hasretine yürek alıştı,
Yıllar sonra yine gözler bakıştı,
Dilediğin zaman gelebilirsin...
"Güzellik bir Kudrettir,Gülümseme İse Onun Kılıcıdır."
!!!BENİM ÇİÇEĞİM!!!
Beni buralarda tutma ne olursun,
Yollarıma barıkatlar kurma,
Çevir gözlerini öyle durmasın,
İncelen çok şey var aramızda,
Bırak artık burada noktalansın,
Beni burada tutmana gerek yok,
Bırak gideyim.
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Beni buralarda tutma ne olursun,
Çek gölgeni,biraz ışık göreyim.
Yağmuru batak,güneşi serin,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
Güneşi sevmez oldom artık,
Bulutlarla aram iyice bozuk,
Öncedende dedim sana yine derim,
Senin ikliminde açmıyor benim çiçeğim...
B.Kulak
SEN UNUTMADIĞIN SURECE UNUTULDUĞUNU SANMA...
Ana
Yıllarca taşısam seni sırtımda
Hakların ödenmez bilirim ana.
Sen helal etmezsen hakkını bana
Cennete girilmez , bilirim ana.
Cennet ayakların altında senin
Temmuz sıcağıdır pamuk ellerin
Sana eziyetleri hoş görenin
Kurtuluşu olmaz , bilirim ana.
Gecenin efkarını dağıtan sen
Ilgıt ılgıt rüzgarın nefesi sen
Yorgun bakışlara neşe veren sen
Sen sevgilerin kaynağısın ana.
Kaldırımlar ses vermez bu yerlerde
Taş beton duvar aramızda perde
Dostlar sual sormaz glir geçer de
Bu şehrin kahrı çekilmiyor ana.
Alfabenin ilk harfinde gizlisin
Yaşama farkım , ilk öğretmenimsin
Sen gözyaşlarımın tek nedenisin
Seni unutmak zor , bilirim ana.
Memleketten yana bir söz duyunca
Ruhum ıslanır gurbet yamacında
Evladından ayrı yaşamak sana
Hazin bir duygudur , bilirim ana.
Ben Ayrılıkların Şairi
Ben ayrılıkların şairi,
Yalnızların ozanıyım.
Sen, sen masallar okurken daha,
Ben acıların yazarıyım.
Haklısın, aramızda dağlar, denizler var,
Haklısın, aramızda uçurumlar.
Senin sevdaların, üç günlük masal,
Benim sevdalarım, Allah'ına kadar.
Elma şekeri mi sandın aşkı,
Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı.
Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı,
İşte ben o zaman görürüm seni.
Halâ tahta masalara yazıyorsam adını,
Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın,
Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni,
Islak mendillere siliyorsam göz yaşlarımı,
Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından,
Bana sor yalnızlığı,
Ayrılığı bana sor diye haykırıyorsam,
Ve sabahçı kahvelerinde
bir çay gibi demliyorsam hasretini,
Ve inadına özlüyorsam, o çay karası gözlerini,
Bil ki, bu seni erkekçe sevdiğimdendir.
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil,
Bırak bu sahte gözyaşlarını,
Bırak bu masum bakışlarını.
Üzülme, benim için üzülme,
Üzülme bu son için üzülme,
Ben, ben, ben yeterim kendime
Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde,
Varsın da her gece
Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim,
Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine,
Asla pişman değilim.
Hatırla, bir adam diyordun hatırla,
Ömür boyu sevsin beni ömür boyu,
İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim.
Çünkü ben,
Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim.
Bir Gariptir Benim Hikayem
Bir gariptir benim hikayem herkes gibi yasadım herkes gibi nefes
aldım; aslında kimse gibi yasamadım çünkü ben farklı sevdim ...
Beynimin her karesine kalbimin her noktasına seni
yerleştirdim ağzımdan çıkan her sözde, gözlerimden akan her damla yasta
sen vardın. Saniyeler seninle geçti... Yüzünü aklıma öyle kazıdım ki
her kime baktıysam senden bir şeyler aradım.. Aradım ya kimse senin
gibi değildi. Senden başka herkse yabancı geldi bana kimseyle senin
gibi konuşamadım. Bir anda kalbimden ve aklımdan herkesi sildin...
Sadece sen vardı yalnızca sen... Hayattan yorulan kalbim seninle
tekrar atmaya başladı dünyada ki en farklı ve en güzel duyguyu seninle
yasadı belki de... Ve ben her güne seni
.