DÜN ASKER BUGÜN POLİS SIRADA HALK VAR – Tarık Şamil YILMAZ
Yazı yazacağım konu başlıklarını genelde İnternetten araştırır, o konu hakkında bir şey yazılmış mı diye bakarım. Yine aynı şekilde bu başlığı da yazdım ve karşıma "dün asker vesayeti, bugün polis vesayeti" başlıklı yüzlerce içerik çıktı. İçerikler incelendiğinde hemen hemen birbirinin aynısı konular ele alınmış. Konuyu farklı bir boyuttan ele alan olmamış.
Türkiye on yıla yakın bir süredir askeriye içinde kendince çıbanları temizliyor. Yüzlerce tutuklama, binlerce istifa…
Cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren ülkeyi girdaba sürükleyen, gerilemeye ve olumsuz gidişata sebep olan şey sistemin kendisi değil de, sistemin içinde kümelenmiş dış mihraklı bir terör örgütü imiş (Ergenekon). Hatta istiklal mahkemelerinde dahi Ergenekoncuların parmağı varmış. Neyse ki propaganda ve sairi uzun bir süreçten sonra temizlendi. Bu süreçte en büyük destekçileri SAMAN TV-FM-GAZETE-DERGİ-AYAKLI GAZETELERİ İDİ. Her yayın başında, sonunda, ortasında "Ergenekon tehlikesi", "Ergenekon geliyor". Her şey Ergenekon'un başını altından çıkmış. İttihatçıların zamanından beri varlarmış. Yaygaraları kopardılar. Yıllar süren operasyonlar sonucu askeriye içindekiler ve derin devlet temizlendi.
Tam rahat bir nefes alacaktık ki, bu seferde dershanelerin kapatılması süreciyle başlayan ve 17 Aralık operasyonu denilen senaryoyla birlikte, polis teşkilatının da kirlendiğini tespit ettik. "Devlet içinde paralel yapılanmalara izin yok" naralarıyla hemen temizlik başladı. Görevden almalar, atamalar ve bizim bilmediğimiz, duymadığımız nice uzaklaştırmalar. Polis teşkilatı da yavaş yavaş düzene konulacak ve yavaş yavaş devlete tam hâkimiyet gerçekleşecekti. Zira bu tür yapılanmalar her istenileni yapmaya engel oluşturuyordu. Bununla da kalınmadı, bu sefer de yargı mensuplarına el attılar. Paralel yapı buralara da sızmış ve güçlenmeye devam ediyordu. Aynı operasyonlar yargıya da yapıldı. Devlet aldığı radikal kararları anca böyle karmaşık bir zamanda alabilirdi. Ve öyle de oldu, kaşla göz arasında yargı kendine bağlandı bağlanacak bir duruma getirildi.
Aslında bu temizlik hep vardı. Şöyle bir eskiye dönelim ve askeriye içinde namaz kılan ve dini hassasiyeti olan askerlerin nasıl ihraç edildiğini hatırlayalım. Askeri okula öğrenci alımlarında o kadar eleme ve gayri dini kıstaslara ve okullarda bozma ve asimile etme faaliyetlerine rağmen İslami ve insani yönünü kaybetmeyen askerlerin ihracı hep vardı. Zira bu askerler, askeriyenin bozuk gidişatına engel oluşturuyorlardı. Bu durum sadece askeriyede olan bir durum değil, devletin diğer önemli ve hayati kurumlarında da vardır. Sistemlerinin gidişatına engel olabilecekleri diskalifiye etme kültürü, bu devletin en meşhur özelliği. Hemen hemen her devlet yapar bunu aslında, zira kendi geleceğini garanti altına almak ister.
Ülkemizin % 99 luk bir Müslüman nüfusu var. Askeriyeye, emniyete yargıya birileri istese de istemese de, bu halkın çocukları yerleşiyor. Doğal olarak İslami bir aile yapısından gelen bu insanlar haksızlıklar karşısında susmayacaktır ve engel olmak için elinde bir güç varsa onu kullanacaktır. Bu duruma şöyle bir örnek vermek istiyorum. Lisede milli güvenlik dersimize giren bir yüzbaşı vardı. Yıllardan beri gündemin sıcak mevzusu İran malumunuz, o zamanlar da sıcak bir gündemdi. Ve o yüzbaşı şöyle dedi. İran'la Türkiye; NATO ve sair bir sebeple savaşsa askeriyenin içinde birçok rütbeli buna karşı çıkar ve Türk Askeri böyle bir savaşa girmez. Malumunuz yakınlarda gündemde olan Suriye müdahalesi ne oldu, olamadı, çünkü halk böyle bir şeye razı olmayacağı gibi, asker de böyle bir savaşta savaşmaz. Ve dahası ileride, uyanan Arap toplulukları gibi ülkemizde de bir ayaklanma olsa, göstericilere müdahale edecek polis, asker onları yargılayacak olan ise yargıçlardır. İşin aslı bu, örnekler çoğaltılabilir, işte Ergenekon senaryosu başta olmak üzere diğer bütün palavralar, kurumlar içinde kendi gidişatlarına sorun çıkaracak tipleri atmaktır.
Kısacası sistem, halk kitlerini yok edebilecek gerek siyasi, gerek askeri, gerekse fikri bir teminatör grubu oluşturuyor, Devlet sadece kendi kurumlarındaki elemanları temizlemiyor. Bekasını sağlamak için terör gruplarını dahi kendisi oluşturuyor ki, muhalif olanlar bu grupların arasına girsin, yine kendi kontrollerinde olsun. Kolay değil seksen milyonluk Müslüman bir halkı aldatabilmek için yok operasyondu, yok paralel devletti, yok cemaatti palavraları atacak, tabi yoksa kim inanır olayın bir operasyon olduğuna.
Alıntıdır. Kaynak: Halk Haber
(En son düzenleme: 31-08-2014, 12:04 Matemkar.) .